Şöyle ki, cildimizde meydana gelen güneş yanıklarının aksine, vücudumuz hava kirliliğinine bağlı olarak gelişen zararlara ani olarak karşılık göstermeyebilir. Böylece kirliliğin bilhassa cildimiz üzerindeki negatif etkilerini tam olarak gözlemleme şansımız olmaz ve süreç daha tehlikeli bir hal alır. Buna bağlı olarak, kirli tanecikler ve bu taneciklerin cildimiz üzerinde nasıl bir etkiye sahip olduğunu bilmek oldukça önemlidir.
Hava kirliliğinden kaçınmak çoğu zaman zor olsa bile, cildimizi bu negatif etkilerden korumak ve iyileştirmek için çeşitli yollar bulunmaktadır. Araştırmanın en önemli bölümü olan bu başlığa en son değineceğiz.
Öncelikle hava kirliliğinin geniş bir kaynak çeşitliliğine sahip olduğunu bilmeliyiz. Bu kaynaklar, en yaygın biçimde sigara dumanı, toz, duman ve arabalardan yayılan egzoz gazı içermektedir. Kirlilik kaynakları aynı zamanda cilt bariyerine nüfuz edebilen ve akne, mat ve kuru cilt, egzema, cilt alerjileri, kızarıklıklar, kırışıklıklar ile nem ve esneklik kaybı gibi problemlere yol açabilen küçük parçacıklar ihtiva ederler.
Güneş ışınları ve diğer zararlı ışınların negatif etkileri, vücudumuzun bir parçası olan derimiz üzerinde hızlı bir biçimde karşılık bulur. Cildimiz, bu zararlı etkilere bağlı olarak genellikle gecici özellikte olan tepkiler geliştirerek bizi uyarır. Buna karşılık hava kirliliğinin, özellikle ‘cildimiz’ üzerine olan etkilerini gözlemleme şansımız olmaz. Bu nedenle kirlilik cilt kanserine kadar pek çok tehlikeli hastalığa sebep olabilir.
Kirlilik parçacıkları normal yaşlanma sürecini hızlandırabilir. Ciltte yaşa bağlı olarak meydana gelen nem ve esneklik kaybı yaşlanmanın doğal bir parçasıyken, hava kirliliği cildimizin oksijen ile temasını azaltır ve cildimizin yapısına katılan doğal yağ katmanlarını kurutur. Hatta hava kirliliğinin bazı formaları cildimizde kansere yol açabilen *serbest radikallerin oluşmasından da sorumlu tutulabilir.
Hava Kirliliğinin Negatif Etkilerinden Nasıl Korunabiliriz ?
Ne yazık ki, hepimiz hava kirliliğine maruz kalmaktan kaçınmanın oldukça zor olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Fakat, kirliliğin etkilerini en aza indirgemek ve cilt sağlığımızı korumak için çeşitli önlemler alabiliriz. Şimdi bu önemlerden en önemli olanlarını açıklamaya çalışalım;
- Bilhassa domates, yeşil yapraklı sebzeler ve dutsu meyveler içeren, meyve ve sebze yönünden zengin bir diyet uygulamak vücudumuzun ihtiyaç duyduğu vitaminleri ve cildimizde meydana gelen zararları önleyebilecek besin maddelerini almamızı sağlar.
- Belirli bir oranda hergün bol miktarda su tüketmek, hava kirliliğinin etkisinden kaynaklanan kuruluğu gidererek cildimizin taze kalmasını sağlar.
- Elastin ve Kollajen proteinler içeren cilt ürünleri kullanmak yararlıdır. Bu kompleksler aynı zamanda hücresel yenilenmeye yardımcı olurlar.
- Günlük olarak, akşam vakitlerinde yüzümüzü yıkamak/temizlemek kirliliğin tahriş edici etkilerine karşı uygulanabilecek ana önlemlerden birisidir. Özellikle sülfat içermeyen sabunlar kullanılarak yapılan hafif bir cilt temizliği, tahriş edici partikülleri cildimizden kolayca uzaklaştırır. ( Paraben, sülfat, fosfat, DEA gibi bazı maddeler hemen hemen bütün şampuan, temizlik maddeleri, sıvı sabunlar ve kremlerin yapısına katılırlar. Bu tip maddeler uzun kullanımlarda, tenimizden vücut içine karışarak beyin hasarından hormonal bozukluklara kadar bilimsel olarak kanıtlanmış pek çok zararlı etkiye sebep olurlar. Bahsi geçen ürünleri alırken, muhakkak içerik kısmını okuyun. )
- Günlük nemlendiriciler kullanmak cildimizin doğal yağ dengesinin taze kalmasını sağlar.
- Cildin ölü hücrelerden arındırılması, en etkili temizlik yöntemidir. Bu işlemin haftada bir yada en fazla iki kez yapılması gerekmektedir. İşlemi daha çok tekrarlamak cildimize zarar verebilir. Cildimizi ölü hücrelerden arındırırken ovalayarak yıkamaya ilave olarak, bazı markaların geliştirdiği dönebilme özelliğine sahip fırçaları kullanmak ayrıca katkı sağlar.
- Aynı zamanda evimizde uygulayabileceğimiz çeşitli maskeler ve peeling işlemleri, cildimizin temiz kalma seviyesini arttırır.
Dermatologlar ayrıca bu konu ile ilgili çeşitli yöntem ve iyileştirici ürünler içeren daha detaylı seçenekler öneriyor. Eğer cildinizde leke, solma yahut bunun gibi beklenmedik değişimler görüyorsanız, daha ayrıntılı bir bilgi almak için en iyi yol bir doktora görünmektir.
Her ne kadar, hava kirliliğinin cildimiz üzerinde negatif etkileri ve bu etkilerin kaçınılmaz olduğu görülse de, cildirimizi bu etkilerin zararlarından korumak için çeşitli yöntemler bulunmaktadır. Ayrıca, kirliliğin daha tehlikeli etkilerini önlemek ilave adımlar ve güvenilir bilgiler gerektiren bir işlemdir.
Açıklamayı burada sonlandırırken, şayet önlemler alınmazsa hava kirliliği konusunda yakında geleceğimiz noktayı değerlendirmek açısından, Chris Madden tarafından çizilen şu karikatür çalışmasını paylaşmak istiyorum.
*Serbest Radikaller : Genellikle bir elektronunu kaybetmiş bir oksijen atomu içeren moleküllerdir. Bu durum onları kimyasal olarak kararsız hale getirir. Vücudumuzda bulunan hücrelerin parçalanmasıyla oluşan bu toksik moleküller bedenin yaşlanması, kemiklerin zayıflaması, saçların dökülmesi, cildin kırışması, eklem ağrıları, kalp hastalıkları, kanser ve kronik dejeneratif rahatsızlıklar gibi pek çok soruna yol açar. Yapılan son çalışmalar çevre kirliliği ve dış kaynaklı diğer maddelere ilave olarak stres düzeyinin dahi serbest radikallerin üretiminde etkili olduğunu göstermiştir. Şöyle ki, bedenimizin strese karşı verdiği yanıtın sonucu olarak çok fazla miktarda serbest radikal üretilir. Bu durum bedenimizin enerji üretim sistemini aşırı çalışmaya zorlar ve toksik atık olan serbest radikallerin sayısını arttırır. Dahası bedendeki stres reaksiyonlarını düzenleyen hormonların bizzat kendileri (kortizol ve katekolaminler) stresli olduğumuz anlarda son derece tahrip edici serbest radikallere dönüşürler.
Main Path (11 September 2015), How Air Pollution Can Affect Your Skin, http://www.collective-evolution.com/2015/09/11/how-air-pollution-can-affect-your-skin
Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.
Destek Ol