Post Author Avatar
Gürkan Akçay
Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör

Ne için kullandıklarından bağımsız olarak çocukların, tabletlerin ya da akıllı telefonların başından ayrılmaları oldukça zordur. Ebeveynler de, hayatımızda her geçen gün daha fazla alan kaplayan teknolojinin çocuklarının gelişimi üzerindeki etkileri konusunda oldukça kaygılıdır. Başka bir deyişle, teknolojinin hayatımızdaki yerinin hızla değişmesi ve teknoloji ile iç içe büyümemiş ebeveynlerin çocuklarının teknoloji bağımlısı hayatları, ailelerin teknoloji kullanımının avantajları ve dezavantajları konusunda kaygılanmasına sebep oluyor.

Amerika'da 8-11 yaşları arasındaki 4500'den fazla çocuk üzerinde yapılan bir gözlemsel araştırmada, yeterli uyku ve fiziksel aktivitenin yanı sıra çocukların eğlence amacıyla ekran karşısında geçirdikleri süreyi günde iki saatten daha az bir süre ile sınırlandırmak daha gelişmiş bir biliş ile ilişkilendirildi.

27 Eylül'de (2018) The Lancet Child & Adolescent Health'de yayımlanan araştırmada, bireysel olarak ele alındığında, fiziksel aktivite fiziksel sağlık için son derece önemli olabilirken, sınırlı ekran süresi ve uyku kalitesindeki iyileştirmeler ile gelişmiş bir biliş arasında çok güçlü bağlar bulunduğu ortaya koyuldu.

Araştırmaya göre, ABD'deki 8-11 yaş aralığındaki çocuklar günde ortalama 3.6 saat boyunca ekran karşısında vakit geçiriyor. Ülkemizde bu oranın ne seviyede olduğuna dair herhangi bir gözlemsel araştırma bulunmadığından; henüz güvenilir veriler paylaşamasak da küçük çaplı gözlemlerle çocukların bir gün boyunca ekran karşısında geçirdikleri sürenin azımsanmayacak düzeylerde olduğu tahmininde bulunabiliriz.

Araştırmacılara göre, elde edilen bulgular, çocukluk ve ergenlik döneminde; 9-11 saatlik uyku, günde en az bir saat boyunca egzersiz yapmak ve özellikle de ekran süresinin iki saatten az olarak sınırlandırılması gibi 24 saatlik süreye dair üç temel öneriye uymanın bilişsel gelişim için önemli olduğunu göstermektedir.

Davranışlar ve günlük aktiviteler, çocuklarda beyin ve bilişsel gelişime katkıda bulunur ve fiziksel aktivite, hareketsiz davranış ve uyku, bilişi bağımsız ve kolektif olarak etkileyebilir. Elde edilen deliller iyi uyku ve fiziksel aktivitenin gelişmiş akademik performansla ilişkili olduğunu gösterirken, fiziksel aktivite de daha iyi tepki süresi, dikkat, bellek ve inhibisyon ile ilişkilidir. Ekran karşısında vakit geçirmek gibi oturularak yapılan davranışlar arasındaki bağlantının, henüz erken aşamalarındaki bu araştırma için tam olarak belirgin olmasa da ekran tabanlı etkinlik türlerine bağlı olarak değiştiği düşünülmektedir.

ABD'nin 20 farklı bölgesinden 4520 çocuktan alınan verilerin analiz edildiği çalışmada, çocuklar ve ebeveynler, çocukların fiziksel aktivite, uyku ve ekran tabanlı etkinliklerde geçirdiği süreyi tahmin edebilmeye olanak tanıyan ölçekleri tamamladı. Bununla birlikte, çocuklar; dil becerileri, eylemsel bellek, yönetsel fonksiyonlar, dikkat, kısa süreli hafıza ve işlem hızı gibi özellikleri ölçen bilişsel bir teste tabi tutuldular. Araştırmada; hane halkının geliri, ebeveyn ve çocuk eğitimi, etnik köken, pübertal gelişim, vücut kitle indeksi ve çocuğun travmatik beyin hasarı geçirip geçirmediği gibi değişkenler kontrol altında tutuldu.

Elde edilen verilere göre, neredeyse her üç çocuktan biri (%29 – 1,330/4,520) bu üç temel öneriden hiçbirini karşılamazken, %41'i (1,845/4,520) yalnızca birini, %25'i (1,129/4,520) iki tanesini ve %5'i ise (216/4,520) üç önerinin tamamını karşılıyordu. Analizler neticesinde, çocukların yarısının (%51, 2,303/4,520) önerilen uyku süresine, %37'sinin (1,655/4,520 çocuk) ekran süresi sınırlamasına ve %18'inin de (793/4,520 çocuk) fiziksel aktivite önerisine uyduğu görüldü.

Çalışmada, çocukların uyduğu öneri sayısının artmasıyla daha iyi bir biliş gelişmesi arasında bir bağlantı saptandı. Dahası, yalnızca ekran süresi önerisi ya da hem ekran süresi hem de uyku süresi önerisi önerilerinin takip edilmesi ile bilişsel gelişim arasında çok güçlü bağlantılar bulunduğu görüldü.

Sınırlılıklar

Her ne kadar fiziksel aktivite ile bilişsel gelişim arasındaki ilişki için önemli deliller olmasına rağmen, bu çalışmada, fiziksel aktivite önerisinin tek başına karşılanmasının, biliş ile ilişkili olmadığı görüldü. Araştırmacılar, bunun şaşırtıcı bir bulgu olduğunu ve kullanılan ölçeğin yeterince spesifik olmayabileceğini ileri sürüyor. Öte yandan, araştırmada, fiziksel aktivitenin fiziksel sağlık sonuçları için en önemli davranış olmaya devam ettiğine ve bilişi olumsuz etkilediğine dair hiçbir belirti bulunmadığına da vurgu yapılıyor.

Çalışmada, çocuklarda iki saatten uzun süren ekran tabanlı etkinliklerin daha zayıf bilişsel gelişim ile ilişkili olduğu bulgusuna ulaşıldı. Ancak yine de, ekran zamanı ve biliş arasındaki bağlantılar hakkında daha fazla araştırma yapılmasına ihtiyaç duyuyoruz. Bu araştırmalar arasında, içeriğin eğitsel veya eğlence olup olmadığı ve odaklanma gerektirip gerektirmediği veya çoklu görevler içerip içermediği gibi farklı ekran süresi türlerinin etkisinin incelenmesi bulunuyor. Araştırmaya dayanarak; çocukların ekran karşısında geçirdikleri sürenin sınırlandırılması ve çocukluk ve ergenlik döneminde sağlıklı uyku rutinlerine öncelik verilmesinin önemli olduğunu söylemeliyiz.

Ancak araştırmanın gözlemsel olması da dahil olmak üzere bazı kısıtlamaların bulunduğunu da söylemeliyiz. Bununla birlikte kullanılan ölçeklerden elde edilen verilerin, katılımcının bildirdiği veriler olması bakımından taraflı olabileceğini de unutmamak gerekiyor. Öte yandan anketler sadece çalışmanın başlangıcında kullanılmıştır ve bu nedenle de davranışların zaman içinde nasıl değiştiğini izleyemezsiniz, bu yüzden de zaman içindeki eğilimleri anlamak için çalışmanın gelecekteki döngülerinin de analiz edilmesi gerekecektir.

Ne Yapılabilir?

Ekranlarda harcanan her dakika, uykudaki ya da bilişsel olarak zorlayıcı faaliyetlerdeki bir dakika ile yer değiştirir. Akşam ekran kullanımı durumlarında ise, bu yer değiştirme aynı zamanda uyku kalitesinin bozulmasına da neden olabilir. Bilişsel olarak zorlayıcı ekran aktivitelerinin bilişe olan faydalarından teselli bulmak cazip gelse de; eğer seçim şansı sunulursa, pek çok çocuğun daha az uyarıcı olanlara kıyasla uyarımı daha fazla olan ekran aktivitelerini seçtiğini de unutmamak gerekiyor.

Tabletlerin, bilgisayarların ve akıllı telefonların artık kültürümüzün ve günlük yaşantımızın bir parçası olduğu gerçekliğini ifade etsek de, bu teknolojilerin etkileri ve zararları hakkında da gerçekçi olmalıyız. Özellikle çocukların erken yaşlarda bu medya araçları ile doğru etkileşime geçmeleri oldukça önemlidir. Aile bireyleriyle görüntülü görüşmeler yapmak, birlikte bilim videoları seyretmek, beraber müzik dinleyip dans etmek, yeni yemek tariflerine ve yaratıcı fikirlere göz atmak bu teknolojilerin aile bağlarını güçlendirecek şekilde faydalı kullanımlarına birkaç örnek olabilir.

Eğer bu cihazları kullanıyorsanız, uygulama mağazalarında yüzlerce eğitim uygulaması olduğunu da muhtemelen fark etmişsinizdir. Her ne kadar uygulama mağazalarındaki bu uygulamalar (aplikasyonlar) eğitim kategorisi içerisinde olsa da, çoğu uygulamanın alanında uzman eğitimciler tarafından hazırlanmadığını kolaylıkla söyleyebiliriz. Bu sebeple kullanılan eğitim uygulamalarının ve videolarının seçiminde de dikkatli olunmalı.

Araştırmacılara göre ebeveynler de bu teknolojileri kullanım sürelerini sınırlandırmalılar. Eğer ebeveynler bu teknolojileri çok sık ve uzun süreli kullanıyorlarsa, bu durum ebeveyn ile çocuk arasındaki sözlü ya da sözsüz etkileşimi azaltarak ebeveyn-çocuk çatışmasını artırabilir.

Güncel araştırmalar ışığında, özellikle de 0-5 yaş aralığındaki çocukların dijital medya kullanımlarına bazı önerilerde bulunabiliriz:

  1. 24 aylıktan küçük çocukların görüntülü konuşma dışında dijital medya ile etkileşim halinde olmasından kaçının.
  2. Eğer 18 ila 24 aylık çocuklar bir şekilde dijital ortamlarla etkileşim halindeyse, yüksek kaliteli programları seçin ve bu araçları beraber kullanın.
  3. Çocukların teknolojiyi daha erken yaşta öğrenmeleri gerekliliği konusunda kendinizi baskı altında hissetmeyin, çocuklar teknoloji kullanımı doğru yaşta oldukça kolay bir şekilde çözümleyeceklerdir.
  4. 2 ila 5 yaş arası çocuklarda, ekran kullanımı süresini günde 1 saat ile sınırlandırın ve yüksek kaliteli programları ya da videoları seçin. Ayrıca bu çocuklara bir yetişkinin ekranda ne olduğunu açıklaması ve rehberlik etmesi de oldukça önemli.
  5. Çocukları dikkat dağıtıcı şekilde hızlı ilerleyen ya da şiddet içeren videolardan ve programlardan uzak tutun.
  6. Kullanılmıyorsa televizyon ya da diğer cihazları kapatın.
  7. Dijital ortamları yalnızca çocukları sakinleştirmek amacıyla kullanmaya özen gösterin.
  8. Yatak odalarında, yemek saatlerinde ya da oyun saatlerinden dijital medyayı uzak tutmaya gayret edin.
  9. Uyku saatinden en az 1 saat önce, ekran kullanımını sonlandırın.
  10. Çocuğunuzun teknoloji ile ilişkisini doğru inşa etmek ve gelişimini olumsuz etkilemesini engellemek istiyorsanız mutlaka bir pediatri uzmanından yardım alın.
Erken çocukluk, hızlı beyin gelişiminin görüldüğü bir dönemdir. Dolayısıyla çocukların oyun oynamaya, uyumaya, duygularını kontrol etmeye ve ilişkiler kurmaya daha fazla vakit ayırmaları gerekiyor. Aşırı dijital medya kullanımı, çocukların bu önemli aktiviteleri yapmalarına engel olabilir. Yani medya kullanımı ile bu aktivitelerin sağlıklı dengesinin kurulması gerekiyor ve yukarıda saydıklarımız bu dengenin kurulmasında oldukça önemlidir.
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir