Keseli Memelilerin ve Yumurtlayan Memelilerin Beyni, Nasırlı Cismin Bağımsız Olarak Evrilmediğine İşaret Ediyor
Avustralya'daki Queensland Beyin Enstitüsü'nden Rodrigo Suárez, Linda Richards ve çalışma arkadaşları tarafından yapılan bir çalışmaya göre, keselilerin ve tek-deliklilerin beyn...
Yıldız Teknik Üniversitesi - Çevirmen/Editör
Avustralya'daki Queensland Beyin Enstitüsü'nden Rodrigo Suárez, Linda Richards ve çalışma arkadaşları tarafından yapılan bir çalışmaya göre, keselilerin ve tek-deliklilerin beyninde bulunan antik nöral bağlantılar, beynimizdeki "korpus kallosum" veya "nasırlı cisim" adlarıyla bilinen yapının evrimine ilişkin ipuçları veriyor. Ekibin bulguları, PNAS dergisinde yayımlanan bir makalede paylaşıldı.
Korpus kallosum, beyin yarıküreleri arasında iletişimi sağlayan bir hattır. İnsanların da dahil olduğu eteneli (plasentalı/ döleşli) memeliler (Lat. Eutheria) alt-sınıfındaki tüm canlılarda, yarıküreler korpus kallosumla bağlıdır. 10 santim uzunluğundaki bu kablo, 300 milyon sinir ipliği içerir ve beyindeki en büyük beyaz madde yapıdır.
Nasırlı cisim, temel olarak bir iletişim köprüsü görevi görerek, bedenin sağ ve sol yanlarından gelen duyusal girdilerin karşılaştırılmasına ve birleştirilmesine olanak sağlar. Dolayısıyla, duyusal ve hareketsel işlevlerde önemli bir rol oynar. Ayrıca dil ve duygusal işlemler gibi bilişsel görevlerle ilgili beyin bölümleri arasında etkileşimi de sağlar. Ancak bu yapı tüm memelilerde bulunmaz; keseli memelilerde (Lat. Metatheria) ve yumurtlayan memeliler olan tek-deliklilerde (Lat. Monotremata) korpus kallosum yoktur. Onun yerine, yarıküreler daha basit bir sinir iplikleri ağı yoluyla iletişim kurar. Nasırlı cismin bağımsız olarak mı evrildiği, yoksa beyin bağlantısallığının daha antik bir ilkesinin mi işin içinde olduğu, şimdiye dek açıklığa kavuşmamıştı.
İşi daha da karıştıran şeylerden biri, bazı ender vakalarda insanların korpus kallosum olmadan doğabilmeleriydi. Bu çoğu zaman hafiften şiddetliye kadar değişen bir yelpazede sakatlıklarla ilişkilendirilirken, böyle doğan bireylerin bir kısmı ise çok az bir nörolojik eksiklikle, yüksek işlevsellik sergiliyordu. Manyetik rezonans görüntüleme tekniği çözümlemeleri, bu vakalarda yarıkürelerin keselilerde ve tek-deliklilerde bulunan nöral bağlantıları andırır şekilde iletişim kurduğuna işaret ediyordu.
Memelilerde beyin bağlantısallığının evrimini daha iyi anlamak için Suárez ve ekibi, küçük bir keseli türü olan koca kuyruklu dunnart (Lat. Sminthopsis crassicaudata) ile tek-deliklilerin ünlü temsilcisi platipusun (ornitorenk, Lat. (Ornithorhynchus anatinus) beyin MR görüntülerini inceledi. Araştırmacılar, tek-deliklilerde ve keselilerdeki yarıküreleri bağlantılandıran sinir ipliklerinin, korpus kallosumda bulunanlarınkine benzeyen desenlerde düzenlenmiş olduklarını keşfetti. Bu da nasırlı cismin bağımsız olarak evrilmeyip, yarıküreler arasında varolan bağlantıların genişletilmesiyle oluştuğuna işaret ediyor. Suárez, nasırlı cismin aslında yarıküreleri bağlayan aksonların sayısının artmış hâli olduğunu belirtiyor.
Korpus kallosum, beyin yarıküreleri arasında iletişimi sağlayan bir hattır. İnsanların da dahil olduğu eteneli (plasentalı/ döleşli) memeliler (Lat. Eutheria) alt-sınıfındaki tüm canlılarda, yarıküreler korpus kallosumla bağlıdır. 10 santim uzunluğundaki bu kablo, 300 milyon sinir ipliği içerir ve beyindeki en büyük beyaz madde yapıdır.
Nasırlı cisim, temel olarak bir iletişim köprüsü görevi görerek, bedenin sağ ve sol yanlarından gelen duyusal girdilerin karşılaştırılmasına ve birleştirilmesine olanak sağlar. Dolayısıyla, duyusal ve hareketsel işlevlerde önemli bir rol oynar. Ayrıca dil ve duygusal işlemler gibi bilişsel görevlerle ilgili beyin bölümleri arasında etkileşimi de sağlar. Ancak bu yapı tüm memelilerde bulunmaz; keseli memelilerde (Lat. Metatheria) ve yumurtlayan memeliler olan tek-deliklilerde (Lat. Monotremata) korpus kallosum yoktur. Onun yerine, yarıküreler daha basit bir sinir iplikleri ağı yoluyla iletişim kurar. Nasırlı cismin bağımsız olarak mı evrildiği, yoksa beyin bağlantısallığının daha antik bir ilkesinin mi işin içinde olduğu, şimdiye dek açıklığa kavuşmamıştı.
İşi daha da karıştıran şeylerden biri, bazı ender vakalarda insanların korpus kallosum olmadan doğabilmeleriydi. Bu çoğu zaman hafiften şiddetliye kadar değişen bir yelpazede sakatlıklarla ilişkilendirilirken, böyle doğan bireylerin bir kısmı ise çok az bir nörolojik eksiklikle, yüksek işlevsellik sergiliyordu. Manyetik rezonans görüntüleme tekniği çözümlemeleri, bu vakalarda yarıkürelerin keselilerde ve tek-deliklilerde bulunan nöral bağlantıları andırır şekilde iletişim kurduğuna işaret ediyordu.
Memelilerde beyin bağlantısallığının evrimini daha iyi anlamak için Suárez ve ekibi, küçük bir keseli türü olan koca kuyruklu dunnart (Lat. Sminthopsis crassicaudata) ile tek-deliklilerin ünlü temsilcisi platipusun (ornitorenk, Lat. (Ornithorhynchus anatinus) beyin MR görüntülerini inceledi. Araştırmacılar, tek-deliklilerde ve keselilerdeki yarıküreleri bağlantılandıran sinir ipliklerinin, korpus kallosumda bulunanlarınkine benzeyen desenlerde düzenlenmiş olduklarını keşfetti. Bu da nasırlı cismin bağımsız olarak evrilmeyip, yarıküreler arasında varolan bağlantıların genişletilmesiyle oluştuğuna işaret ediyor. Suárez, nasırlı cismin aslında yarıküreleri bağlayan aksonların sayısının artmış hâli olduğunu belirtiyor.
Kaynak ve İleri Okuma
- Same same but different: the evolution of the mammal brain https://cosmosmagazine.com/biology/same-same-but-different-the-evolution-of-the-mammal-brain
Etiket
Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?
Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.
Destek Ol
Yorum Yap (0)
Bunlar da İlginizi Çekebilir
04 Haziran 2015
Şempanzeler Yemek Pişirmeyi Öğrenebiliyorlar
31 Ağustos 2017
Atların Neden Tek Tırnağı Vardır?
30 Ocak 2018
Yeni Arkeopteriks Fosili ve Kuşların Evrimi
24 Aralık 2016
Yeni Keşfedilen Dişsiz Yetişkin Dinozor
12 Ocak 2015
Bitki ve Hayvanlarda Farklı Renk Evrimi
29 Haziran 2015
Yaşayan Antik Balık: Koelakant
25 Şubat 2015
Güney Amerika Maymunları Afrika'dan Geldi
24 Kasım 2015
Yaşamış En Büyük Sıçan Fosilleri Keşfedildi