Post Author Avatar
Melis Soyumgürbüz
Boğaziçi Üniversitesi - Çevirmen
Oregon State Üniversitesi'nde yapılan bir çalışmada, yüksek oranda yağ ve şeker tüketmenin normal beslenme şekillerine kıyasla bağırsak bakterilerinde değişikliğe yol açarak, bilişsel esnekliği zayıflattığı ortaya çıktı. Diğer bir deyişle, bu beslenme türü değişikliklere uyum sağlamayı güçleştiriyor.

Yüksek miktarda şeker kullanımı bu etkinin en yoğun hissedildiği beslenme şekli. Bu beslenme şekli, aynı zamanda, uzun ve kısa süreli hafızada öğrenme bozukluğuna da yol açıyor.

Bütün bu bulgular, yağ ve şekerin bilişsel işlev ve davranış üzerindeki etkisiyle ilişkili olan şimdiye kadar yapılmış çalışmaların sonuçlarıyla da uyum sağladı. Sonuçlar bilim insanlarına bu beslenme biçimine sahip kişilerin yaşadıkları bazı problemlerin mikrobiyomun değişmesiyle ilişkili olduğunu düşündürdü.

Araştırma süresince farklı besin maddeleri tüketen laboratuvar fareleri, daha sonra zihinsel ve fiziksel fonksiyon değişikliklerinin ölçülmesi için su labirenti gibi bir takım testlere tabi tutuldular. Bulgular, Mikrobiyoloji ve Ulusal Bilim Vakfı tarafından desteklenen, Neuroscience dergisinde yayımlandı.

OSU Veterinerlik Koleji’nde profesörü ve Linus Pauling Enstitüsü baş araştırmacısı Kathy Magnusson:

“Bağırsak bakterimizin veya Mikrobiyotamızın, insan beyni ile iletişim kurabildiği giderek daha da netleşiyor. Bakteri, sinirleri veya bağışıklık sistemini uyaran, nöro-iletici olarak görev yapan ve biyolojik işlevleri geniş yelpazede etkileyen bileşenleri serbest bırakabilir. Hangi mesajların gönderildiğinden emin değiliz, ama süreci ve etkileri izliyoruz” diyor.

Magnusson, ayrıca, yaşlanma, uzamsal bellek, obezite ve diğer benzeri konularda, farelerin insanlarla ilgili çalışmalar için özellikle iyi bir model olduğunu söyledi.

Bu araştırmada, yüksek miktarda yağ veya şekerle beslenen farelerin, sadece dört hafta sonra, zihinsel ve fiziksel fonksiyonlarını ölçen testlerdeki performansı, normal beslenen hayvanlarla karşılaştırıldığında düşmeye başladı. En belirgin değişikliklerden biri de araştırmacıların bilişsel esneklik dediği alanda meydana geldi.

Magnusson şöyle diyor:

"Bu çalışmada bilişsel esneklik bozukluğu açıkça belli oluyordu. Size çok tanıdık olan bir rotada evinize gittiğinizi düşünün, yapmaya çok alışkın olduğunuz bir şeydir bu. Sonra bir gün o yolun kapandığını ve evinize gitmek için aniden yeni bir yol bulmanız gerektiğini hayal edin.”

Bilişsel esneklik düzeyi yüksek olan bir kişi bu rota değişikliğine hemen uyum sağlayarak ev yönündeki en iyi rotayı belirler. Ondan sonraki her sabah da, başta küçük problemler yaşayarak, bu rotayı kullanır. Bozulmuş bilişsel esneklikte ise, eve dönüşler çok daha uzun, yavaş, ve stresli olabilir.

Günümüzde, Batılı beslenme biçimi olarak da görülen yağ, şeker ve karbonhidrat oranı yüksek yiyecekler,  Amerika’da Obezite ve Alzheimer gibi birçok farklı kronik hastalıkla ilişkilendirilmektedir.

Fazla yağ ve şekerin insanlar için iyi olmadığının bilindiğini söyleyen Magnusson konuyla ilgili olarak ayrıca:

"Bu çalışma yağ ve şekerin sağlıklı bakteri sistemini değiştirdiğini ve bu yiyeceklerin insanlar için iyi olmadığını gösterdi. Beyni etkileyenler sadece yiyecekler değildir fakat yiyecekler ve mikrobiyal sistem arasında önemli etkileşimler gerçekleşir” diyor.




Kaynak: “Fat, Sugar Cause Bacterial Changes That May Relate To Loss Of Cognitive Function,” http://www.sciencedaily.com/releases/2015/06/150622182034.htm
Akademik Kaynak: K.R. Magnusson, L. Hauck, B.M. Jeffrey, V. Elias, A. Humphrey, R. Nath, A. Perrone, L.E. Bermudez. “Relationships Between Diet-related Changes In The Gut Microbiome And Cognitive Flexibility.” Neuroscience, 2015; 300: 128 DOI: 10.1016/j.neuroscience.2015.05.016
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir