Post Author Avatar
Gürkan Akçay
Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör
İnsan yaşamı için su olmazsa olmazdır. Vücut ağırlığımızın %50 ila 70'nin su olması ve vücut fonksiyonlarımızın birçoğunda  suyun önem arzediyor olması da; bu olmazsa olmazlığın bir göstergesi olsa gerek. Vücudumuzun normal su oranındaki—susuzluktan, hastalıktan, egzersizden ya da ısıl gerilmeden kaynaklı— herhangi bir eksiklik zayıf hissetmemize sebebiyet verir. Önce susarız ve bitkinlik hissederiz ve dahası ciddi bir baş ağrısına maruz kalabiliriz. Bu durum da gerilmemize ve mental ve fiziksel olarak zayıflamamıza sebep olur.

Gün içerisinde sürekli olarak su kaybederiz, örneğin; nefes alıp verirken, dışkılama ve terleme yoluyla. Sağlıklı birçok insan iştah ve susama durumunun kontrolünde beslenme ve içme alışkanlığına bağlı olarak vücudunun su seviyesini önemli oranda düzenler. Fakat bebekler, hastalar, yaşlılar, atletler ve yorucu fiziksel mesleklerde çalışanlar için bu durumu kontrol etmek daha zordur .

Susuz Kaldığınızda Neler Olur?


Öncelikle susama mekanizmamız gerçek hidrasyon seviyemizin daima gerisindedir. Yani susadığınızı hissetmenizden önce vücudunuz aslında zaten susuz kalmıştır. Araştırmalar; %1 gibi küçük bir düzeydeki dehidrasyonun (susuzluğun), insanın duygu durumunu, dikkatini, hafızasını ve motor koordinasyonunu olumsuz şekilde etkilediğini ortaya koyuyor. İnsanlara dair veriler sınırlı ve çelişkili ancak görünen o ki; susuzluk beyin doku sıvısında azalmaya sebep oluyor ve böylece de beyin hacmi küçülüyor ve hücre fonksiyonları geçici olarak etkileniyor. Vücudunuzdaki suyu kaybettikçe , kanınız daha yoğun (derişik) hale gelir ve bir noktaya ulaştığında da, bu durum böbreklerinizin su tutmasına sebep olur, sonuç ise: idrar atımında azalma görülür. Yoğun bir kan; kardiyovasküler sisteminizin kan basıncınızı korumak amacıyla kalp atış hızınızı artırabilmesini güçleştirir.

Susuz vücudunuz sizi -- örneğin egzersiz yaptığınızda ya da ısıl gerilme ile karşılaştığınızda-- bitkin ve yorgun olmaya sürükler. Bu durum da; örneğin; çok hızlı ayağa kalktığınızda, bayılmanıza sebep olabilir .Öte yandan, su yetersizliği; vücudunuzun sıcaklığı düzenlemesini engeller. Bu durum da hipertermiye sebep olabilir --vücut sıcaklığının normalin aşırı üzerine çıkması.--

Hücresel düzeyde ise, su, kan gibi diğer fonksiyonlar tarafından alındığı için hücrelerde büzülme meydana gelir. Beyin bu durumu hisseder ve susama hissini oluşturur.

Ne Kadar Su İçmeliyiz?


Normal su isteği; vücut yapısı, metabolizma, diyet, iklim ve giyim biçimi gibi birçok etkene bağlı olarak değişkenlik gösterir . Su alımına dair ilk resmi açıklama 2004 yılında yapıldı. Institute of Medicine 'a göre; yetişkin bir erkek birey için yeterli su alımı hergün 3.7 litre, yetişkin bir kadın birey için ise 2.7 litre olmalıdır .

Günlük toplam su alımının yaklaşık %80'i  herhangi bir sıvı içecekten (su, kahve, çay, alkol vb.) ve kalan %20'si ise yiyeceklerden alınmalıdır. Fakat elbette ki; bu öneriler yaklaşık seviyededir. İşte kendi hidrasyonunuzu nasıl gözlemleyebileceğiniz :

  1. Vücut ağırlığınızı takip edin ve normal taban seviyenizin %1'inde kalın. Taban seviyenizi; üç sabah üst üste (yataktan kalkıp kahvaltıya kadar olan sürede) ortalama vücut ağırlığınızın ortalamasını alarak bulabilirsiniz.

  2. İdrarınızı gözlemleyin. Düzenli olarak idrar yapmalısınız (günde 3-4 kereden fazla) ve idrarınız açık sarı renkte ya da soluk saman sarısı renginde olmalı ve yoğun bir kokusu olmamalı. Eğer ki; idrar sıklığınız az ise, koyu renkli ise ya da aşırı keskin kokuluysa, daha fazla sıvı tüketmelisiniz.

  3. Yeteri kadar sıvı tüketmeye özen gösterin. Sıvı tüketiminiz susama hissinizi önlemelidir.

Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir