Post Author Avatar
Yusuf Cem Durakcan
Boğaziçi Üniversitesi - Çevirmen/Yazar
Alkol tüketimi ile DNA hasarı ve kanser riskinin artması arasında bir bağlantı olabileceğini gösteren birçok veri bulunuyor. Ancak bu bağlantının neden var olduğunun tam olarak çözümlenebildiği söylenemez. Şimdi ise, İngiltere’den bilim insanları bu ilişkinin sebebinin ne olabileceğine dair yeni bir açıklama getirdi.

Fareler üzerinde yürütülen çalışmada, bilim insanları alkolün kan yapan kök hücrelerdeki DNA'ya zarar verdiğini tespit etti. Bu hasara sebep olan şey ise, alkol metabolize etme sürecinin bir yan ürünü olan ve asetaldehit olarak adlandırılan kimyasal bir bileşik.

Asetaldehit parçalanamazsa, ya da başka bir deyişle vücudun başa çıkabileceğinden çok daha fazla alkol tüketilirse, asetaldehit hücrelerde birikebiliyor. Cambridge Üniversitesi MRC Moleküler Biyoloji Laboratuvarından araştırmacılara göre, bu durum özellikle DNA'da ciddi hasarlara sebep olabiliyor.

Alkolün insan vücuduna nasıl zarar verdiği konusu oldukça tartışmalıdır. Bu yeni çalışma ile bir alkol metabolitinin, doku üretiminde rol olan kök hücreler de dahil olmak üzere DNA hasarına sebep olduğuna yönelik güçlü deliller sunuluyor. Daha önceki çalışmalarda da asetaldehidin DNA'ya zarar verdiği keşfedilmişti. Ancak bu deneyler canlı bir vücutta değil, kaplara konulan hücrelerde gerçekleştirilmişti.

Canlı bir organizmanın kullanıldığı deneylerde, bilim insanları vücudun tepkilerini gözlemleme fırsatına sahiptir. Dolayısıyla, farelerin kullanıldığı bu çalışma, alkolün verdiği hasarın nasıl oluştuğunu anlamada kritik öneme sahip. Yapıla çalışmada, farelere seyreltilmiş alkol, veya etanol, verildi. Daha sonra araştırmacılar, genetik hasarı ölçmek için kromozom analizi ve DNA dizilemesi kullandı. Bulgulara göre, asetaldehit hücrelerdeki DNA'da hasara neden olabiliyor ve çift sarmal kırılmalara yol açıp, kalıcı değişikliklerin olmasını sağlıyor.

Araştırmacılar yaptıkları çalışmada kan kök hücreleri kullandılar, çünkü DNA analizi için kolayca kopyalanabilen bu hücreler aynı zamanda genetik hasarları vücuda yayabiliyorlar.

Vücudumuzda, asetaldehite karşı asetaldehid dehidrogenazlar (ALDH) adı verilen enzim grubu savunma görevini üstleniyor. Bu savunma düzgün çalıştığında asetaldehit, enerji için kullanabilecek asetata dönüştürerek etkisiz hale getiriyor.

Asetaldehitin birikmesinin hücreleri nasıl etkilediğini görmek için araştırmacılar, kan kök hücrelerinde ALDH2 üretimini engelleyen bir mutasyona sahip genetiği değiştirilmiş fareleri kullandı. Sonuçlar, bu hücrelerde büyük miktarda DNA hasarı olduğunu gösteriyordu. DNA bitleri silindi, kırıldı ve hatta kromozom parçalarının taşınıp yeniden düzenlendiğini gözlemlendi. ALDH2 üretemeyen fareler, normal ALDH2 üretimi olan kontrol grubu farelerinin sahip olduğu hücre hasarının dört katına sahipti.

Vücudumuzun diğer bir savunma sistemi de, DNA hasarını düzeltmek için çalışacak bir onarım sistemidir. Fakat bazı insanlar, ALDH savunmasından ve onarım sisteminden birinin veya her ikisinin de çalışmadığı mutasyonlara sahiptir.

Örneğin, Asya'da yaşayan yaklaşık 540 milyon insan, ALDH2 geninde mutasyona sahip. Bu durum, bu insanların asetaldehit savunmalarının işleyemediği anlamına geliyor. Araştırmacılara göre, bu mutasyona sahip insanlar yemek borusu kanserinde yüksek risk grubunun içerisindeler.

Dolayısıyla, alkolün vücut tarafından verimli bir şekilde işlenememesinin, DNA hasarı ve dolayısıyla kanser riskini artıracak bir faktör olduğunu söyleyebiliriz. Ancak alkol temizleme ve DNA onarım sistemlerinin mükemmel olmadığının ve savunma mekanizmaları bozulmamış insanlarda bile alkolün DNA hasarına ve kansere neden olabileceğinin altını çizmek gerekiyor.
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir