Post Author Avatar
Sevkan Uzel
Yıldız Teknik Üniversitesi - Çevirmen/Editör
Ilıman denizlerde toplu hâlde yaşayan istiridyeler, filogenetik açıdan yumuşakçalar şubesinin yassı solungaçlılar sınıfında yer alan çift kabuklu hayvanlardır. İstiridyeler, midyeler gibi bulundukları yerde sabit kalırlar. İstiridyenin yüzeye yapışan kabuğu çukur ve büyük, üstte kalan kabuğu ise düz ve küçüktür. Bu kabuklar istiridyenin derisinin salgısı olup, üst yüzeyi sert ve pürüzlüdür.

Kabukları arasında kalan kum veya kurt gibi yabancı maddeleri sedef salgılarıyla örterek, 2-3 yılda bir inci meydana getirirler. Tek bir inci bulmak için bazen bin kadar inci istiridyesi açılır. Amerika'da istiridyelerin içlerinde inci olup olmadığı röntgen ile yoklanır ve boş olanlar açılmadan tekrar denize atılır. Yüksek değerli siyah inciler ise Meksika Körfezi'nden çıkarılır. Bazen besin olarak da toplanan bu canlıların lağımlı sularda bulunanları veba ve tifo gibi hastalıklara sebep olabilir.

Kalpleri, sinir sistemleri ve kabukları arasında tek bir kabuk kapayıcı kasları vardır. Solungaç solunumu yaparlar. Kabukların aralanmasıyla sudaki oksijen solungaç tarafından soğurulur. Bu yolla sudaki bitkisel ve hayvansal planktonları da alarak beslenirler. Çoğu hermafrodit olmakla beraber ayrı eşeyli olanları da vardır. Atlas Okyanusu ve Kuzey Amerika'nın Büyük Okyanus kıyılarında bol rastlanan Virginia istiridyelerinin bazı türleri 5.aya kadar erkek olarak yaşar ve sonraki aylarda dişiye dönüşerek yumurtlamaya başlarlar. İstiridyeler gri bir toz biçiminde milyonlarca yumurta döker. Bu yumurtalar denizde döllenir. Döllenen yumurtalar birkaç gün içinde açılır ve içinden larvalar çıkar. Bu larvalar bir iki gün serbestçe yüzdükten sonra sert zeminlere yapışarak tutunurlar ve hayatları boyunca bu noktada sabit kalırlar.

İstiridyeler, dışarıdan giren ve atamadıkları yabancı maddelerin çevresine katı bir küresel kılıf örerek, zararsızlaştırmayı dener. Bu biraz da Alzheimer hastalığında görülen amiloid plaklarının oluşumuna ilişkin yakın zamanda ortaya atılan bir hipotezi anımsatıyor: "Enfeksiyonun ardından bazı patojenler beyne sızar; beyinde tetiklenen bağışıklık tepkisiyle sağlıklı dokuyu işgalcilerden korumak için enfeksiyon bölgesine duvar örülerek plak oluşturulur." (Bkz. Mikroplar Alzheimer Hastalığını Tetikliyor Olabilir mi?) İstiridyeler, dışarıdan giren ve atamadıkları yabancı maddelerin çevresine katı bir küresel kılıf örerek, zararsızlaştırmayı dener. Bu biraz da Alzheimer hastalığında görülen amiloid plaklarının oluşumuna ilişkin yakın zamanda ortaya atılan bir hipotezi anımsatıyor: "Enfeksiyonun ardından bazı patojenler beyne sızar; beyinde tetiklenen bağışıklık tepkisiyle sağlıklı dokuyu işgalcilerden korumak için enfeksiyon bölgesine duvar örülerek plak oluşturulur." (Bkz. Mikroplar Alzheimer Hastalığını Tetikliyor Olabilir mi?)

Toplu Yaşam


İstiridyeler, yaşamlarının başlangıcında birbirlerine yapışarak, devasa resif toplulukları oluşturur. Bilimciler, istiridyelerin bu amaçla yapıştırıcı bir madde salgıladıklarını biliyordu. Fakat yavru istiridyeler ile olgun istiridyelerin salgıladıkları yapışkan maddelerin bütünüyle farklı oldukları yeni anlaşıldı.

Mikroskopik bir istiridye larvası, sonsuza dek yaşamak istediği yeri belirledikten sonra yüzeye minik bir ayak uzatıp seçtiği yere tutunur. Bazen dakikalar, bazen de saatler içinde, bebeklik yapıştırıcısını sıvar ve yüzeye sabitlenir. Kullandığı madde ise kimyasal açıdan hidratlı (sulu) bir organik malzeme"Temelde bu önceden hazırlanmış yapışkan bir madde ve kullanıma hazır. Kalmak istedikleri bir yer bulduklarında, bu maddeyi fırlatıyorlar," diyor Purdue Üniversitesi'nden Jonathan Wilker.

İki aylık bir istiridye görülüyor. (Telif: Purdue University foto/Jonathan Wilker)


İlk adımlarını atmalarının üzerinden 48 saat geçtiğinde, yavru istiridyeler larvalıktan gençliğe geçiş dönemine giriyor. Bu gelişim sürecinin işareti, yeni bir yapışkan maddenin salgılanması. Söz konusu yeni madde istiridyenin kabuklarının arasından geliyor. Bebekken kullandıkları önceden hazır durumdaki ilk sabitlenme yapışkanları ise ayaktan geliyordu. "Larva yapışkanı hâlâ orada, ama istiridye büyürken bu farklı yapıştırıcı maddeyi de görmeye başlıyorsunuz," diyor Wilker.

Ekibin elde ettiği bulgular ACS Applied Materials & Interfaces dergisinde yayımlanan bir makale ile paylaşıldı. İstiridyelerin yaşam döngülerinin bütününe genel bir bakış sunan bu çalışmaya göre, ilk iki günden sonra istiridyeler büyümeyi sürdürürken ikinci aşama yapışkan salgılıyor. Bu madde, kimyasal açıdan organik ve inorganik maddelerin bir karışımı. Aslında %85'i kalsiyum karbonat (tebeşir); yani istiridyenin kabuğunun oluştuğu malzemenin aynısı. İşte istiridyeleri ömür boyu birbirlerine bağlayan yapıştırıcı da bu.

Wilker'ın ekibi, istiridyelerin yaşamlarının farklı dönemlerinde kullandığı yapıştırıcı maddeleri çözümleyerek, resif onarımı ve yeni sualtı yapışkanlarının tasarımı konusunda kavrayışlar geliştirebilmeyi umuyor.
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir