Post Author Avatar
Baran Bozdağ
Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör
Kanser bir çok yönden gizemli bir hastalıktır. Bu gizemlerin en büyüğü de tümörlerin neden ve nasıl oluştuğu sorunudur. University of Iowa'da insan kanserli meme hücrelerinin üç boyutta hareketleri gerçek zamanlı olarak gözlemlendi ve bu bilinmezlere dair güvenilir ipuçları elde edildi. Böylelikle ilk kez kanser hücrelerinin tümörleri oluşturmak üzere hareket etmeleri ve bir araya gelmeleri süreklilik içinde kaydedilmiş ve gözlemlenmiş oldu.

Araştırma ekibi kanserli hücrelerin aktif biçimde komşularını sürekli içeri alacak bir kablo ağı geliştirerek sağlıklı hücreleri ve yine kanserli olanları tümörlere dahil ettiğini tespit etti. Dahası kanserli hücrelerin yüzde beşinin tümör oluşturmak için yeterli olduğunu ve bu oranın mevcut araştırmadan önce bilinmediğini kaydeden araştırmacılar bu keşiflerini tüm detayları ile American Journal of Cancer Research'de yayımlandı.

Aynı üniversitede biyoloji profesörü olan David Soll'un açıklamasına göre: "Burada tam olarak gerçekleşen şey birbirine yapışmak değil. Daha çok hücrelerin birbir eşleşmesi ve aktif biçimde birbirlerinden fayda elde etmeleri durumu var. Karmaşık ancak pasif olmayan bir durum değil. Bu süreçler için özelleşmiş hücreler bulunduğuna dair kimse bir kanıta sahip de değil."

Cancerous cells "recruit" cells into tumors by extending a bridge of sorts and reeling in both healthy and cancerous cells. The UI researchers documented the phenomenon for the first time in real time and in 3-D. Credit: David Soll laboratory, University of Iowa

Bulgular tümör oluşturan hücrelerin daha tutarlı ve kesin bir tanımlanmasını sağlayacak ve hangi antibodylerin bu hücreleri yok edebileceğini öğrenmemizi kolaylaştıracak.

2015'te PLOS One'da yayımlanan çalışmada, Soll ve ekibi yalnızca kanserli hücrelerin diğer (kanserli veya sağlıklı) hücreleri bir araya getirerek tümör formasyonuna sebep olduğunu açıklamıştı. Araştırmada agresif beyin tümörlerinden, deri, akciğer kanserlerine kadar birçok kanser çeşidinden yararlanılmıştı. Burada tekli kanser hücrelerinin orijinal kümelerinden ayrılarak çevredeki diğer hücrelere kendini göstererek bir bakıma misyonerlik yaptığı gösterilmişti. Yeni bir hücreyi tespit ettiğinde ise, bu tekli hücre onu bağlayarak orijinal kümesine çekiyor ve böylelikle tümörün büyümesine sebep oluyordu. Aktivite devam ettikçe içine sağlıklı hücreleri de katan tümör gittikçe gelişme gösteriyordu.

Soll'a göre burada köprü görevi gören tek tip tümörijenik (tümör yapan, tümör oluşturan hücreler) hücrelerdir ve bu hücreler ne yaptıklarını çok iyi biliyorlar.

Soru ise şu bu hücreler ne yaptıklarını nasıl biliyorlar? Soll'un hipotezine göre hücreler ilkel geçmişlerine ulaşarak ( embriyo oluşturma bilgileri) bu bilgileri kullanıyorlar. Eğer doğruysa, belki de kanserli hücreler diğer hücreleri doku oluşturma programına dahil ederek katmanlı, farklılaşmış ve kendini inşa eden bir mimari ile tümörleri ve bu kanserli kabileyi geliştiriyor olabilir.

Soll'a göre yine de bir neden olmalı : "Doku oluşturabilecek büyük bir tümörü düşündüğünüzde, kendi içinde bir mikro-çevre oluşturabilmesi gerektiğini fark edersiniz. Kendini dışardan gelecek tehlikelere (tümör engelleyiciler veya kanser öldürücüler) karşı koruyan kendi savunmasına sahip bir kale gibi.."

Laboratuvar ortamında araştırmacılar, zayıf tümörijenik özelliği olan parental meme kanseri hücre tipi MCF-7 ile insan meme kanseri dokusu hücreleri MoVi-10''ların aktivitelerini karşılaştırdı. İlk olarak 50 saatlik bir periyodun sonunda MoVi-10''lardan oluşan hücre gruplarının, MCF-7'lere göre çok daha yoğun olarak büyüdükleri -genellikle birbirlerine tutunarak- gözlemlendi.

Bunun dışında tüm deney hücre gruplarında - MCF-7 ve MoVi-10' hücreleri oranına bakmaksızın- yalnızca MoVi-10' hücrelerinin sağlıklı hücreleri de bu yapılara katarak kitlesel olarak büyüdükleri gözlemlendi .

Araştırmanın bulguları, tümörlerin farklı lokasyonlarda bireysel kümelenme biçiminde 'kanser-hücreleri kabloları- ile ağ kurarak hücreleri bünyelerine kattığını ve büyüdüğü yönündeki teorilerin güçlenmesini sağlamış oldu.

Soll ve araştırma ekibi ayrıca MoVi10' hücrelerinin saatte 92 mikron hızla hareket edebildiğini ve bu hızın sağlıklı hücrelerin göç hızından iki kat fazla olduğunu tespit etti. Bu keşif de hayati bir önem taşıyor çünkü tümörlerin ne kadar hızlı büyüyebilecekleri ve yayılabilecekleri konusunda hem bir uyarı hem de bir hatırlatma niteliği taşıyor.

 




Kaynak : Joseph Ambrose, Michelle Livitz, Deborah Wessels, Spencer Kuhl, Daniel F Lusche, Amanda Scherer, Edward Voss, David R Soll. Mediated coalescence: a possible mechanism for tumor cellular heterogeneity. Am J Cancer Res, January 2016




Bu içerik BilimFili.com yazarı tarafından oluşturulmuştur. BilimFili.com`un belirtmiş olduğu "Kullanım İzinleri"ne bağlı kalmak kaydıyla kullanabilirsiniz.
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir