Post Author Avatar
Sevkan Uzel
Yıldız Teknik Üniversitesi - Çevirmen/Editör

Fransa'da çalışan bir grup bilimci, Nisan 2016'da nörobilim dünyasını sarsan bir keşif yapmıştı: Çok başlı küfün (Lat. Physarum polycephalum), beyni olmadığı hâlde, yinelenen deneyimlerden öğrenebildiği ve hoşlarına gitmeyen durumlardan kaçınabildiği ortaya konmuştu. Şimdi ise aynı ekip, "bilgi sahibi" küfün bilgisiz küf ile birleşerek ona bildiklerini aktarabildiğini gösterdi. (Bkz. Çok Başlı Küfün Alışkanlıkları Duruma Göre Değişiyor)

Bir cıvık mantar (sıvaşıcı küf veya sümük küfü adıyla da bilinir İng. slime mould ) türü olan P. polycephalum, aslında tek hücreli organizmalardan oluşan bir kolonidir. Bu tekil hücreler, mantarsı küflerden çok amiplerle yakın akrabadır. Daha büyük bir varlık meydana getirmek için biraraya gelen mikroskobik protozoalardan oluşan organizmaya, bu nedenle "çok başlı küf" adı verilmiştir.

Çoğu zaman kütüklerin üzerinde rastlanan ve mantar, bakteri ya da çürüyen maddelerle beslenen bu canlı, büyüklüğüne göre oldukça hızlı hareket etme becerisine de sahiptir. Saatte 4 santim kadar ilerleyebilir. Son yıllarda üzerinde çokça çalışma yapılan çok başlı küfün, zekânın evrimi konusuna ışık tutabileceği düşünülüyor.

Araştırmacılar, yaptıkları son çalışmada yine bir önceki deneydekine benzer bir köprüden geçme senaryosu hazırladı. Ellerindeki küflerden birini köprüye "alıştıran" ekip, daha sonra köprü hakkında bilgi sahibi olmayan bir küfle ilkinin birleşmesine izin verdi. Bu deneyde engel olarak kafein yerine tuz kullanıldı.

Bilgisiz küf (N), bilgi sahibi küflerle (H) birleşiyor.

Gözlem sonucunda, üç tane bilgisiz küfün bile tek bir bilgili küfle birleşmesi hâlinde, organizmanın bütününün engellerin nerede ve köprünün nerede olduğunu bilir şekilde davrandığını saptadı. Ancak bilginin, organizmanın bilgisiz bölümlerine yayılması için bir miktar süreye gereksinim olduğu da not edildi.

Proceedings of the Royal Society B dergisinde yayımlanan makalede, azınlıkta olan alıştırılmış küfler ile çoğunlukta olan alıştırılmamış küflerin biraraya gelmesi ile oluşan çok başlı küfün, alıştırılmamış üyelerinin de kaçınma yaratan maddeye uyum gösterdiği (alışmış olanlar gibi kaçınmadıklarını) ortaya koyuldu. Ayrıcaa küfler arasında davranışsal uyumun etkili aktarımının kesinleşmesi için birleşik hâlde biraz zaman geçirmeleri gerektiği gözlemlendi.

Peki nasıl oldu da, köprüde tuz olduğunu bilen hücreler, bilmeyenleri bundan haberdar edebildi? Kimse henüz buna net bir yanıt veremiyor. Tufts Üniversitesi'nden Michael Levin (kendisi çalışma ekibinde yer almıyor) bilginin basitçe biyofiziksel olarak aktarılmış olabileceğini düşünüyor. "Bu o kadar da şaşırtıcı değil. Hücrelere bazı biyofiziksel değişiklikler biçiminde kodlanmış olmalı; deneyim sonucunda farklı ve kalıcı birşey olmalı, değilse bellek işlemez. Ortam ne olursa olsun, hücrelerin içinde, neden aktarılabilir olmasın ki?" diyor Levin.

Elbette küfün bilgi aktarım yöntemini anlayabilmek için çalışmaların sürdürülmesi gerekiyor. Ancak şimdiye dek yapılmış olan deneylerden kesin olarak ortaya çıkan bir şey varsa, o da zekâya ilişkin düşüncelerimizi gözden geçirmemiz gerektiği olsa gerek. Karmaşık ve ilginç davranışlar için beyni bir önkoşul olarak görmeyi bırakmak zorundayız. Gerek çok başlı küfle, gerekse çeşitli bitkilerle yapılan deneyler buna işaret ediyor. (Bkz. Pavlov'un Bitkileri: Sinyalleme Ağları Sinir Sistemine Eşdeğer Olabilir mi?)

Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir