Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör
İnsanlar doğar, büyür, yaşlanır ve ölürler. Ancak bazıları çok daha uzun yaşar ve bu da akıllara basit bir soru getiriyor: İnsan yaşamı için doğal bir sınır var mıdır yok mudur? Bu sorunun birbirine eşit iki basit cevabı var: Ya bir sınır vardır ya da yoktur. Herhangi bir veri olmadan bir tahminde bulunabilirsiniz ve tutturma şansınız da yarı yarıyadır, %50-%50.
Tahmininizi güçlendirmek ve doğru cevabı verebilmeniz için ise üç temel çizgide ilerleyebilirsiniz. Kendinize şu soruları sorabilirsiniz: Neden yaşlanırız? Nasıl yaşlanırız? ya da Ne yaptıklarından bağımsız olarak insanlar nasıl uzun yaşıyorlar? Bu üç soru da size bazı kavrayışlar ve bazı sınırlılıklar sunar.
Kendi cevabınızı bulmaya çalışırken bir yandan da Nature'da yayımlanan bir araştırmaya1 göz atalım. Yapılan bu araştırmaya göre; insan ömrünün bir sınırı vardır. Ancak araştırma sonuçları; demografik verilere dayanıyor ve bir nihai bir sonuca ermekten uzak ve dikkatli bir biçimde yorumlanması gerekiyor. Bunun yanı sıra söz konusu araştırma bazı zorlu etik soruları da beraberinde getiriyor.
Evrimsel argümanlar, bazı biyolojik durumları gözler önüne serebilir. Yaşlanma, basitçe ölüm ve zamanın geçişiyle hastalanma şansınızın katlanarak (exponential) artmasıdır. Doğada, kronolojik anlamda yaşlı canlılar oldukça nadirdir ve bunlar genellikle avlanılır ya da kazalar sonucu ölürler.
Canlının daha iyi döller üretebilmesine sebep olan herhangi bir mutasyon korunacaktır, hatta aynı mutasyon yaşamın ilerleyen aşamalarında kötü şeylere sebep olsa bile. Dolayısıyla, yaşlanma, üreme için ödenen bedelden başka bir şey değildir2. Yaşlanma, aynı zamanda bir canlının üremesinin ardından ortaya çıkan kötü sebeplere neden olan bazı faydasız genetik çeşitliliğin de taşınmasını mümkün kılabilir. Bunlar doğal seçilim tarafından ortadan kaldırılması zor şeylerdir ve böylelikle de yaşlanmaya neden olurlar.
Öte yandan, evrimsel biyologlar; yaşlanmaya ve ölüme neden olan "yaşlılık genlerinin" varlığı düşüncesine de destekliyorlar. Genler bunu yapabilir, fakat başka bir şeyin de yan etkisi olabilirler. Örneğin, erkek ve kadının beklenen yaşam farklılıkları cinsel seçilim tarafından farklı seçilim baskılarına neden olur. Doğada, erkekler eş bulmak için yarışmak zorundayken3, dişiler onları dikkatle seçer. Bu, dişinin ve erkeğin genetik saatinin bir seçimi değildir4.
Hidraların --küçük, tatlı su canlıları-- yaşlanmadıkları bilinir5. Laboratuvar verileri 1400 yıl sonra bile hidra populasyonunun %5'inin bu koşullarda hayatta kalabileceğini gösteriyor. Ancak, hidraların da yaşam için bir üst sınırları vardır. Öte yandan, bir türün yaşam süresinin üst sınırının olması, türün her üyesinin o sınıra ulaşmak için aynı şansa sahip olduğu anlamına gelmiyor.
İnsan vücudunun işleyişine dayalı argümanlar aynı zamanda da yaşam için bir üst sınırın var olduğu düşüncesini güçlü bir biçimde destekliyor. İnsan organ sistemleri (örneğin, böbrekler ve timüs), yaşa bağlı ve cinsiyete dayalı bariz etkinlik azalmaları gösterir6. Böylelikle de ilerleyen düşüş nihaî anlamda başarısızlığı beraberinde getirir.
Bu tehlikeli ilerleme, yaşlanmanın temel moleküler ve hücre mekanizmasını ortaya çıkarır; örneğin, yaşlanan hücrelerin --yaşlandıkça işlevsiz hale gelen ve doku bozulmasına neden olan hücrelerin-- ortadan kaldırılması farelerde sağlığı iyileştiriyor ve yaşam süresini uzatıyor7. Bu da akıllara şu soruyu akıllara getiriyor: Müdahale ile yaşamın üst sınırı ortadan kaldırabilir mi?
Peki, erken ölümlerin engellenmesine dair atılacak adımlarla insan yaşamının uzunluğu arttırılabilir mi? İnsan yaşamının maksimum uzunluğu üzerine yapılacak çalışmalar bu soruya ileride bir cevap verebilir. Ancak bu tarz bir aktüeryal hesaplama daima karmaşık ve genellikle de yanlıştır. Örneğin, 1921 yılında, 105 yaşını aşmanın "imkansız" olduğu "gösterilmişti"8. Ancak bugüne kadar insan ömrünün maksimum uzunluğuna dair yapılan tahminlerin hemen hepsi aşıldı9. Bu durum, bazı insanlar için insan ömrüne dair bir üst sınırın olmadığı anlamına gelebilir.
Nature'da yayımlanan araştırmada yer alan bilim insanları ise; global düzeyde demografik verileri analiz etti ve 110 yaş üzerindeki insanların ölüm yaşlarını raporladı. Araştırma ekibi, 1970-1995 yılları arasında maksimum ölüm yaşının her yıl 45-55 gün artmasına rağmen, bunun dışında bir artış olduğuna dair herhangi bir delil olmadığını ortaya koydular. Ve ölüm yaşının en yüksek olduğu zamanların ise 1980'li yıllarda görüldüğü belirtiliyor.
Veri setleri yaklaşık 600 bireyi içeriyor, fakat eğilimler oldukça belirgin. Ekibin ileri sürdüğü model, kişinin 125 yaşını aşma olasılığının her yıl 10.000'de 1 olduğu tahmininde bulunuyor.
Öte yandan, insan ömrünü uzatmanın sürdürülebilirlik açısından zorlu bir etik pozisiyonu da beraberinde getirdiğini söylemek zorundayız. 110 yaşını aşmış insan sayısı 65 yaşını aşanlarla karşılaştırıldığında oldukça küçük bir sayıdır. Dolayısıyla, azınlığın yaşam süresini uzatmak yerine çoğunluğun yaşam kalitesini ve verimli yıllarını arttırmak daha adil bir yaklaşım olacaktır ve bunun laboratuvarlarda başarılabileceğine dair işaretler de var.
Kaynaklar ve İleri Okuma:
1 Nature. http://www.nature.com/nature/journal/vaop/ncurrent/full/nature19793.html
2 Jonas, o. "Why do humans deteriorate with age? It’s a biological puzzle." TheConversation. https://theconversation.com/why-do-humans-deteriorate-with-age-its-a-biological-puzzle-21824
3 https://www.amazon.co.uk/Evolution-Desire-Strategies-Human-Mating/dp/046500802X
4 Griffiths, S. "Want to live forever? You can, but you'll need to come back as a freshwater polyp." http://www.dailymail.co.uk/sciencetech/article-2521210/Freshwater-polyp-described-effectively-immortal-scientists.html#ixzz4MaOCTPgS
5 Arking, R. "The Biology of Aging" https://global.oup.com/academic/product/the-biology-of-aging-9780195167399?cc=gb&lang=en&
6 Faragher, R. "The secret to staying young? Scientists boost lifespan of mice by deleting defective cells." TheConversation. https://theconversation.com/the-secret-to-staying-young-scientists-boost-lifespan-of-mice-by-deleting-defective-cells-54068
7 Shock, W.N. A Classified Bibliography of Gerontology and Geriatrics
8 Broken Limits to Life Expectancy. http://www.econ.ku.dk/okocg/VV/VV-Economic%20Growth/articles/artikler-2006/Broken-limits-to-life-expectancy.pdf
-- Faragher, R. "Is there a natural limit to how long humans can live?" TheConversation. https://theconversation.com/is-there-a-natural-limit-to-how-long-humans-can-live-66460
Tahmininizi güçlendirmek ve doğru cevabı verebilmeniz için ise üç temel çizgide ilerleyebilirsiniz. Kendinize şu soruları sorabilirsiniz: Neden yaşlanırız? Nasıl yaşlanırız? ya da Ne yaptıklarından bağımsız olarak insanlar nasıl uzun yaşıyorlar? Bu üç soru da size bazı kavrayışlar ve bazı sınırlılıklar sunar.
Kendi cevabınızı bulmaya çalışırken bir yandan da Nature'da yayımlanan bir araştırmaya1 göz atalım. Yapılan bu araştırmaya göre; insan ömrünün bir sınırı vardır. Ancak araştırma sonuçları; demografik verilere dayanıyor ve bir nihai bir sonuca ermekten uzak ve dikkatli bir biçimde yorumlanması gerekiyor. Bunun yanı sıra söz konusu araştırma bazı zorlu etik soruları da beraberinde getiriyor.
Her Şey Üremeyle İlgili
Evrimsel argümanlar, bazı biyolojik durumları gözler önüne serebilir. Yaşlanma, basitçe ölüm ve zamanın geçişiyle hastalanma şansınızın katlanarak (exponential) artmasıdır. Doğada, kronolojik anlamda yaşlı canlılar oldukça nadirdir ve bunlar genellikle avlanılır ya da kazalar sonucu ölürler.
Canlının daha iyi döller üretebilmesine sebep olan herhangi bir mutasyon korunacaktır, hatta aynı mutasyon yaşamın ilerleyen aşamalarında kötü şeylere sebep olsa bile. Dolayısıyla, yaşlanma, üreme için ödenen bedelden başka bir şey değildir2. Yaşlanma, aynı zamanda bir canlının üremesinin ardından ortaya çıkan kötü sebeplere neden olan bazı faydasız genetik çeşitliliğin de taşınmasını mümkün kılabilir. Bunlar doğal seçilim tarafından ortadan kaldırılması zor şeylerdir ve böylelikle de yaşlanmaya neden olurlar.
Öte yandan, evrimsel biyologlar; yaşlanmaya ve ölüme neden olan "yaşlılık genlerinin" varlığı düşüncesine de destekliyorlar. Genler bunu yapabilir, fakat başka bir şeyin de yan etkisi olabilirler. Örneğin, erkek ve kadının beklenen yaşam farklılıkları cinsel seçilim tarafından farklı seçilim baskılarına neden olur. Doğada, erkekler eş bulmak için yarışmak zorundayken3, dişiler onları dikkatle seçer. Bu, dişinin ve erkeğin genetik saatinin bir seçimi değildir4.
Hidraların --küçük, tatlı su canlıları-- yaşlanmadıkları bilinir5. Laboratuvar verileri 1400 yıl sonra bile hidra populasyonunun %5'inin bu koşullarda hayatta kalabileceğini gösteriyor. Ancak, hidraların da yaşam için bir üst sınırları vardır. Öte yandan, bir türün yaşam süresinin üst sınırının olması, türün her üyesinin o sınıra ulaşmak için aynı şansa sahip olduğu anlamına gelmiyor.
İnsan vücudunun işleyişine dayalı argümanlar aynı zamanda da yaşam için bir üst sınırın var olduğu düşüncesini güçlü bir biçimde destekliyor. İnsan organ sistemleri (örneğin, böbrekler ve timüs), yaşa bağlı ve cinsiyete dayalı bariz etkinlik azalmaları gösterir6. Böylelikle de ilerleyen düşüş nihaî anlamda başarısızlığı beraberinde getirir.
Bu tehlikeli ilerleme, yaşlanmanın temel moleküler ve hücre mekanizmasını ortaya çıkarır; örneğin, yaşlanan hücrelerin --yaşlandıkça işlevsiz hale gelen ve doku bozulmasına neden olan hücrelerin-- ortadan kaldırılması farelerde sağlığı iyileştiriyor ve yaşam süresini uzatıyor7. Bu da akıllara şu soruyu akıllara getiriyor: Müdahale ile yaşamın üst sınırı ortadan kaldırabilir mi?
Peki, erken ölümlerin engellenmesine dair atılacak adımlarla insan yaşamının uzunluğu arttırılabilir mi? İnsan yaşamının maksimum uzunluğu üzerine yapılacak çalışmalar bu soruya ileride bir cevap verebilir. Ancak bu tarz bir aktüeryal hesaplama daima karmaşık ve genellikle de yanlıştır. Örneğin, 1921 yılında, 105 yaşını aşmanın "imkansız" olduğu "gösterilmişti"8. Ancak bugüne kadar insan ömrünün maksimum uzunluğuna dair yapılan tahminlerin hemen hepsi aşıldı9. Bu durum, bazı insanlar için insan ömrüne dair bir üst sınırın olmadığı anlamına gelebilir.
Nature'da yayımlanan araştırmada yer alan bilim insanları ise; global düzeyde demografik verileri analiz etti ve 110 yaş üzerindeki insanların ölüm yaşlarını raporladı. Araştırma ekibi, 1970-1995 yılları arasında maksimum ölüm yaşının her yıl 45-55 gün artmasına rağmen, bunun dışında bir artış olduğuna dair herhangi bir delil olmadığını ortaya koydular. Ve ölüm yaşının en yüksek olduğu zamanların ise 1980'li yıllarda görüldüğü belirtiliyor.
Veri setleri yaklaşık 600 bireyi içeriyor, fakat eğilimler oldukça belirgin. Ekibin ileri sürdüğü model, kişinin 125 yaşını aşma olasılığının her yıl 10.000'de 1 olduğu tahmininde bulunuyor.
Öte yandan, insan ömrünü uzatmanın sürdürülebilirlik açısından zorlu bir etik pozisiyonu da beraberinde getirdiğini söylemek zorundayız. 110 yaşını aşmış insan sayısı 65 yaşını aşanlarla karşılaştırıldığında oldukça küçük bir sayıdır. Dolayısıyla, azınlığın yaşam süresini uzatmak yerine çoğunluğun yaşam kalitesini ve verimli yıllarını arttırmak daha adil bir yaklaşım olacaktır ve bunun laboratuvarlarda başarılabileceğine dair işaretler de var.
Kaynaklar ve İleri Okuma:
1 Nature. http://www.nature.com/nature/journal/vaop/ncurrent/full/nature19793.html
2 Jonas, o. "Why do humans deteriorate with age? It’s a biological puzzle." TheConversation. https://theconversation.com/why-do-humans-deteriorate-with-age-its-a-biological-puzzle-21824
3 https://www.amazon.co.uk/Evolution-Desire-Strategies-Human-Mating/dp/046500802X
4 Griffiths, S. "Want to live forever? You can, but you'll need to come back as a freshwater polyp." http://www.dailymail.co.uk/sciencetech/article-2521210/Freshwater-polyp-described-effectively-immortal-scientists.html#ixzz4MaOCTPgS
5 Arking, R. "The Biology of Aging" https://global.oup.com/academic/product/the-biology-of-aging-9780195167399?cc=gb&lang=en&
6 Faragher, R. "The secret to staying young? Scientists boost lifespan of mice by deleting defective cells." TheConversation. https://theconversation.com/the-secret-to-staying-young-scientists-boost-lifespan-of-mice-by-deleting-defective-cells-54068
7 Shock, W.N. A Classified Bibliography of Gerontology and Geriatrics
8 Broken Limits to Life Expectancy. http://www.econ.ku.dk/okocg/VV/VV-Economic%20Growth/articles/artikler-2006/Broken-limits-to-life-expectancy.pdf
-- Faragher, R. "Is there a natural limit to how long humans can live?" TheConversation. https://theconversation.com/is-there-a-natural-limit-to-how-long-humans-can-live-66460
Bu içerik BilimFili.com yazarı tarafından oluşturulmuştur. BilimFili.com`un belirtmiş olduğu “Kullanım İzinleri”ne bağlı kalmak kaydıyla kullanabilirsiniz.
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket
Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?
Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.
Destek Ol
Yorum Yap (0)
Bunlar da İlginizi Çekebilir
14 Şubat 2016
Yaşlılıkta, Zekâda Gerileme Olur mu?
20 Kasım 2014
Uzun Yaşamın Sırrı Genlerde mi?
16 Kasım 2019
Sitotoksik T Hücreleri Uzun Yaşamın Anahtarı Olabilir
21 Haziran 2015
Açlık diyetleri, yaşlanmayı yavaşlatıyor