Post Author Avatar
Yusuf Cem Durakcan
Boğaziçi Üniversitesi - Çevirmen/Yazar
Dünyanın her yerinde öğrencilere bedava eğitim sunuluyor. Peki bu durumun trilyon dolarlık eğitim sektörüne nasıl bir etkisi oluyor? Son 200 yılda ulaşımdaki en önemli icadını söylemeniz istense yanmalı motor, uçak yolculuğu, Henry Ford’un T Model üretim hattı ve hatta bisiklet cevabını verebilirsiniz. Hatta listenin daha da uzaması kuvvetle muhtemel. Peki, bu soruyu cevaplayabilir misiniz: Eğitimde son 200 yılın en büyük icadı nedir? İfadesiz kaldıysanız endişelenmeyin. Öyle olmanız gayet normal. Fazla uzatmadan soruyu cevaplayalım; söz konusu icat, internet üzerinden milyonlarca insana ulaşabileceğiniz yeni online eğitim teknolojileri. Bu yolda 60 milyon dolarlık yatırımı olan Agarwal’ın da vurguladığına göre: insanların öğrenmeleri üzerine geliştirilen teknolojileri çok nadir görmekteyiz. Agarwal eğitimin ciddi anlamda değişmek üzere olduğuna inanmakta. Bunun nedeni ise internetin ve internete bağlı data teknolojilerinin gücü. Bu değişiklikler sayesinde artık video derslerini ileri düzey etkileşimli öğelerle ilerletmek mümkün ve araştırmacılar öğretimi daha etkili hale getirecek öğrenci verilerini de toplayabilmekte. Online eğitim aslında yeni bir şey değil. Şuan Amerika’da 700,000’den fazla öğrenci tam zamanlı uzaktan eğitim programları yoluyla eğitim alıyor. Aradaki fark ise yüce gönüllü hedeflerle aceleci ve düşük ücretli internet işletme modellerini birleştiren liderler tarafından uygulanan teknolojinin oranı. Bu fikirler piyasaları o kadar geniş çaplı etkileyebilir ki değerlerini ölçmek oldukça zor. Sadece Amerika nüfusunun dörtte biri olan 80 milyon kişinin K-12 eğitimine, yüksek okula ya da üniversiteye kayıtlı olduğunu düşünelim. Doğrudan devlet giderleri 800 milyar doları geçmekte. Buna ek olarak daha özel eğitim ve kurumsal eğitim de bulunmakta. Eğitim, ekonomik olarak önemli olduğu ama teknolojiye göre yetersiz ve durağan kaldığı için sağlık hizmetleri ile birlikte büyük “yıkım” için bir sonraki sanayi oluşumu olarak anılır. Bu inanış “yıkıcı teknoloji” terimini bulan Harvard İşletme profesörü Clayton Christensen tarafından geliştirilmiştir.  Eğitim üzerine yazılmış olan iki kitabında online eğitim için şablon hazırlamıştır. Buna göre, online eğitim yayılmaya ve daha iyi olmaya devam edecek; ve sonunda öğretim şekillerimiz konusunda birçok fikir, teori ve muhtemelen bazı kurumlar devrilecektir. Christensen’ın görüşüne göre yıkıcı teknolojiler öncelikle “alternatifin hiçbir şey ifade etmediği” pazarlarda başarılı olacaktır. Bu görüş online eğitimin yetişkin eğitimi pazarında neden önemli olduğunu da açıklayabilir (ucuz MBA’ler ve hemşirelik dereceleri gibi). Ayrıca bu görüş bedava online matematik videolarının, Bill Gates tarafından fon kazanan ve medyanın büyük ilgisini gören kar amacı gütmeyen Khan Akademisi gibi organizasyonların ani yükselişini de açıklar. Khan ilk tutunma noktasını özel matematik dersi için saatine 125$ veremeyen ailelerden kazanmıştır. Bu aileler için videoların etkileyici anlatıcısı Salman Khan makul bir vekildir. Dijital eğitimin de tabii ki bir sınırı vardır. Online mecrada yanan bir rezistansın kokusunu almaz ya da biyoloji laboratuvarında ellerinizi ıslatmazsınız. Fakat internet üzerinden eğitim dağıtma ekonomisi öyle elverişlidir ki kampüs kuran ya da öğretmen işe alan herkesi tehdit eder niteliktedir. Agarwal MIT’te 400 öğrenciye analog devre tasarımını öğretmek için kullanılan  profesör ve asistanlarından oluşan üç kişilik aynı takım şuan 10,000 öğrenciyi idare etmektedir.  

Peki online eğitim eğrisinde neredeyiz?

Babson Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmaya göre Amerika’da en az bir online ders alan üniversite öğrencilerinin sayısı 2002 yılında 1.6 milyondan 6.1 milyona yüseldi; başka bir deyişle bu sayı 2010 yılındaki tüm üniversite öğrencilerinin yaklaşık üçte birine tekabül etmektedir. Araştırmacılar I.Elaine Allen ve Jeff Seaman online ders büyüme oranının yavaşlamaya başlayabileceğini tahmin ediyorlardı. Fakat çalışmaları bu yıl içinde kıdemli üniversitelerin online eğitim alanına hızlı girişini öngöremedi. Ayrıca Stanford ve diğer 24 okulun arasındaki bir birlik olan online eğitim sistemi Coursera’ya da 1.5 milyon öğrencinin kayıt olduğu iddia edilmekte. Bunların küçük bir kısmı bir dersi ancak tamamlayabilecek olsa bile bu durum ücretsiz ve yüksek kalitede online eğitimin dünyayı nasıl değiştirebileceğini düşünmeye başlayabileceğimiz anlamına geliyor. Yüksek oktanlı eğitsel yakıtın serbest uygulamasının neler yapabileceğini ise kestirmek pek mümkün görünmüyor. İyi eğitim önünde bariyerleri yıkarak küresel olarak yenilik miktarını yükseltecek mi? Durumdan korkan hükümetler öğretmenlerin internet erişimini sansürleyecek mi? Online eğitimin nereye gideceğini teknoloji gösterecek. İnterneti tıklayan milyonlarca öğrenci ilerlemelerini takip edebilir, kaydedebilir ve çalışabilir. Khan ya da başka bir online eğitim sisteminin arkasındaki herhangi biriyle konuşun (ki bunlar büyük ölçüde bilgisayar zekasına ilgi duyan üniversite bölümlerinden çıkmıştır); hepsi de nihai hedeflerinin video yüklemek değil dataların bilimsel kullanımı yoluyla eğitimi mükemmelleştirmek olduğunu söyleyecektir. Ve “kişinin bilgisinin haritasını çıkaran ve ona özel ders planı sunan bir yazılım hayal edin”, diyeceklerdir. Başarılı olup gerçekten farklı bir şey yaratabilecekler mi? Bunu zaman gösterecek ve biz de sorumuzun cevabını alacağız: online öğrenim, eğitim alanında son 200 yılın en önemli icadı olacak mı? Kaynaklar: http://olc.onlinelearningconsortium.org/publications/survey/going_distance_2011 http://www.technologyreview.com/featuredstory/429376/the-crisis-in-higher-education/  
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir