Post Author Avatar
Baran Bozdağ
Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör


Bir dizi fosil keşfi, neredeyse bir futbol sahasının üçte biri uzunluğa ve bir düzine filin ağırlığına sahip devasa dinozorların gün yüzüne çıkmasını sağladı.

Bu keşifler üzerine çalışan araştırma ekiplerinden biri yeni keşfedilen dev fosillerden iki titanozor üzerinde inceleme yapıyor. Bu dev yaratıklar bugünkü Arjantin toprakları üzerinde yaşadılar, niceliksel olarak boyutları da 24- 28 metre uzunluğa ve 66 ton ağırlığa kadar ulaşabiliyor.


Boyutları düşünüldüğünde çok hızlı hareket edemediklerini söylemek mümkün, ancak ne kadar yavaş hareket etseler de birkaç tanesi aynı anda yürüdüğünde muhtemelen yeri şöyle bir sarsabiliyordu.

Notocolossus gonzalezparejasi adı ile anılan bu dinozorlar Kretase Periyodu boyunca yaklaşık 86 milyon yıl önce Patagonya'nın dış sınırlarına kadar ulaşan yerlerde geziniyorlardı. Boyunları yerden ağaçların tepesine kadar uzanabilecek kadar uzun ve kuyrukları da diğer hayvanları beslendikleri bölgeden uzak tutabilecek kadar uzun olduğundan muhtemelen yaşadıkları dönemde çok da zorlanmıyorlardı.

Fosil keşifleri ve araştırmaların ilerleyişi ile ilgili detaylar geçtiğimiz pazartesi günü Scientific Reports'da yayımlandı.

Bu devasa boyutlarına rağmen Notocolossus dinozorları, yine yeni keşfedilen en büyük titanozor ile karşılaştırıldığında maalesef çocuk gibi kalıyor. Bu devin ise hala bir adı yok ve incelemeleriyle ilgili detaylar ise daha sonra yayımlanacak.

Ancak bu titanozorun da Arjantin Patagonya'sında bulunduğunu biliyoruz hatta kendisi Nature'ın yapacağı televizyon belgeseli "Raising the Dinosaur Giant"un ana teması olacak. Şimdilik hakkında bildiklerimiz Dünya üzerine gelmiş; 37 metrelik boyu, iki kişilik bir koltuk boyundaki uyluk kemiği ile yürüyen en büyük canlı olduğunu gösteriyor.

En büyük titanozor yaklaşık 100 milyon yıl önce yaşıyordu. İnsanlar şimdiden bu dev ile ilgili yapılan haberlerden verilen bilgilerden doyma noktasına gelmiş olsa da şunu söylemekte fayda var : dev titanozorların birçoğu Arjantin bölgesinde olmak ve bu bölgeden gelmek üzere birçok türü mevcuttu.

Carnegie Museum of Natural History (Carnegie Doğa Tarihi Müzesi) omurgalı paleontolojisi küratörü, paleontoloji doktoru, National University of Cuyo'dan Bernardo Gonzalez Riga'nın araştırma ekibinde de bulunmuş olan Matthew Lamanna aynı zamanda Riga'nın keşfettiği bu fosilleri altı yıl boyunca analiz etmesine de yardımcı olmuş bir bilim insanı. Riga, bu incelenen bu iki titanozoru aynı taş tabakasında aralarında 350 metre olmasına rağmen keşfetmiş ve aynı kuyruk kemiklerine sahip olduklarını dolayısıyla aynı tür olduklarını açığa çıkarmıştı. Fosiller ayrıca ön uzuv ve pelvis kemiklerine, sırt ve bilek ayak kemiklerinin tamamına sahipti.

Bu bulgu ağaç gövdesi benzeri bilek ve ayakların (yalnızca birkaç kemik ve küçük bir 'baş parmak' içeren) bu dev hayvanın ağırlığını taşıyabilecek biçimde nasıl evrimleşmiş olabileceğini de gösteriyordu. Lamanna'ya göre; filler de küçük parmaklara sahip ancak ayak kemiği sayıları daha fazla ki bu da dev hayvanları destekleyecek ayakların en azından iki ayrı evrimsel yolu izleyerek gelişmiş olduğunu gösteriyor.

Gonzalez Riga ise titanozorların Dünya'ya gelmiş en ağır canlılar olduklarını belirtiyor ve şöyle ekliyor : "Ne var ki bu dinozorların arka ayakları - ki nasıl durduklarını ve hareket ettiklerini anlamamız için çok önemliler - şimdiye kadar iyi biçimde anlaşılamamıştı. Biz de bu gizemi çözebilecek yeni kanıtlara sahibiz."

Titanozor kemikleri özellikle omurgalarının içi hava ile dolmuştu bu da onları hafif ama güçlü kemikler haline getiriyordu. Ayrıca bu hayvanlar son 600 milyon yıllık süreçte en sıcak zaman diliminde yaşadılar bu da neredeyse Dünya'nın her yerinde beslenebilecekleri yeşilliği bulabilecekleri anlamına geliyor. Titanozorların bugüne ulaşan ayak izleri de komünal yuva ve kuluçka alanları olduğunu yani sürü halinde hareket ettiklerine işaret ediyor. Bu da dev etçillerden korunmalarına yardımcı olmuş olabilir.

Bir teoriye göre de, otçul dinozorların bu kadar büyümeleri, onların kendileri ile aynı dönemde yaşamış olan dev etçillerden korunmalarını sağlayabilen tek şeydi ve Lamanna'ya göre gelmiş geçmiş en büyük dinozoru henüz keşfetmemiş olduğumuzu güvenle söyleyebiliriz.

 

 




Kaynak : Bernardo J. González Riga et al. A gigantic new dinosaur from Argentina and the evolution of the sauropod hind foot, Scientific Reports (2016). DOI: 10.1038/srep19165




 
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir