Post Author Avatar
Gürkan Akçay
Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör

Alerji döneminizde hiç dışarıda dolaşmaya çıkıp, neredeyse kafanızı yere indiremeyecek kadar seri, bir dizi "Hapşuu" tepkisini deneyimlediniz mi? Eğer siz de büyük çoğunluğun içinde yer alıyorsanız cevabınız muhtemelen; 'evet'tir. Ancak bu hapşırma nöbetleri bazen rahatsız edici olsa da, birden fazla hapşırmanın bilimsel bir nedeni var.

Öncelikle, ilk etapta hapşırığa sebep olan şeyin ne olduğuna ve  hapşırdığınızda vücudunuzda neler olduğuna değinerek başlayalım.

Hapşırma, toz ve hastalıktan tutun da duygusal tepkilere ve hatta güneş ışığına kadar çeşitli sebeplerden kaynaklanabilir. Fakat hapşırığın asıl sorumlusu, burnunuzun ve boğazınızın içerisindeki mukus zarlarıdır.

Öte yandan bir hapşırık anında, göğüs kaslarınız ciğerlerinize basınç yapar ve bu durum da ani bir havanın dışarı çıkmasına sebep olur. Bu sırada boğazınız sıkı bir şekilde kapanır ve bu da havanın burnunuzdan yaklaşık olarak saatte 160 km hızlara ulaşabilen bir hızda atılmasına sebep olur.

Ve asıl hikaye şimdi başlıyor. Çünkü saatte 160 km hızlara ulaşabilen bir hava yaklaşık olarak 2000 ila 5000 kadar bakteri damlacıklarıyla doludur (miktar/ağırlık).

Peki neden sıklıkla üçleme şeklinde hapşırırız?

Hapşırıklar genellikle burnumuza girerek burun mukozamıza ulaşan yabancı bir parçacıkla ya da dış bir uyarıcıyla başlar. Bu durum da histamin salınımını tetikler ve histaminler de burnumuzdaki sinir hücrelerini rahatsız eder. Bu rahatsızlık da burunda bulunan ve kaşıntı yapan şeyi, güçlü bir hava püskürtmesiyle dışarı atma isteği olarak hapşırığı ortaya çıkarıyor.

Tek bir hapşırık, sistemimizden zararlıları atmak için bazen yeterlidir. Ancak tek bir hapşırıktan sonra hala burnunuzun direği sızlıyorsa, burnunuz ikinci bir hapşırığı ortaya çıkarır. Yani; ikinci hapşırığınız, ilk hapşırığınızın görevini yeterince yerine getirmediğinin bir göstergesidir. Peş peşe üç kez hapşırmak ise sistemimizin çok daha derinlerdeki rahatsız edici şeyleri dışarı atmak istediğinin işaretidir.

Dolayısıyla, üçlemedeki ilk hapşırık derinlerdeki rahatsız edici şeyleri koparmaya yarıyor, ikincisi onları burnumuza getiriyor, üçüncüsü ise bütün bu rahatsızlık verici, kaşındırıcı şeyleri dışarı atıyor. Bu işleyiş, mukozanızın rahatsızlık verici her ne varsa onu temizlemesi için gerekli bir işleyiştir. Eğer ki, etrafınızda birden fazla hapşıran insanlar görüyorsanız ya da siz defalarca hapşırıyorsanız, bu durum hapşırıkların zayıf olduğunu gösterir.

Bunun yanı sıra; hapşırma davranışı da tıpkı gülüşlerimizde olduğu gibi kişiden kişiye değişkenlik gösterir. Kahkahaların kişiden kişiye farklılık göstermesine sebep olan her şey, hapşırıklar için de geçerlidir. Fakat art arda gelen hapşırıklar, vücudunuzun hava yollarını normal olarak temizlemesinden biraz daha fazlasını içerir.

Peki, birisi hapşırdığında, insanlar neden "çok yaşa" derler? 

Murat Songu ve Metin Önerci'nin geçtiğimiz yıl Nasal Physiology and Pathophysiology of Nasal Disorders 'da yayımlanan "Physiology and Pathophysiology of Sneezing and Itching: Mechanisms of the Symptoms" başlıklı makalesine göre; Antik Yunan ve Antik Romalılarda; hapşırmanın iyi bir sağlığın işareti olduğu düşünülürdü, bu yüzden de "çok yaşa" tepkisi bu durumu kutlamak için kullanılırdı.

Yani, art arda birden fazla hapşırmamız; boğazımızda ya da geniz bölgemizde sıkışmış potansiyel olarak tehlikeli ve rahatsızlık verici şeyleri vücuttan uzaklaştırma noktasında üç aşamalı bir sürecin işlemesinden kaynaklıdır. Eğer hapşırmaya devam ederseniz, söz konusu rahatsızlık verici şey etrafınızdaki havaya saçılır ve vücudunuz rahatlayana kadar bir süre bu şeyden uzaklaşmış olursunuz.

Aşağıdaki yavaş oynatım görüntüde rahatsızlık verici maddelerin vücuttan uzaklaştırılmasında hapşırığın ne kadar işlevsel olduğunu görebilirsiniz.

Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir