Post Author Avatar
Gürkan Akçay
Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör

Son yüzyıllar içerisinde, bilimsel alanların çoğu en az bir tane devrim niteliğinde teori üretmiştir.

Bazı yenilemeler ya da paradigma değişimleri; var olan bilgiyi yeni bir uygulamada yeniden kullanagelmiştir.

Devrim niteliğindeki teoriler; yeni uygulamanın önceki düşünsel sistemlerin çözemediği problemleri alt etmesiyle başarıya ulaşmıştır.

İşte favori diyebileceğimiz 10 bilimsel teori. Umuyoruz ki, daha fazlası da gelecek.

10. Bilgi Kuramı

Claude Shannon, 1948

Tam olarak devrim niteliğinde bir teori denemez, çünkü öncesinde; yıkıp yerine yenisinin inşa edileceği bir teori yoktu. Fakat Shannon; elektronik iletişim ve bilgisayar bilimini içeren diğer birçok devrim niteliğindeki teorinin gelişmesine matematiksel bir temel sağlamıştır. Bilgi kuramı olmasaydı, matkap uçları hala yalnızca matkaplar için kullanılıyor olacaktı.

9. Oyun Teorisi

John von Neumann ve Oscar Morgenstern, 1944 (1950’lerde John Nash’in önemli katkılarıyla birlikte)

Ekonomi için geliştirilmiştir ve bazı başarıları olmuştur, ancak oyun teorisi bu alanı kökten değiştirmemiştir. Öte yandan diğer birçok sosyal bilimler alanlarına uyarlanmıştır. Oyun Teorisi, bireyin, başarısının diğerlerinin seçimlerine dayalı olduğu seçimler yapması olan bazı stratejik durumların matematiksel olarak davranış biçimlerini yakalamaya çalışır. İlk başlarda bir bireyin kazancının ötekinin zararına olduğu (sıfır toplamlı oyunlar) yarışmaları çözümlemek için geliştirilmişse bile, daha sonradan birçok kısıta dayanan çok geniş bir etkileşim alanını incelemeye başlamıştır. Bugün, oyun kuramı, 'sosyal' kelimesinin geniş anlamda insan ve insan-dışı oyuncuları (bilgisayarlar, hayvanlar ve bitkiler) kapsayacak biçimde tanımlandığı, sosyal bilimlerin rasyonel yönü için bir 'birleşik alan' kuramı veya bir tür şemsiyedir. Ve evrimsel oyun teorisi, evrimsel biyolojinin önemli bir çalışma branşı halindedir. Hatta bu teori; poker ve futbol gibi aktivitelere de uygulanıyor.  Oyun teorisi, akademik ilginin yanı sıra, popüler kültürde de ilgi çekmiştir. Teoriye katkılarından dolayı Nobel Ödülü alan John Nash'in sorunlu yaşamı harika bir kitabın da ilham kaynağı olmuştur; A Beautiful Mind. Ancak filmini izleyerek oyun teorisi hakkında bir şey öğrenmeyi beklemeyin.1983 yapımı WarGames filminin de ana teması oyun teorisi olmuştur. Friend or Foe, kısmen Survivor gibi televizyonda yayınlanan bazı yarışma programlarında bile oyun teorisinin izlerini sürmek mümkündür.

8. Oksijenli Yanma Teorisi

Antoine Lavoisier, 1970ler

Lavoisier, oksijeni keşfetmedi, ancak maddelerin yanmasına sebep olan gazın oksijen olduğunu ortaya çıkardı. Böylelikle de Lavoisier, yaygın olan Flogiston teorisini alt etmiş ve modern kimyanın gelişimine ortam hazırlamıştır. Ancak Lavoisier'in sonu da Galileo'nun sonuna benzerdir. 1700'lerin son çeyreğinde kapitalizmin temeli sayılabilecek Fransız Sanayi Devrimi ile, "Cumhuriyetin bilginlere ihtiyacı yoktur" diyen yargıç; Lavoisier'in giyotinle idam edilmesinde karar kılmıştır.

7. Levha Tektonikleri

Alfred Wegener, 1912; J. Tuzo Wilson, 1960lar

Wegener kıtaların henüz 1912 yılında sürüklendiğini fark etmiştir. Fakat, bu durum 1960lara kadar bilim isanlarının levha tektoniklerinin kapsamlı bir teorisi altında topladıkları parçalardan birisi değildi. Kanadalı jeofizikçi, Wilson ise bazı eksik önemli parçaların teoriye katılmasına katkı sunmuştur.

6. İstatistiksel Mekanik

James Clerk Maxwell, Ludwig Boltzmann, J Willard Gibbs, 19. Yüzyıl’ın sonları

Isıyı, atom ve moleküllerin istatistiksel davranışıyla açıklamasıyla, istatistiksel mekanik; termodinamiğe anlam kazandırmış ve atomların gerçekliğine güçlü deliller sağlamıştır. Bunun yanı sıra, istatistiksel mekanik; fiziksel bilimlerde olasılıksal matematiğin rolünü de ortaya koydu. İstatistiksel mekanikteki (istatistiksel fizik de denir) modern genişlemeler; malzeme biliminden trafik sıkışıklıklarına ve oy verme davranışlarına ve hatta oyun teorisine kadar birçok şeye uygulanabilmiştir.

5. Özel Görelilik

Albert Einstein, 1905

1905 yılında Albert Einstein fizik yasalarının tüm ivmelenmeyen (duran veya sabit hızla ilerleyen) gözlemciler için aynı olacağını ve ışığın boşluktaki hızının gözlemcinin hareketinden bağımsız olduğunu ortaya koydu. Bu özel görelilik kuramıydı. Özel göreliliğin, klasik fiziğin büyük bir bölümü üzerinde yükselmesinden kaynaklı kavramsal düzeyde pek de devrimsel olduğu söylenemez, ancak uzay ile zamanı, madde ile enerjiyi birleştirmesiyle ve uzay seyahati sırasında yaşlanmanın daha yavaş olduğunu teorik olarak ortaya koymasıyla tam bir devrim yaptığını söyleyebiliriz.

4. Genel Görelilik

Albert Einstein, 1915

Özel göreliliğe kıyasla, Genel Görelilik çok daha devrimseldir, çünkü Newton'ın kütle çekimi yasasından kurtularak bükülmüş uzay-zamanı ortaya koymuştur. Genel Görelilik kuramı denklemleri üzerinde çalıştıkça Einstein, kütleli nesnelerin uzay-zamanda bir çarpıtmaya yol açtığının farkına vardı. Bir trambolinin tam ortasına büyük bir nesne bıraktığınızı düşünün. Nesne kumaşı aşağı iterek çukurluk oluşturur. Tramboline bir de bilye bırakırsanız, bilye büyük nesnenin oluşturduğu çukurun sınırını geçtiğinde, sarmallar çizerek nesneye doğru iner. Bu tıpkı bir gezegenin çekim alanına giren bir göktaşının durumuna benzer. Bu devrim niteliğindeki teori; genişleyen evrenin bütün bir tarihine bakmaları noktasında bilim insanlarının gözlerini açtı.

3. Kuantum Teorisi

Max Planck, Einstein, Niels Bohr, Werner Heisenberg, Erwin Schrödinger, Max Born, Paul Dirac, 1900-1926

Kuantum teorisi, klasik fiziğin bütün parçalarını deyim yerindeyse lime lime etmiş, gerçekliğin doğasına ait sıradan kavramları yıkmış, neden-sonucun bütün felsefesini çöpe atmış ve doğanın garipliklerini ortaya çıkarmıştır. Kuantum mekaniğinin temelleri Max Planck, Albert Einstein, Niels Bohr, Werner Heisenberg, Erwin Schrödinger, Max Born,John von Neumann, Paul Dirac, Wolfgang Pauli  tarafından atılmıştır. Öyle ki, Albert Einstein tarafından da 1935’te ortaya atılmıştır ve tamamlanamamış olmasından kaynaklı olacak ki Einstein ve çalışma arkadaşlarını son derece rahatsız eden bir teori olmayı başarmıştır. Kuantum mekaniği genel olarak küçük parçacıkların ve kuvvetlerinin mekanizmasını inceleyen bir teoridir.  Belirsizlik ilkesi, anti madde, Planck sabiti, kara cisim ışınımı, dalga kuramı, alan teorileri gibi kuramlar bu mekanik sayesinde geliştirilmiş ve klasik fiziğin bir anlamda çözemediği sorunları çözmeye çalışmıştır. Gerçekten de 3 numarada yer alıyor olmasına inanmak güç.

2. Evrim Teorisi (Doğal Seçilim)

Charles Darwin, 1859

Darwin yaşamın dallı budaklı karmaşasını ve yaşam formları arasındaki dallanmış ilişkiyi, doğal süreçlerden geçerek hayatta kalmayı, yaşamın herhangi bir doğa-üstü yaratıcıya ya da Nuh gemisi gibi kurgu senaryolara bağlanamayacağını ortaya koyarak tam bir bilimsel devrim yapmıştır. Evrim teorisi, doğa-üstü yargılarla gerçekten saptırılmayan doğa bilimlerinin geliştirilmesi noktasında insanlığın ufkunu ve beynini açmıştır. Darwin'in bu teorisi öyle bir devrim yapmıştır ki, bazı insanlar hala kabul edememiştir. Ancak gerçek şu ki; Evrim Sürüyor!

O, evrimi keşfetmemiştir. Evrim, pek kabul görmüş olmasa da, Darwin tür değişimleri üzerine çalışmaya başlamadan önce de var olan bir akımdı. Darwin'in yanıtlamaya çalıştığı soru türlerin değişip değişmediği değil, nasıl değiştiği sorusuydu. Lamarck, Darwin'den önce bunu açıklayan en bütünlüklü teoriyi geliştirmişti. Onun kazanılmış karakteristiklerin aktarılması hipotezine göre, bir organizmanın yaşamı süresince fizyolojisinde meydana gelen değişimler gelecek kuşaklara aktarılabilirdi. Darwin bu evrimci fikirlerden elbette haberdardı. Ancak bu değişimlerin nasıl gerçekleştiğini açıklamadıkları için onları önemsemiyordu. Darwin'in başardığı şey, değişim mekanizmasını -doğal seçilimi- bulmaktı.

– Ardea Skybreak (Evrim Bilimi – ISBN: 9789944122979)

1. Heliosentrizm (Güneş Merkezlilik)

Nicolaus Copernicus, 1543

Bazı antik Yunanlılar tarafından tasarlanmış ancak 2000 yıl sonra yer edinmiş, gelmiş geçmiş en önemli kavrayışlardan birisidir: Dünya ve diğer gezegenler Güneş etrafında dolanırlar. 1 numaramızda yer aldı çünkü birincidir. Başlığımızdaki "devrim" kelimesi de buradan geliyor. Kopernik'in 1543 yılında ölümünden çok kısa bir süre önce yayımlanan kitabı "De revolutionibus orbium coelestium" (Göksel Kürelerin Devinimleri Üzerine) bilim tarihinde önemli bir olay olarak yer edinmiştir. Kitap, Kopernik Devrimini başlatmış ve bilimsel devrime büyük ölçüde katkı sunmuştur.

Nicolaus Copernicus Heliosentrik Model "De revolutionibus orbium coelestium"
Nicolaus Copernicus, Heliosentrik Model "De revolutionibus orbium coelestium"
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir