Post Author Avatar
Umut Can Yıldız
Boğaziçi Üniversitesi - Çevirmen/Yazar

Öncelikle maymun diyebileceğimiz tek bir canlının olmadığını söylememiz lazım. Günlük konuşmalarda 250’yi aşkın tür içeren bir memeli takımı olan primatlar tek bir türmüş gibi maymun diyerek geçiştiriliyor. İlk akla gelen ise genellikle şempanze (Pan troglodytes) oluyor.

Peki, evrim kuramı şempanzeden geldiğimizi mi söylüyor? Kesinlikle hayır! Evrim kuramı tüm canlıların ortak atadan türleşerek evrimleştiğini anlatır ve hiç bir zaman insana erişmek üzere programlanmış bir ilerleyişi yoktur. Her türe ait canlı popülasyonları kendi içlerinde nesilden nesile yavaş yavaş değişirler, eğer bir canlı popülasyonunda izolasyon gerçekleşir ve bu küçük değişimler ayrı ayrı gerçekleşirse zaman içinde birbirinden çok farklı türler ortaya çıkarlar. Bu süreçte çoğunlukla farklı doğal seçilimsel baskılar da gözlenir. Yani ne mevcut kurbağalardan kertenkeleler, ne bugünkü kertenkelelerden tavşanlar türemiştir. Canlıları dönüştüren sihirli bir güç değildir evrim, kalıtımın doğasında vardır. Canlılık tarihi bir ağaca, hatta bir çalıya benzetilebilir, her dal birbirinden ayrıldıktan sonra bağımsız olarak günümüze ulaşır. Bu dalları geçmişe takip edersek ortak bir noktada buluşurlar.

İnsanın (Homo cinsi) ve şempanzenin (Pan cinsi) ortak atası 6 ile 7 milyon yıl öncesine(MYÖ) dayanmaktadır. Bu uzun zamanları hayal etmek zor, eğer ortalama 20 yaşlarında yeni yavru edinildiğini varsayarsak ortak atamızdan bu yana yaklaşık 300.000 nesil geçmiştir. Bu süreçte asla şempanze benzeri bir atadan (Ortak atanın şempanzelere daha çok benzediği düşünülmektedir.)  modern görünümlü insan doğmamıştır. Birbirine paralel pek çok insansı türünün geçmişte aynı zaman dilimlerinde yaşadığını, pek çok insansı soyunun tükendiğini (ki en sonunda sadece bizlerin yani Homo sapiens’in kaldığını biliyoruz), evrim ağacında bugüne ulaşamamış dal olduğunu görebilirsiniz.

İnsana giden tek bir çizgi değildir ve birbirini takip eden altı türle gösterilen
popüler evrim görseli kadar basit değildir. Bu resmediş semboliktir.

Türümüze gelen dalı geriye doğru takip edersek, ilk önce görece daha yakın zamanlarda yaşamış ve muhtemelen modern insanlar yüzünden yok olmuş türlere ait kalıntıları buluruz. Bunlardan Homo floresiensis yaklaşık 50 bin yıl öncesine kadar Java adasında yaşıyordu . Bir başka insan tür olan Homo neanderthalensis ise yaklaşık 40 bin yıl önce yok olmuştu . Başta Afrika kıtası olmak üzere Homo, Austrolopithecus ve Ardipithecus cinslerine onlarca türe ait binlerce fosil bulunuyor ve bu fosillerin sayısı her gün artmaktadır.

Evrimin bir çizgi değil, ağaç olduğunu her soyun kendi içinde dallanmaya devam ettiğini kavramak oldukça önemlidir. İnsan soyu evrilirken şempanze soyu da olduğu gibi kalmamış, evrimleşmeye devam etmiştir. Örneğin, yaklaşık 2 milyon yıl önce Kongo nehrinin neden olduğu coğrafik yalıtım, ormanın iki yakasında farklı şartların hâkim olmasına ve Pan cinsinin iki dala ayrılmasına neden olmuştur. Ormanın iki yakasından farklı şartların hâkim olması bu türlerin 2 MYÖ gibi kısa bir sürede çokça farklılaşmasına yol açmıştır.

Şimdiki başka maymunlar ve şempanzeler insan olmuyorlar çünkü insanın rastlantısal olarak içinde bulundukları doğal şartlara ve insanın 6 MY’lık kalıtımsal birikimine sahip değiller. Belki milyonlarca yıl sonra onlardan da insana daha çok benzer dallar ortaya çıkacaktır. Belki iki ayak üzerine bile kalkabilecekler. Ancak insan türü ile aynı süreçleri birebir yaşama ve kalıtımdaki rastgele değişimlerin aynı olma olasılığı imkânsıza yakın. Biyokültürel ve toplumsal evrim süreçlerini, ve büyük kısmını kendi yarattığımız ekolojik nişleri önceden doldurmuş olmamızı saymıyoruz bile.
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir