Post Author Avatar
Baran Bozdağ
Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör
Unutmak ve hatırlamak kavramları günlük dilimize işleyişine bakıldığında çoğu zaman olması gerekenden farklı düşünülen kavramlardır aslında. Öyle ki, unuttum diyebilmek için gerçekten o sırada neyi hatırlayamadığımızın farkında olmamız gerekir. Neyi unuttuğumuzun farkında olmadığımızda, kısacası neyi unuttuğumuzu unuttuğumuzda genelde 'Unuttum' diye düşünmek aklımıza bile gelmez. Gerçekten unutmak ise bu kadar kolay bir şey değildir. Çoğunlukla hatırlayamamaya unutmak diyoruz.

Herhangi bir anda da unutmakta olduğunuz veya o sırada sorulsa hatırlayamayacağınız şeyler mevcuttur. Ancak hiçbirisini durduk yere unuttum diye düşünmezsiniz. Yani unuttum diyebilmek ve unutmak için gerçekten unuttuğunuz şeyin ne olduğunu bilmeniz gerekir. Hatırlamak ise sadece olduğunu veya bildiğinizi bildiğiniz şeylerin geri çağırılması olarak nitelendirilebilir. Ancak gerçekten önceden farkında olmadığınız hiçbir şeyi hatırlamanız mümkün değildir.

Bu ilgi çekici konunun ilgi çekici noktalarından birisi daha yine bir sinirbilimi çalışmasının konusuydu. Çalışma, Unutma ve/veya hatırlayamama durumu ortaya çıktığında saatin bu durum ile bir bağıntısı olup olmadığını sorguluyor. something?

Araştırmacılar, farelerde bir gen tespit ederek, bu genin günün farklı saatlerinde hafızanın yenilenmesini yani hatırlanamayan bir bilginin farklı bir saatte hatırlanmasında etkili olduğunu gösterdi. Bu geni takip altına alan bilim insanları, farelerin neden normal olarak uyandıkları andan hemen önce daha unutkan olduklarına nasıl sebep olduğunu da anlamaya çalıştı.

Keşfedilen gen, "hafızanın yenilenmesi" veya bilginin geri çağrılması ile ilişkilendirilmiş ilk gen olma özelliğini taşıyor.

Bir şeyi unutmamız, tam dikkat vermemekten başlayarak çoğunlukla o şeyi tam olarak öğrenmemiş olmamıza bağlıdır. Az önce size tanıştırılan biri ile benzer şekilde yıllardır ezbere bildiğiniz bir şarkının sözlerinin aklınızdan bir anlığına uçup gitmiş gibi hissetmenize sebep olan şey, tam olarak beyninizin neresine kaydettiğinizi hemen keşfedememenizden kaynaklanabiliyor.

Yeni hafızaların, anıların ve bilgilerin nasıl kaydedildiği bu alanda araştırmaların büyük bir kısmını kapsasa da, nasıl unuttuğumuz  ve unutulanı nasıl hatırladığımız çok kolay bir şekilde çalışılamadığından -çünkü bilmemek ve bilineni hatırlayamamak bambaşka iki süreçtir- elimizde çok fazla veri de bulunmuyor.


Araştırmacılardan University of Tokyo bünyesindeki Uygulamaları Biyolojik Kimya Bölümü profesörlerinden Satoshi Kida yukarıda bahsedilen bilmeme ve hatırlamama süreçlerinin farklı olmasının değerlendirmesini yapabilecek bir test dizayn ettiklerini açıkladı. Genç dişi ve erkek farelerin hafızalarını test eden araştırmacılar eğitim ve 'öğrenme' sırasında farelerin yeni bir objeyi birkaç dakika incelemesine izin verdi.

Çalışmanın 'Hatırlama' fazında ise araştırmacılar farelerin, obje tekrar sunulduğunda objeye ne kadar süre ile temas ettiklerini ölçtü. Fareler daha önce gördüklerini hatırladıkları bir objeye daha az dokunma zamanı ayırıyorlar. Bu nedenle bilim insanları farklı saatlerde gün içinde aynı nesneyi farelerin hatırlama seviyelerini ölçmek için gösterdi.

Hem sağlıklı farelerde hem de BMAL1 proteinine -bu protein uyanmadan hemen önce düşük seviyelerde ve uyuduktan hemen sonra da yüksek seviyelerde dalgalanma gösteren ve birçok farklı genin protein sentezlemesini regüle eden bir proteindir- sahip olmayan farelerde deneyen araştırmacılar, fareleri normalde uyanacakları saatten hemen önce eğitti ve testi de uyumalarından kısa bir süre sonra gerçekleştirdi ve nesneyi tanıdıkları görüldü. Aynı saatte eğitilen fareler 24 saat sonra test edildiğinde ise objeyi tanıyamadılar.

İki grup farelerde de aynı sonuç kalıpları ortaya çıktı ancak BMAL1 eksiği olan fareler normalde uyanmadan hemen önce unutmaya daha meyilli olarak kaydedildi. Benzer sonuçlar başka bir fareyi tanıyıp tanımamaları üzerinde gerçekleştirildiğinde de elde edildi.

BMAL1 seviyeleri düşükken, yani normalde uyanacakları saatten hemen önce bir şey farelerin kesinlikle bildikleri ve öğrendikleri şeyleri hatırlayamamalarına veya az hatırlamalarına sebep oluyordu.

Hafıza araştırmaları içinde sirkadiyen saatin öğrenme ve hafıza oluşumu üzerinde de etkili olduğunu gösteren çalışmaların mevcut olduğu biliniyor. Ancak bunun tam olarak hangi mekanizmalar, genler ve epigenetik süreçler ile oluştuğunun tam olarak bilinmediğinin farkındayız.

Hiokampusta BMAL1'in etkisi ile hafızanın geri çağrılmasının nasıl gerçekleştiği üzerine spesifik olarak düşen bilimciler, normal BMAL1 ile dopamin reseptörü aktivasyonu ile de bu geni ilişkilendirmeyi başardı. Buna ek olarak beyindeki diğer küçük sinyal moleküllerinin modifikasyonundan sorumlu olduğunu da öğrendiğimiz BMAL1 yolaklarının demans ve Alzheimer gibi rahatsızlıkların iyileştirilmesi veya bazı olumsuz semptomlarının giderilmesinde kullanılabileceğini görüyoruz.
Kaynak ve İleri Okuma
  • María Luisa Torruella-Suárez, Jessica R. Vandenberg, Elizabeth S. Cogan, Gregory J. Tipton, Adonay Teklezghi, Kedar Dange, Gunjan K. Patel, Jenna A. McHenry, J. Andrew Hardaway, Pranish A. Kantak, Nicole A. Crowley, Jeffrey F. DiBerto, Sara P. Faccidomo, Clyde W. Hodge, Garret D. Stuber, Zoé A. McElligott. Manipulations of central amygdala neurotensin neurons alter the consumption of ethanol and sweet fluids in mice. The Journal of Neuroscience, 2019; 1466-19 ";s https://www.jneurosci.org/content/early/2019/11/19/JNEUROSCI.1466-19.2019
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir