Post Author Avatar
Melis Soyumgürbüz
Boğaziçi Üniversitesi - Çevirmen
İçinde bulunduğumuz Samanyolu galaksisinde 100 milyar gezegen bulunduğu düşünülüyor. Eğer bu sayı size fazla geldiyse şunu da söylemeliyiz ki Samanyolu yüz milyarlarca galaksiden sadece bir tanesi. Hayat dediğimiz oluşumun bu gezegenlerden biri olan Dünya’da var olduğunu biliyoruz. Ancak yine de galaksimizde Dünya gibi yaşanabilir milyarlarca gezegen olmasını bekliyoruz. Öyleyse işte soru geliyor: Diğer herkes nerede?

Enrico-Fermi Enrico Fermi- İtalyan fizikçi (1901-1954)


Bu konu uzun bir zamandır astrofizikçileri rahatsız ediyor ve aslında net bir cevabı yok. Bu problem, ilk olarak 1950 yılında İtalyan gökbilimci Enrico Fermi tarafından öne sürüldü ve bu nedenle de, the Fermi Paradox olarak adlandırıldı.

Tabii ki bazı olası gerekçeler mevcut. Özellikle bazı iddialar diğerlerinden daha sinir bozucu. Onlardan birkaç tanesine göz atalım.

Aslında Uzay Çok Büyük


Bu açıklamalardan ilki ve belki de en popüler olanı basit bir şekilde evrenin çok geniş olduğunu ve problemin mesafelerden kaynaklandığını öne sürüyor. Galaksimizdeki yaşanabilir alanların binlerce ışık yılı ötede olduğunu düşünün. Araştırmaların sonucunda, diğer yaşam alanlarıyla iki yönlü iletişimin ancak elektromanyetik radyasyon yoluyla sağlanabileceği ancak bunun da imkansız olduğu söylendi.  Samanyolu’nun ötesindeki galaksiler için ise, yani milyonlarca ışık yılı ötede, bu iletişim tabii ki çok daha imkansızlaşıyor. Yani kısacası, uzay-zaman ilişkisi iletişim kurmak için uygun değil.

Uzaya Yeterince İyi Bakmadık


Cevap aynı zamanda uzaya yeterince iyi bakmamış olduğumuz gerçeği de olabilir. Bugüne kadar, extraterrestrial intelligence (SETI) için yapılan birçok araştırmada farklı teleskoplar kullanıldı ancak herhangi bir sonuca ulaşılmadı. 

Bu yılın başlarında, Rus milyarder Yuri Milner tarafından finanse edilen $100 milyon (£65 milyon)'luk  yeni bir araştırma projesine başlandı. İsmi the Breakthrough Listen olan bu yeni proje şimdiye kadar yapılanların en geniş kapsamlısı olacak. Çalışmada, biri Virjinya Green Bank Rasathanesi ve diğeri de Avustralya'da Parkes Gözlemevi’nde bulunan dünyadaki en güçlü iki Radyo Teleskop kullanılacak. Bu teleskoplarla Dünya’ya yakın bulunan milyonlarca yıldız ve en yakın 100 galaksi gözlenecek. Sanırım bu çalışma, insanlığın, uzaylı varlığı konusunda yeni bir bilgi edinmesi için şimdiye kadarki en iyi şansı.

Büyük Filtre


The Breakthrough Listen projesinden beklenen gelişmeler önümüzdeki 10 yıl içinde gerçekleştirilemezse, işlerin biraz daha karışacağı bir gerçek.

Fermi Paradoksuna gelen bir diğer çözüm evrendeki Büyük Filtre denilen akıllı yaşamın kendini yok etmesi ya da başka nedenler sonucunda duran bir yapıydı. Bu filtreyi geçen ilk türler biziz ya da ona ilk ulaşan.

Hala Çok İlkel Canlılarız


Belki de, henüz bilmediğimiz daha birçok iletişim yöntemi var ve uzaylı dostlarımız bizimle iletişime geçmek için bu teknolojik olgunluğa erişmemizi bekliyorlar. Bu da olası bir durum ancak yeterli iletişim formlarına sahip olmadan bu konunun geçerliliği üzerine de söylenecek fazla bir şey yok.

Evrende Yalnızız


Son olarak, Fermi Paradoksunun en sinir bozucu ve son cevabı olan bu evrende belki de yalnızız önermesini tartışacağız.

Düşünün ki gezegende hala çok hücreli hayata nasıl geçildiği bilinmiyor. Tek hücreli canlılardan karmaşık organizmalara dönüşümün nasıl yaşandığı hakkında kimse kesin şeyler söyleyemiyor. Ayrıca hayatın tam olarak nereden başladığı da tam olarak bilinmiyor. Vücudumuzdaki suyun kaynağı ve tabii ki buna benzer daha birçok konu henüz netleşmiş değil.

Peki, ya gezegenin koşulları insanların evrimine yol açtıysa? Gezegenimizin güneşe uzaklığından kaynaklanan belirli derecedeki sıcaklık bizim yaşam alanımızın oluşması dolayısıyla var olmamız için en büyük evrensel nedenlerden biri. Ayrıca memeliler, dinazorlar garip bir göktaşı tarafından yeryüzünden silininceye kadar, var olmak için beklemek zorunda kaldılar. Ve aslında, insan medeniyetleri sadece son birkaç bin yıldır var. Bu birkaç bin yıl, evrenin 13.8 milyar yıllık varlığının içinde oldukça küçük bir bölümü kapsıyor. Dolayısıyla, Dünya üzerindeki bu yaşam koşulları kozmik bir tesadüften ibaret olabilir.

Çoğu uzman son olasılığı bir seçenek olarak görmüyorlar. Bunun yerine, önümüzdeki birkaç on yıl içerisinde Güneş sistemindeki bazı mikrobik hayatlar bulunulacağına inanılıyor. Ancak henüz bir şey bulunamadığı için de bunun biraz kaygılı bir inanış olduğu inkar edilmiyor.

Aksi kanıtlanıncaya dek, evrenden savrulan bu küçük kaya parçasında sadece biz varız. Evrende bildiğimiz tek bilinçli yaşam örneğiyiz. Bu da insanlığı inanılmaz şekilde özel kılıyor. Biz de bu büyüleyici ve yalnız dünya yaşamını korumak için elimizden geleni yapmalıyız.

Sir Arthur C. Clarke’ın da daha önce söylediği gibi: “İki olasılık var: Ya evrende yalnızız ya da değiliz. Her ikisi de eşit derecede korkutucu. "

 




Kaynak: Jonathan O'Callaghan (September 18, 2015), Why Haven't We Met Any Aliens Yet?, IFLscience Retrieved 25 September 2015 from http://www.iflscience.com/fermi-paradox-explained-where-are-all-aliens




 
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir