Vücudumuz ısı üretir, içimizde akan sıvılar var ve sinir sistemimiz ile taşınan milyonlarca elektrik sinyali bulunuyor. O halde neden bir "enerji alanı" oluşturmayalım ki?

Populasyon düzeyinde görülen farklılıkların önemli olduğunu düşündüren şey, dil ve kültürdür. Ancak bunlar elbette ki biyolojik değildir.

SARS-CoV-2’nin hücreye giriş kapısını kapatabildiği tespit edilen APN01 molekülü ile ilgili ilk veriler Cell’de yayımlandı.

University of Pittsburgh School of Medicine’dan bilim insanları 2 Nisan itibari ile COVID-19’a neden olan SARS-CoV-2 için yeni bir aşı adayları olduğunu duyurdu.

Bazı bulgular zaman içinde hastalıkla ilgili teşhis yöntemlerimizi, bilinen olası semptomları ve hatta bir takım önlemleri değiştirmemize bile neden oldu.

Virüsün, canlı hücrelere enfekte olmadan önce hangi yüzeyde ne kadar süre boyunca hayatta kalabildiği, yüzeyin özelliklerine ve virüsün türüne göre değişkenlik gösterir.

Son yıllardaki viral hastalık salgınlarının - SARS, MERS, Ebola, ve muhtemelen yeni korona virüsün de-- yarasalardan kaynaklanması aslında bir tesadüf değildir.

Dünya dışı yaşamı ne zaman düşünsek, beynimizde genellikle insansı bir canlı resmediyoruz. Fakat, ne var ki; arayışı içerisinde olduğumuz akıllı yaşam, insansı olmak zorunda değil.

Protein&Cell'de yayımlanan araştırmanın nihai amacı, organ nakli için kullanmak üzere insan organlarının hayvanlarda geliştirilmesini içeriyor.

Brain'de yayımlanan bir araştırmada, insan beynindeki bağlantılardaki evrimsel değişimlerin şizofreni ile alakalı olduğu sonucuna ulaşıldı.

Nasıl davrandığımız konusunda kalıtımın büyük payı olsa da bu konuda tek belirleyici değil.

Neandertaller tarafından kullanılan kartal pençeleri, takı yapımında kullanılan ilk malzemeler olarak değerlendiriliyor. Bu pratik, Güney ve Güneybatı Avrupa’da yayılmış ve 120....