Post Author Avatar
Gürkan Akçay
Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör
Ülkemizdeki doğum oranları eskiye göre gerileyen bir trend izlemektedir. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) 2016 yılı verilerine göre, canlı doğan bebek oranı bir önceki yıla göre %1.8 gerileyerek 1 milyon 309 bin 771 oldu. Çocuk sahibi olmak pek çok kişi için bir seçim olsa da, doğurganlık problemleri --özellikle de erkekler arasında-- bütün dünyada yükselen bir grafik eğrisine sahip. Peki doğurganlık problemlerinin arkasındaki muhtemel nedenlerden birisi de hava kirliliği olabilir mi?

Yeni yapılan bir araştırmaya göre bu durum mümkün. Çin'den bilim insanlarının yürüttüğü çalışmaya göre, 2.5 mikrometreden daha küçük hava partikülleri (makalenin devamında PM2.5 diye gösterilecektir ) insan sperminin gelişimini etkiliyor. Bu etki oldukça küçük olsa da, çocuk sahibi olmayı planlayan birçok çift için bir fark oluşturabilir.

Dünya üzerinde yaklaşık 48 milyon çift; çocuk sahibi olabilme konusunda problemler yaşıyor ve ihtimaller probleme dair denklemin büyük oranda baba tarafındaki kısmıyla ilgili. Dolayısıyla da, araştırmacılar sperm kalitesini potansiyel olarak etkileyen --çevre kirliliğine yol açan pestisitler de dahil olmak üzere-- çeşitli çevresel faktörleri yakın takibe aldı.

Geçmişte yapılan laboratuvar çalışmaları ağır metaller ve polisiklik aromatik hidrokarbonlar gibi maddelerden oluşan çevresel partikül maddesinin (PM) hayvan spermini etkilediğini ortaya koymuştu. Ancak insanlar üzerinde yürütülen alandaki çalışmaların sonuçları ise tutarsızlık gösteriyordu.

Çin'den bir grup bilim insanı,  atmosfer içerisindeki PM2.5 etkisininin Tayvan'da yaşayan 6.475 denek tarafından bağışlanan sperm üzerindeki etkisi üzerine çalışarak bu tür araştırmalardaki örneklem sayısını arttırdı. Donörlerin tamamı, 2001 ve 2014 yılları arasındaki standart tıbbi muayene programına katılarak araştırmacıların sağlık ve sperm örnekleri hakkında ayrıntılı bilgi toplamasına izin verdi. Ardından araştırmacılar, bu tarihlerle donörlerin yaşadıkları yer civarındaki hava kalitesi kayıtlarını eşleştirdi.

Normal bir sperm döngüsü, 40 ila 100 gün arasında olduğu için, araştırmacılar; iki yıl boyunca her üç aylık periyotlarda alınan sperm örneklerini incelediler. İncelemeler sonucunda, örneklerdeki sperm aktivitesinin seviyesi, sperm büyüklüğü ve sperm şekli ile PM2.5'e maruz kalma arasında gözle görülür bir eşleşme saptandı. Buna göre, bir metreküp havada bulunan partikül miktarındaki her 5 mikrogramlık artış, normal sperm oranlarında %1'lik bir düşüşle ilişkilendirildi.

Muhtemel diğer faktörler (örneğin; sigara kullanımı ve alkol tüketimi) dışarıda bırakıldıktan sonra, araştırmacılar; PM2.5 seviyesinden daha yüksek seviyelerdeki bir hava solumanın sizi, sperm konsantrasyonu ölçeklerinde %10'un altına sokmasının muhtemel olduğu bulgusuna ulaştı.

Araştırmacılar, yayımlanan makalelerinde, her ne kadar etki tahminleri, klinik ortamda önemsiz ve küçük olsa da, bu durumun önemli bir halk sağlığı sorunu olduğuna değiniyor. Ancak ne yazık ki araştırma, yalnızca bir ilişkinin muhtemelliğine işaret ediyor ve çevre kirliliğine yol açan maddeler ile anormal sperm arasında kesin bir bağlantıdan söz edemiyor. Ayrıca, araştırmada katılımcıların hali hazırda bir doğurganlık sorunu yaşayıp yaşamadıklarına dair de bir bilgiden söz edilmiyor. Dolayısıyla, sperm kalitesinde gözlemlenen düşüklük, doğrudan kısırlık ile ilişkilendirilemeyebilir.

İnfertilite oranlarındaki artış üzerine yapılan geçmiş çalışmalar, oranlardaki artıştan genel sperm sayısındaki azalmayı sorumlu tutmuştur. 1973 ile 2011 yılları arasında toplanan verilere dayanan bir çalışma, batıdaki erkeklerin yıllık süreçte devam eden yüzde 1.4 oranında bir düşüşle sperm sayısının yarısına sahip olduklarını ortaya koydu. Bu çalışma ise, PM2.5 konsantrasyonu ve sperm sayısı arasında pozitif bir korelasyonun olduğunu gösteriyor. Yani kötü hava kalitesi, spermler açısından bir sorun olmayabilir ancak çevresel kirleticilere maruz kalmak vücudumuzun bir tepki olarak daha fazla sperm üretmesini tetikliyor olabilir. Her şeye rağmen, doğurganlık konusundaki muhtemel bir risk, en azından evlerimizin ve yaşadığımız çevrenin hava kalitesi hakkında daha duyarlı davranmamıza katkı sağlayabilir.




Kaynaklar ve İleri Okuma:
-Türkiye İstatistik Kurumu. Dünya Nüfus Günü, 2017. http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=24639 (accessed November 23, 2017).
-Environmental factors and semen quality. International Journal of Occupational Medicine and Environmental Health, 2010. https://www.degruyter.com/view/j/ijmh.2009.22.issue-4/v10001-009-0036-1/v10001-009-0036-1.xml
-National, Regional, and Global Trends in Infertility Prevalence Since 1990: A Systematic Analysis of 277 Health Surveys. PLOS Medicine, (2012). http://journals.plos.org/plosmedicine/article?id=10.1371/journal.pmed.1001356
-Temporal trends in sperm count: a systematic review and meta-regression analysis. Human Reproduction Update, (2017). https://academic.oup.com/humupd/article-abstract/23/6/646/4035689
-Humanity's Fertility Decline Could Be Driven by Poor Air Quality. ScienceAlert. http://www.sciencealert.com/air-pollution-link-declining-sperm-quality (accessed November 23, 2017).
-New Findings on Sperm Life Cycle Could Impact Fertility Treatments. University of California San Francisco. (March 16, 2006). https://www.ucsf.edu/news/2006/03/6621/new-findings-sperm-life-cycle-could-impact-fertility-treatments (accessed November 23, 2017).




Bu içerik BilimFili.com yazarı tarafından oluşturulmuştur. BilimFili.com`un belirtmiş olduğu "Kullanım İzinleri"ne bağlı kalmak kaydıyla kullanabilirsiniz.
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir