Post Author Avatar
Baran Bozdağ
Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör
NASA'ya ait Hubble Uzay Teleskobu'ndan alınan son veriler üzerindeki çalışmalar ve ölçümlere göre evren beklenen değerlerden yüzde dokuz oranında daha hızlı genişliyor.

Gökbilimcilerin kaydettiğine göre, Büyük Patlama'dan kozmik olarak kısa bir süre sonra evrenin genişlerken izlediği yol üzerinden hesaplanan veri ve ölçümler ile araştırmanın sonuçları bu hafta Astrophysical Journal Letters'da yayımlandı.

Hesaplamalardaki sapma ve hatalar gittikçe büyüyordu ve yaklaşık 3000'de 1 oranına yaklaşmıştı. Yeni hesaplamalar ve modern fizik ile bu sapma 100000'de 1 seviyelerine kadar geriletildi ve şans faktörü mümkün olduğunca dışlanmış oldu. Araştırmacılardan projenin de liderliğini yapan Johns Hopkins University'den fizik ve gökbilim profesörü Adam Riess'e göre beklenen değerlerden farklı sonuçların bulunmasının sebebi de bu.

Mevcut araştırmada, Riess ve araştırma ekibi komşu gökadamız Büyük Macellan Bulutu'nda bulunan 70 ayrı yıldızdan gelen ışığı analiz etti. Yıldızlardan kısa aralıklarla hızlı görüntülerin alınmasını sağlayan yeni metot ile Cepheid değişkenleri (Sefeidler) olarak anılan yıldızlardan veriler elde eden araştırmacılar, tahmin edilebilir oranlarda parlatma ve ışık miktarı ayarı ile yakın intergalaktik mesafeleri ölçmeye girişti.

Bu ölçümlerde sıkça kullanılan metotlar büyük oranda zaman harcatan tekniklerdi. Dünya etrafındaki her 90 dakikalık dönüşünde Hubble'ın yalnızca bir yıldızı gözlemleyebildiği de hesaba katılınca, yeni DASH (Drift and Shift) metodunın Cepheid yıldız grubunu seçerek hedefleyip görüntü almasını sağlamasının önemi ortaya çıkmaktadır. Öyle ki, araştırmacılar bu sayede bir yerine aynı zaman içinde bir düzeni Cepheid yıldızını  (alınan görüntü ve verileri) inceleme şansı bulmuş oluyor.

Bu yeni veri havuzu üzerinden, Riess ve ekibi evrendeki uzaklıkları ölçmek için kullanılan kozmik uzaklık ölçümü standartlarını kuvvetlendirmeyi başardı ve kozmosun zamanla ne hızda genişlediğini ve bu hızdaki değişimleri belirlemekte kullanılan Hubble sabitini hesapladı.

Şili, Amerika ve Avrupa'dan enstitülerden birçok gökbilimcinin ortaklaşa yürüttüğü Araucaria Projesi'nin gözlemlerinin verileri ile Hubble hesaplamalarını kombine eden araştırmacılar, Büyük Macellan Bulutu uzaklıklarının ölçümünü eklips koşulundaki ikili yıldız sistemlerindeki yıldızlardan birinin diğerinin önünden geçmesi sırasındaki ışığın ayarlanması ile gerçekleştirdi.

Tüm bu uğraşlar ile Sefeid yıldızlarının en gerçekçi parlaklık seviyelerini de belirleyen gökbilimciler daha doğru bu sonuçlar sayesinde bir deyişle uzaklık ölçüm merdiveninin basamaklarını sıklaştırdı ve hata payını da bu sayede oldukça aşağı çekti.

Ölçümler daha kesinleşip gerçeğe yaklaşmaya başlayınca, erken evrenin genleşmesini hesaplamada kullanılan ESA'ya (European Space Agency) ait Planck uydusundan (Büyük Patlama'dan 380.000 yıl sonrasından itibaren uzaklık ve evren genişlemesi ölçümünde kullanılan) elde edilen verilere göre bilinen ve beklenen Hubble sabitinin de daha gerçeğe yakın bir değerini tespit edebildi.

Riess'in açıklamasına göre evrenin çok erken fazındaki gelişme hızı ile bugünkü değer arasında iki farklı deneyden elde edilen veriler aslında temel anlamda çelişiyor olmak zorunda değil. Bu fark doğası gereği evrenin genleşme hızındaki değişimden kaynaklanıyor ancak ne zaman için nereye baktığımıza ve hangi sabiti kullandığımıza dikkat etmemiz gerektiği bir gerçek.

Düzeltme ve gerçeğe yaklaşma sürecinin Hubble sabiti için 2001'de %10 seviyelerinden 2009'un sonlarında %5'e mevcut araştırmada da %1.9'a kadar gerileyen belirsizliği ve hata payını düşünecek olursak oldukça başarılı sürdüğünü söyleyebiliriz. Araştırmacıların hedefi ise bu belirsizlik seviyesini %1 ve altına çekmek.

Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir