Post Author Avatar
Sevkan Uzel
Yıldız Teknik Üniversitesi - Çevirmen/Editör

İspanya'da bulunan Evrimsel Canlıbilim Enstitüsü'nden Alicia Gallego liderliğinde yapılan bir araştırmanın sonuçları, 22 Nisan 2016`da PLOS One dergisinde yayımlandı. Elde edilen bulgulara göre, insana özgü dört mikroRNA değişkesi (varyant) diğer büyük kuyruksuz maymunlara (büyük ape) kıyasla, ifade (ekspresyon) düzeylerini ve gen hedeflerini değiştirmiş olabilir.

MikroRNA'lar neredeyse tüm biyolojik işlevlerde görev alan, transkripsiyon (DNA'yı oluşturan nükleotit dizisinin, RNA polimeraz enzimi tarafından bir RNA dizisi olarak yazılması süreci) sonrası gen düzenleyicilerdir. Tür içinde büyük ölçüde korunurlar; ancak yine de bazı farklar mevcut olabilir. Bu değişikliklerin etkisi ise çoğunlukla pek açık olmaz. Yapılan çalışma kapsamında 1500'ün üzerinde mikroRNA'yı inceleyen araştırmacılar, insan ile orangutanlar, goriller, bonobolar ve şempanzeler dahil diğer büyük kuyruksuz maymun türleri arasındaki böyle farkları ve bu farkların yarattığı işlevsel değişiklikleri ortaya koydu.

Yukarıda bu çalışmada çözümlenen büyük ape (kuyruksuz maymun) bireyler ve mikroRNA'ların değişimi görülüyor. Kutucuklarda büyük ape ırk evrimi (filogeni) boyunca insanla ayrılıştan (insan için de şempanze ile ayrılıştan) itibaren oluşan türe özgü nükleotid değişimlerinin sayısı belirtilmiş: Koyu gri öncül, açık gri olgun ve beyaz tohum mikroRNA bölgelerini ifade ediyor. Bu değişimlerin gerçekleştiği toplam mikroRNA sayısı parantez içinde yazılmış. (Telif: Gallego et al.)

Elde edilen bulgulara göre, dört mikroRNA'nın dizilim ve uzunluklarındaki değişiklikler insan özgü olabilir. Bunlardan ikisi büyük ölçüde beyin dokusunda ifade edildiğinden, nöral işlevleri olan genler üzerinde etkide bulunmuş olmalıdırlar. Diğer ikisinin ise sınırlı ifade desenleri olduğundan, araştırmacılar gelişimde dolaylı rol aldıklarını varsayıyor. Ayrıca mikroRNA'ların yaşının da önemli olabileceğini keşfeden ekip, evrimsel açıdan daha genç olan mikroRNA'ların daha az dizilim korunumu, ifadesi ve hastalık ilişkisi olduğunu, ayrıca gençlerin yaşlı mikroRNA'lardan daha yalıtılmış durumda bulunduklarını belirtiyor.

Araştırmacılar bu çalışmanın, sonuç olarak insana özgü duruma gelen bazı özelliklerin şekillenmesinde kodlamayan (İng. non-coding) elemanların nasıl bir rolü olduğunun anlaşılmasına yardımcı olmasını umuyorlar.
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir