Coronavirüsler soğuk algınlığına sebep olabilen virüslerdir. Coronavirüslerin alt tiplerinin sebep olduğu rahatsızlıklar, ağır akut solunum yolu yetersizliği sendromu (Severe Acute Respiratory Syndrome-SARS) ve ortadoğu solunum yetmezliği sendromudur (MERS-COV, Middle East Respiratory Syndrome-Coronavirüs). SARS ilk 2003 yılında ortaya çıktı ve birçok ölümcül vakaya sebep oldu. İki virüsü birbirinden ayıran en önemli özellik, MERS’in insandan insana bulaşabilmesidir. Hastalığa özel herhangi bir tedavi bulunmaması, bu virüs için yapılacak çalışmaların çok olduğunun da bir göstergesi olarak kabul edilebilir.

Yeni yapılan bir araştırmada, Kenya’da bulunan develerin neredeyse yarısının Ortadoğu Solunum Yetmezliği Sendromu (MERS-COV, Middle East Respiratory Syndrome-Coronavirüs) ile enfekte olduğu ve gelecekte yapılacak çalışmalarda, hastalığın insana geçişindeki rolünün araştırılması açısından bu çalışmanın önem teşkil ettiğini açıkladılar.

MERS ilk kez 2012 yılında Suudi Arabistan’da izole edildi. Hala virüse karşı geliştirilen herhangi bir aşı ya da özel tedavi yöntemi bulunmamaktadır. Bugüne kadar 20 den fazla ülkede 1595 kişi enfekte oldu ve 571 vaka ölümle sonuçlandı.

Büyük çoğunluğunun insan vakası olmasından dolayı MERS virüsünün insandan insana bulaşabileceği düşünülmekle birlikte, develerin virüsün ana rezervuarı (kaynak) olduğu ve hayvandan insana bulaşabildiği ve hayvan kaynaklı olduğu düşünülmektedir.
Liverpool Üniversitesi, Amerika, Kenya ve Avrupa’dan birçok enstitüden bir araştırmacı ekip oluşturuldu. Laikipia County-Kenya’dan 9 sürüden, 335 tek hörgüçlü (hecin devesi) incelendi. Araştırma sonucunda develerin %47’sinin MERS virüsü antikoru pozitif saptandı ve virüsten etkilendikleri tespit edildi.

Üniversitenin Enfeksiyon Enstitüsü ve Küresel Sağlık Veteriner Enfeksiyon Hastalıkları Başkanı Professör Eric Fèvre, Laikipia County’de, deve yoğunluğunun, kuzey Kenya’da bulunan bölgelere oranla daha az olmasına rağmen çalışmalarında, popülasyonunun viral geçiş için yeterli sayıda olduğunu ve develerin belki de sürekli olarak re-enfeksiyona* maruz kaldıklarını, bunun da uzun süreli olarak virüsün taşınmasına sebep olduğunu ifade etti. MERS virüsü ile enfekte olan develerin soğuk algınlığı belirtileri gösterdiğini de açıkladı.

Araştırmacılar, virüsün evrensel olarak zoonotik** olup olmadığını henüz bilinmediğini belirttiler. Şimdilik Kenya’nın bu bölgesinde deveden insana bulaş vakası görülmese de develerden insanlara bu virüsün bulaşabileceği yok sayılamaz.

Belki de Orta Doğu’da virüsün uğradığı evrimsel bir mutasyon sonucu, virüs zoonotik hale geldi ve şimdiye kadar insanlarda salgın gözlendi.

Araştırmacılardan Dr. Sharon Deem, et, süt gibi hayvansal ürünlere olan talep dünya genelinde artmakta ve pazarlar talepler büyüdükçe yoksul çiftçilere bir yol olarak sunulabilmekte, ancak zoonotik hastalıklar bunun için büyük engel teşkil etmektedir.

Kenya ve diğer Sahra bölgelerinde, MERS virüsünün insanlar için tehlikeli olup olmadığını belirlemek için daha fazla çalışmaya da ihtiyaç duyulmaktadır.

*Re-enfeksiyon: Aynı etken (mikroorganizma ya da virüs) tarafından oluşturulan ikincil enfeksiyondur. İlk enfeksiyon tam olarak yok edilemediğinden, kalan virüs ya da bakterilerin yeniden çoğalarak enfeksiyon oluşturmasıdır.

**Zoonotik: Hayvanlardan insana bulaşan hastalıklara verilen isimdir.




Kaynak : Chantal B. Reusken et al. Serological Evidence of MERS-CoV Antibodies in Dromedary Camels (Camelus dromedaries) in Laikipia County, Kenya. PLOS ONE, October 2015 DOI:10.1371/journal.pone.014012




 
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir