Post Author Avatar
Erhan Güven
Sağlık Bakanlığı - Yazar
İlk olarak 2015 yılında adını duyduğumuz Zika’yla tanışıklığımız aslında çok eskiye dayanıyor. Her şey 1947 yılında Uganda’nın Zika adı verilen ormanlık alanında bir eski dünya maymunu ailesi üyesi olan Rhesus makağında yeni bir RNA virusunun tespit edilmesiyle başladı (Bilim için çok ünlü bir maymun türü olan Rhesuslar kan grubundaki Rh antijenine isim vermeleri yanında birçok aşının geliştirilmesi için hücresel kültür kaynağı oluşturuyor ve AIDS etkenine karşı ilaç üretiminde insanlığa yarar sağlıyor.). Bir yıl sonra aynı ormanda yakalanan bir Aedes africanus türü sivrisinekte de aynı virusun izlenmesiyle Aedes türü sivrisineklerin bu virusun vektörü (hastalık etkenini kaynak canlıdan konakçıya taşıyan) oldukları anlaşıldı.

zikanin-70-yillik-oykusu-yaslandikca-aksilesen-virus-2-bilimfilicom Zika Ormanı Telif: EPA/STR Zika Ormanı Telif: EPA/STR

İnsanda ilk hastalık 1952 yılı içinde Uganda ve Tanzanya’da kaydedildi. Olguların az sayıda oluşu ve olasıdır ki Kıta Afrikası’nın belli bir coğrafyasında sınırlı kalışı nedeniyle mikrobiyoloji uzmanları dışında çok ilgi çekmeyen hastalık 1964’te bir Zika virus araştırıcısının hastalanması nedeniyle ilgi uyandırdı. Araştırmacı, virusun neden olduğu klinik tabloyu “hafif” olarak nitelendirdi.


1960-1980 arası dönemde, hastalığı kan testleriyle belirleme yöntemi gelişti ve bu sayede hastanede yatarak tedavi olmayı bile gerektirmeyen bu viral hastalığın aslında birçok kişiyi enfekte ettiği anlaşıldı.


Virus doğduğu yer olan Uganda’dan Batı Afrika’ya yayılıp Asya’ya ulaşmıştı artık ve Endonezya, Hindistan, Pakistan gibi ülkelerde yaşayan sivrisineklerde virus tespit edilmeye başlandı.

2007’de ilk salgın Pasifik’teki Mikronezya adalar topluluğunun Yap adasında ortaya çıktı ve nüfusun %73’ü virusla enfekte oldu. Hemen bir yıl sonra da Senegal’de çalışan Amerikalı bir araştırmacının döndükten sonra taşıdığı hastalığı eşine bulaştırması virusun cinsel yolla da bulaştığını gösterdi.

Virus üzerindeki genetik incelemeler sonucunda 2012 yılında, Afrika ve Asya tipleri olarak tanımlanan iki ayrı Zika soyu tanımlandı.

2013-2014 yıllarında Pasifik’teki dört ayrı adada patlak veren salgınlar ve sonrasındaki gözlemler sonucunda o güne kadar “masum” seyirli olduğu düşünülen hastalığın, hasta gebelerin yenidoğanlarında ağır doğmalık hasarlar yaratabileceği kuşkusu uyandı. 2014’te Fransız Polinezyası’nda hasta gebeden dünyaya gelen iki yenidoğanda erken dönemde hastalık tespit edilmesi ile virusun anne karnında veya doğum anında da bulaşabildiği gösterildi. Yine aynı salgın sonrası dönemde hastalığın kan nakli yoluyla da bulaştığı tespit edildi.

zikanin-70-yillik-oykusu-yaslandikca-aksilesen-virus-1-bilimfilicom2 Mart’ta(2016) Dünya Sağlık Örgütü’ne, topraklarında 7000 olguda hafif seyreden döküntülü bir hastalığın başladığını bildiren Brezilya, 7 Mayıs(2016) tarihinde ilk Zika virus hastalığı tanısını koyarak büyük bir salgın başladığını duyurdu. Takip eden dönemde artmış nörolojik sendromlar (Guillain-Barre' gibi) ve yenidoğanlarda mikrosefali (kafa küçüklüğü) görülme oranlarında inanılmaz bir artış tespit edilmesiyle virusun anne karnındaki bebekleri hedef aldığı kuşkusu neredeyse kanıtlanmış oldu. İzleyen dönemde Güney Amerika’da yayılan hastalıkla mikrosefalili doğum sıklığındaki artışın Zika ile ilişkili olduğu kesinleşti. Bu süreçte hastalığa bağlı mikrosefaliye eşlik eden doğmalık göz sorunları, omurilik iltihabı ve hatta ölümler kaydedildi.

Mikrosefali ile doğan bir Brezilyalı bebek. Telif:EPA Mikrosefali ile doğan bir Brezilyalı bebek. Telif:EPA


Zika virusu, hâlâ devam eden son salgının tespit edilen başlangıcından tam 1 yıl sonra DSÖ’nün birinci önceliği durumunda. Bilinen taşıyıcısı olan sivrisineklere karşı etkin kontrol yöntemleri yanında anneden bebeğe geçiş, cinsel yolla bulaş, kan ve kan ürünleriyle yayılma gibi salgın yapıcı silahlarını geçtiğimiz 70 yıl boyunca geliştiren Zika, hasta olan ilk bilim insanının “hafif”  tanımlamasında oldukça uzak şimdi. Ciddi sağlık sorunlarına yol açan, hızla yayılabilme yetisine sahip, ilk karşılaştığımız zamana göre oldukça saldırgan bir virusla karşı karşıyayız. Bu yaz Brezilya’da düzenlenecek olimpiyat oyunları öncesinde hastalığın kıtalararası salgınlara neden olmaması için yoğun araştırmalar ve çalışmalar devam ediyor.




Kaynak:





Bu içerik BilimFili.com yazarı tarafından oluşturulmuştur. BilimFili.com`un belirtmiş olduğu "Kullanım İzinleri"ne bağlı kalmak kaydıyla kullanabilirsiniz.
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir