Post Author Avatar
Elif Ardahanlı
Uludağ Üniversitesi - Çevirmen
Zika salgınının üçüncü yılında bilim insanları, virüsün, gelişmekte olan sinir hücrelerini yok ederek fetüsün sinir sistemine zarar verdiğini öğrenmişti.

Bu yeni bilginin açığa çıktığı zamanlarda, bir gün Kenneth Alexander eve yürürken aklına bir fikir geldi : Zika virüsü, nöroblastom olarak geçen çocukluk kanserini öldürmek için kullanılabilir miydi?

Nemours Çocuk Hastanesi'nde Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı olan Alexander, bu soru üzerine, Central Florida Üniversitesi'nde Zika virüsü üzerinde çalışmalar yürüten cerrah meslektaşı ile birlikte çalışmaya başladı. Yaklaşık bir yıl süren araştırmanın ardından, ekibin ilk çalışmalarının ön sonuçları 25 Temmuz'da (2018) PLOS ONE'da yayımlandı ve Zika virüsüne maruz kalan nöroblastoma hücrelerinin enfekte olduktan 10 gün sonra öldüğünü ve virüsün kanser için potansiyel bir tedavi olabileceğini gösterdi. Peki bilim insanlarının tedavi geliştirmeyi hedefledikleri bu nöroblastom nedir?

Nöroblastom


Nöroblastom, ikinci en sık görülen çocukluk kanseri tipidir ve diğer çocukluk kanserlerine oranla yüksek bir ölüm oranına sahiptir. En çok, bebekleri ve 5 yaşından küçük çocukları etkiler. 1-14 yaş arası çocuklarda nöroblastom için 5 yıllık sürede sağ kalım oranı %68'dir. Ne yazık ki, yüksek riskli tümör fenotipi olan hastaların uzun süreli sağkalımı ise %40'ın altındadır. Bu yüksek mortalite göz önüne alındığında, yüksek riskli nöroblastoma için yeni tedavilerin belirlenmesi oldukça önemlidir.

Şu an uygulanan tedaviler; genellikle cerrahi, kemoterapi, radyasyon veya yüksek riskli vakalarda bunların bir kombinasyonu şeklindedir. Bazı durumlarda ise tedavilerin hiçbiri işe yaramaz.

Çalışmada görevli olan ve Nemours'ta pediatrik genel cerrah olan Dr. Tamarah Westmoreland; “Nöroblastoma konusunda çok fazla araştırma var, ama biz tedavi için farklı bir yaklaşım denemek istedik. Bu sonuçlara baktığımızda Zika virüsünün, mevcut tedavilerle birlikte kullanılabileceğini düşünüyoruz.” diyor ve araştırmanın henüz çok erken bir aşamasında olduklarını da kaydediyor.

Öte yandan Orlando ekibi, Zika'nın kansere karşı tedavi potansiyelini araştıran ilk araştırma grubu değil. ABD'de ve Brezilya'daki bir grup, Zika enfeksiyonunun yetişkinlerdeki glioblastoma hücrelerini öldürdüğünü, bu agresif ve yaygın beyin tümörü tipini tedavi etmek için yeni kapılar açabileceğini yaptıkları ön çalışmalarla gösterdi. Bir başka Brezilyalı araştırma grubu da, Haziran ayında; Zika virüsünün bir suşunun, merkezi sinir sistemdeki agresif tümörleri yok ettiği sonucuna ulaştı.

Alexander ve grubunun çalışmasını, diğer grupların çalışmalarından farklı kılan ise, Zika virüsünün nöroblastoma hücreleri üzerindeki etkisiyle, CD24 ekspresyonun doğrudan ilişkili olduğunu tespit etmeleri oldu.

CD24, hücre yüzeyine bağlanan ve nöral gelişim için çok önemli bir hücre adezyon molekülü olarak hareket eden ve farklılaşan nöroblastlar  Nöroblast: Sinir sistemi gelişiminin ilk evrelerinde farklılaşan ektoderm kökenli embriyon hücresi. Tüm sinir hücresi tipleri, nöroblast farklılaşması sonucunda oluşur.  üzerinde de eksprese edilen bir moleküldür. Nöroblastom hücrelerinde de CD24 sıklıkla yüksek oranda ekspres edilir.

Grup, çalışmada, CD24 proteini taşıyan kanser hücrelerinin Zika virüsü tarafından öldürülürken, CD24 proteini taşımayan kanser hücrelerinin Zika virüsüne direnç gösterdiğini gözlemledi. Bu oldukça önemli bir bilgidir, çünkü bu sayede virüsün hedefi olan hücreler daha da netleştirilebilir ve böylelikle de virüsün etki mekanizmasının anlaşılmasında yeni bir bakış açısı geliştirilebilir. Bu bilgiden yola çıkan araştırma ekibi, şimdi de CD24'ü ifade eden diğer kanser hücrelerini tarayıp, Zika virüsünün onlar üzerindeki etkisini araştırıyor.

Modifiye Edilmesine De Gerek Duyulmuyor


Konuyla ilgili aydınlatılması gereken farklı şeyler de mevcut kuşkusuz. Bunlar; virüsün nasıl hücrelere girip onları yok ettiği, CD24’ün Zika virüsü ile tam olarak nasıl etkileştiği ve Zika virüsünün etki göstermesinde CD24'e ek olarak farklı proteinlerin de yer alıp almadığıdır. Araştırmacılar, bu karanlık noktaları da aydınlatmak üzere çalışmalara başladı.

Öte yandan bu çalışma, bir virüsün kanseri tedavi etmek için kullanıldığı ilk araştırma değil. Bu tip virüs odaklı tedavi araştırmalarının geçmişi 1940'lara kadar uzanıyor. Son zamanlarda ise, melanomu tedavi etmek için Herpes virüsünün modifiye edilmiş bir biçimi kullanıldı.

Araştırma ekibi, ayrıca, çalışmanın ön bulgularına dayanarak, Zika virüsünün modifiye edilmesine de gerek duyulmadığını, tamamen büyüyen sinir hücrelerinin virüsün hedefi olmadığını belirtiyor. Bu oldukça önemli bir avantajdır, çünkü virüsün sadece belli hücre gruplarını öldürmesi ve diğer hücrelere etki etmemesi bu virüsün tedavi olarak kullanılma potansiyelini arttırır.

Ayrıca bugüne kadar kanser tedavilerinde kullanılması planlanan tüm virüs tipleri modifiye edilerek oluşturulmuştur. Bu modifikasyonlar sayesinde virüsler sadece istenilen hücre tiplerini hedef alır ve istenilen şekilde çalışır. Bu modifikasyon süreçleri de zaman alıcı ve zordur. Zika virüsünün buna ihtiyaç duymaması ise, ekibin sonuca ulaşma süresini muhtemelen kısaltacaktır. Bununla yanı sıra, virüsün bazı kişilerde etkisini göstererek hastalığa sebebiyet vermesi de muhtemeldir ancak çoğumuz için Zika artık ciddi olmayan bir enfeksiyondur.

Her ne kadar enfekte insanların %80’inde hiçbir belirti göstermese de; Zika virüsü, özellikle yetişkinlerde ve büyük çocuklarda Guillain-Barré sendromu, nöropati ve miyelitin de bir tetikleyicisidir. Bu sebeple; her ne kadar mortalitesi yüksek ve agresif seyreden bir kanser türü için güçlü bir tedavi potansiyeli taşısa da, Zika’nın bu ciddi etkileri ortadan kaldırılmadan; virüsün, durumları oldukça riskli olan bu hasta grubu için bir tedavi seçeneği olamayacağını mevcut bilgilerimizle söyleyebiliriz.
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir