Post Author Avatar
Yusuf Cem Durakcan
Boğaziçi Üniversitesi - Çevirmen/Yazar
Yapılan yeni bir çalışmanın bulguları, topluluk içerisindeki sosyal statülerine göre dişi makak maymunlarının farklı bağışıklık tepkileri olduğuna işaret ediyor. Her ne kadar yapılan çalışmada elde edilen veriler bağışıklığın sosyal statünün iyileşmesi ile güçlendiğinden çok daha karmaşık olsa da, bu keşif ile, daha iyi işlere sahip olan insanların daha sağlıklı olduğu istatistiksel bilgisinin detaylı açıklaması yapılabilir.

Toplum içerisinde düşük statüye sahip olmak sağlığa zararlıdır. Bunun sadece daha sağlıklı yiyeceklere erişememek ve daha iyi imkanlara sahip olamamak ile ilişkili olduğunu düşünmüş olabilirsiniz. Yüzeysel olarak, başkalarının hayatları üzerinde söz sahibi olmanın daha çok stres yarattığı ile ilgili yani başka bir deyişle ‘’yönetici stresi’’ ile ilgili teorilerin aksine, çalışılan işlerde ya da toplum içerisinde daha düşük statüye olmanın sağlık açısından ciddi riskleri olabilir.

Duke University’den Dr. Noah Snyder-Mackler öncülüğünde gerçekleştirilen çalışmada, bilim insanları, birbiriyle ilişkisiz 45 dişi makak maymununun üzerinde hiyerarşinin nasıl bir etkiye sahip olduğunu araştırdılar.

Maymunlar arasındaki sosyal statü, kimin kimin gözünü korkuttuğu, kimin daha çok tımar edildiği gibi parametreler üzerinden belirlendi. Daha önceki çalışmalar da elde edilen makak topluluklarında genellikle sosyal statüsü daha iyi olanların daha uzun yaşadıkları bulgusu da bu araştırma ile doğrulanıyor. Bir yılın sonunda, her bir maymundan bağışıklık hücreleri alındı ve bağışıklık sistemi ile ilişkili 9000 genin aktivite seviyeleri incelendi.

Bulgulara göre, sosyal statü bakımından ilk üçte olan maymunlar ile en alttaki maymunlar arasında enfeksiyonlarla savaşan hücrelerin 1600 gen ifadesinde farklılıklar var. Yardımcı T hücreleri, sıralamaya göre farklı ifade edilen 284 gene sahip. Diğer bağışıklık hücrelerinde ise daha az farklılık mevcut.

Gen ifadelerindeki farklılıklar, maymunların hangi sıklıkla diğer maymunlar tarafından tımar edildikleri ve diğer maymunların maruz bıraktıkları şiddet ile ilişkili. Yani, maymunların kendi topluluklarındaki sosyal statüleri ve bağışıklık sistemlerinin cevapları arasında farklıklar mevcut.

Peki sosyal statüleri değişirse ne oluyor? Araştırmacılar bu konuyu da incelediler. Bulgulara göre sosyal statüsü değişen maymunlar, yeni statülerindeki bağışıklık sistemi farklılıklarına çok çabuk uyum sağlıyorlar. Bu bulgu üzerinden yapılan önermeye göre, maymunların sosyal statülerinden kaynaklanan bağışıklık sistemi cevaplarındaki farklılıklar kalıcı değil.
Bir insanın meslek statüsü, kalp krizi riskini belirlemede obezite, sigara ya da yüksek tansiyon gibi faktörlerden daha belirleyicidir. Düşük seviyeli bir işte çalışan kimse, örneğin bir temizlikçi, en tepedeki bir müsteşara göre 4 kat daha fazla kalp krizi riski taşır. Aslında müsteşar kilolu, yüksek tansiyonlu ya da sigara tiryakisi de olsa, aynı yaştaki zayıf, sigara içmeyen ve düşük tansiyonlu temizlikçiye göre kalp krizi geçirme olasılığı daha azdır. Aynı sonuca, 1960'larda Bell Telefon Şirketi'nde milyonlarca işçiyle yapılan bir çalışmada da ulaşılmıştır.

Bir an için bu sonuç üzerinde düşünün. Kalp krizi hakkında şimdiye dek size söylenen her şeye ters düşer. Kolesterolü hikayenin merkezinden uzaklaştırır (yüksek kolesterol risk faktörüdür ama sadece yüksek kolesterole genetik yatkınlığı olanlar için ve bu insanlarda bile az yağlı yemenin yararlı etkileri azdır). Bu durum beslenmeyi, sigarayı ve kan basıncını, yani tıbben kalp krizi için önde tutulan bütün fizyolojik nedenleri ikinci plana atar. Stres ve kalp bozukluklarının yüksek seviyeli işler ve hızlı yaşam temposu sonucunda geldiği fikrine karşıdır. Bunda yine de bir doğruluk payı vardır ama fazla değil. Bilim bu etkileri küçültürken, bunun yerine fizyolojik olmayan, kesinlikle dış dünyayla bağlantılı bir şeyi, mesleğinizin statüsünü ön plana çıkartıyor. (...)

İpucu maymunların elindedir. Hiyerarşide ne kadar alttalarsa, kendi hayatları üzerindeki kontrolleri o kadar azdır. Benzer şekilde, kamu hizmetinde de kortizol seviyesi yaptığınız işle paralel olarak artmaz, fakat başka insanlardan emir aldığınız ölçüde artar. Aslında, iki grup insana aynı görevi vererek, fakat gruplardan birine işi nasıl yapacağını ve ne zamana kadar bitirmesi gerektiğini söyleyerek, bu etkiyi deneysel olarak gösterebilirsiniz. Dışarıdan kontrol edilen grupta, stres hormonlarının seviyesi ve kan basıncında yükseliş ve kalp atış hızı, diğer gruba göre daha çok artar.

Whitehall çalışmasının başlamasından 20 yıl sonra, özelleştirilmiş bir kamu kurumunda aynı çalışma tekrar edildi. Çalışmanın başlarında, kamu hizmetlileri mesleklerini kaybetmenin ne demek olduğunun farkında değillerdi. Aslında, çalışma için yapılan pilot sorgulama sırasında, işlerini kaybetmekten korkup korkmadıkları sorulduğunda, denekler bu soruya itiraz ettiler. Kamu hizmetinde bunun anlamsız bir soru olduğunu açıkladılar: En kötü ihtimalle başka bir bölüme atanırlardı. 1995 yılında işlerini kaybetmenin ne demek olduğunu artık biliyorlardı; üçte birinden fazlası işten çıkarılmıştı. Özelleştirmenin bu insanlardaki etkisi, hayatlarının dış faktörlerin elinde olduğu hissini uyandırmak olmuştu. İşlerini kaybetmelerinin ardından strese girmeleri ve sağlıklarının bozulması şaşırtıcı değildir; burada beslenme, sigara ya da içki alışkanlığındaki bir değişiklikle açıklanamayacak türde bir sağlıksızlaşma sürecinden bahsedilmektedir.

– Matt Ridley (Genom – ISBN: 9786054238811)

Erkek fiziksel olarak düşüşe geçtiği anda oyunlar oynamaya, genç erkeklerden bazen birinin bazen diğerinin tarafını tutmaya başlar, böylece kendini herkesin başarısında anahtar konuma getinneye çalışır. Zayıflığını güce dönüştürür. İnsan siyasetindeki tecrübeli devlet adamlarını hatırlatır bu: hızlı zamanlarını geride bırakmış Dick Cheney'leri, Ted Kennedy'leri, en yüksek mevkiye kendileri çıkma hırsından vazgeçseler de herkesin danışmak için akın akın geldiği adamları. Sadece kendi kariyerlerine odaklandıkları için genç adamlardan o kadar faydalı danışmanlar çıkmaz.
(...)
Yeroen, Nikkie'yi iktidara getirmekle, kendisi için nüfuzlu bir rol biçmişti. Ancak Luit'in ölümüyle ağırlığı ortadan kalktı. Birdenbire Nikkie'nin ihtiyar erkeğe ihtiyacı kalmamıştı. Artık kendi kendine patron olabilecekti, en azından öyle sanıyordu. Halbuki ben Amerika'ya gittikten kısa süre sonra Yeroen, daha genç bir erkek olan Dandy'yle bağ kurmaya başladı. Seneler sürse de Dandy sonunda Nikkie'nin liderliğine meydan okudu. Bu sırada doğan gerilim Nikkie'yi çaresiz bir kaçma eylemine sürükledi. Adanın etrafındaki hendeğin karşı tarafına geçmeye çalışırken boğuldu. Yerel gazete bunun intihar olduğunu iddia etmişti ama bana göre ölümle sonuçlanan bir panik ataktı. Bu, Yeroen'den kaynaklanan ikinci ölüm olduğundan, bu kumpasçı erkeğe ne zaman baksam bir katil gördüğümü itiraf etmek zorundayım.
(...)
Bilinçli olsun olmasın, sosyal üstünlük daima zihinlerimizdedir. Toplumsal konumumuzu netleştirmek istediğimizde, dudaklarımızı gerip dişlerimizi göstermek gibi tipik primat yüz ifadeleri sergileriz. İnsan gülüşü bir yatıştırma işaretinden türemiştir, kadınların erkeklere nazaran daha fazla gülmesinin sebebi de budur. Davranışlanınız, en dostça haliyle bile, binlerce şekilde saldırganlık olasılığının ipuçlarını verir. Başka insanların alanına girdiğimizde çiçek ya da şarap götürürüz, birbirimizi selamlarken elimizi açıp sallarız, bu hareketin kaynağının elinde silah olmadığını göstermek olduğu düşünülür. Hiyerarşilerimizi biçimselliğe dökeriz -beden duruşuyla, ses tonuyla- öyle ki deneyimli bir gözlemci, bir-iki dakikada kimin yukarıda kimin aşağıda olduğunu anlar. "Kıç yalama", "yerlere kapanma" ve "göğsünü dövme" gibi insan davranışlarından bahsederiz; benim çalışma alanımda resmen tanınmış davranış kategorileridir bunlar, hiyerarşilerin fiziksel olarak daha fazla dışa vurulduğu bir maziyi akla getirir.

- Frans de Waal (İçimizdeki Maymun)





İlgili Makale: Social status alters immune regulation and response to infection in macaques, Science  25 Nov 2016: Vol. 354, Issue 6315, pp. 1041-1045 DOI: 10.1126/science.aah3580




Bu içerik BilimFili.com yazarı tarafından oluşturulmuştur. BilimFili.com`un belirtmiş olduğu "Kullanım İzinleri"ne bağlı kalmak kaydıyla kullanabilirsiniz.
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir