Post Author Avatar
Gürkan Akçay
Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör

Depresyon, nasıl hareket ettiğinizden ve nasıl yürüdüğünüzden tutun da etrafınızdaki insanlarla nasıl etkileşim kurduğunuza kadar neredeyse her şeyi değiştirir. Hatta konuşma biçiminizde ve kendinizi yazarak ifade etiğinizde bile depresyon hali fark edilebilirdir. Öte yandan "depresif bir dil",  bazen diğer insanlar üzerinde güçlü bir etkiye olabilir. Örneğin, ağır depresyon sonrası kendi hayatlarına son veren; şair Sylvia Plath ve Nirvana grubunun solisti Kurt Cobain'in insanlar üzerinde bıraktıkları etkiyi düşünün.

Depresyon ve dil arasındaki ilişkinin saptanabilmesi üzerine uzunca bir süredir araştırmalar yürütülüyor ve bu noktada; teknoloji, resmin tamamına yaklaşmamız için oldukça faydalı bir araç görevi görüyor. 2018 Ocak aynda Clinical Psychological Science'da yayımlanan bir araştırma, bir kimsenin depresyonda olup olmadığını tutarlı bir biçimde anlayabilme noktasında yardımcı olabilecek bir dizi sözcüğü belirledi.

Geleneksel olarak, bu alandaki dilsel analizler onları doğrudan okuyan ve hakkında notlar tutan araştırmacılar tarafından yapılırdı. Bugünlerde ise, bilgisayarlı yazı analizi yöntemleri çok geniş bir veri bankasını neredeyse dakikalar içince analiz edebilmemize olanak tanıyor. Bu da insanların gözünden kaçabilecek dilsel özellikleri ve gramer örgüsünü yakalamada; sözcük çeşitliliğini, ortalama cümle uzunluğunu, sözcük ve sözcük gruplarının dağılım ve yaygınlığındaki yüzdeyi hesaplamada bize yardımcı olabiliyor.

Şimdiye kadar, Cobain ve Plath gibi tanınmış sanatçıların çalışmalarında olduğu gibi, depresyondaki kişilerin yazıları ve günlükleri de faydalı birer araç oldu. Bununla birlikte, depresyondaki insanların konuşmalarında doğal dil kullanımlarındaki ufak parçalar da bir bakış açısı elde etmede yardımcı oldu. Hepsi birden düşünüldüğünde, bu gibi araştırmalardan elde edilen veriler depresyon semptomlarını gösteren ve göstermeyen kişiler arasında dil düzeyinde tutarlı ve bariz farklar olduğu ortaya çıkıyor.

İçerik

Dil; içerik ve biçim (tarz) olmak üzere iki bileşene ayrılabilir. İçerik, ne anlattığımızla ilgilidir; yani cümlelerimizin anlamı veya konusu. Depresyon semptomları gösteren bir kişinin, cümlelerinde fazla miktarda negatif duygular içeren kelimeler --özellikle de  olumsuz sıfatlar ve olumsuz zarflar--kullandığını öğrenmek; kimseye şaşırtıcı gelmez.

Ancak ilginç olan bir şey var ki; o da, zamirlerin kullanımıdır. Depresyon semptomları gösteren insanlar, belirgin bir biçimde birinci tekil şahıs ("ben", "kendim" gibi) ifadelerini kullanırken ve ikinci ve üçüncü tekil ya da çoğul şahıs ("sen", "siz", "o", "onlar") ifadelerini fark edilir bir biçimde az kullanıyor. Zamir kullanımındaki bu örgü, depresyondaki insanların kendilerine daha odak halde olduklarını ve çevrelerindeki insanları daha az bağlantıya geçtiklerini gösteriyor. Araştırmacılara göre, bu zamir kullanımı, depresyon tanısı için olumsuz duygu içeren kelime kullanımından daha güvenilir bir belirteçtir. 

Ruminasyon (kişisel sorunlar üzerinde dönüp durma) ve sosyal izolasyonun, depresyonun yaygın özellikleri olduğunu biliyoruz. Ancak, bu bulguların dikkat veya düşünce tarzındaki farklılıkları yansıtıp yansıtmadığını henüz bilmiyoruz. Depresyon, insanların kendilerine odaklanmasına mı sebep oluyor, yoksa; kendi düşüncelerine odaklanan insanlar mı depresyon belirtilerine sahip oluyor?

Dil Tarzı

Dil tarzı, ifade ettiğimiz içerikten ziyade kendimizi nasıl ifade ettiğimizle ilgilidir. 2018 yılında Clinical Psychological Science'da yayımlanan çalışmada, 6.400'den fazla üyeyi inceleyen 64 çevrimiçi zihinsel sağlık forumunun büyük bir veri metin analizi yapıldı. Analizler sonucu, “her zaman”, "herkes" “hiçbir şey”, "asla" veya “tamamen” gibi mutlak büyüklükleri veya olasılıkları ileten “mutlak sözcükler”, zihinsel sağlık forumlarında zamirlerden veya olumsuz duygu sözcüklerinden daha iyi belirleyiciler olarak saptandı.

Depresyonu olanların dünya hakkında daha siyah ya da beyaz bir bakış açısına sahip olacağını ve bunun kendi dil tarzlarında tezahür edeceğini tahmin ederiz. 19 farklı kontrol forumuna kıyasla, mutlakçı kelimelerin yaygınlığı; kaygı ve depresyon forumlarında yaklaşık % 50, intihar düşüncesi forumlarında ise yaklaşık % 80 daha fazladır.

Zamirler, forumlar arasında mutlak kelimelerle benzer bir dağılım örgüsü gösterdi, ancak etki daha küçüktü. Buna karşın, olumsuz duygu sözcükleri, intihar düşüncesi forumlarında kaygı ve depresyon forumlarına göre paradoksal olarak daha az yaygındı.

Araştırma ayrıca, depresif bir olaydan kurtulduğunu düşünen üyelerin iyileşmeleri konusunda olumlu ve teşvik edici yazılar yazdıkları kurtarma forumlarını da içeriyordu. Buralarda, pozitif duygu kelimelerinin yaklaşık % 70 oranında arttığı bulgusuna ulaşıldı.

Clinical psychology review'de 2007 yılında yayımlanan bir araştırma, daha önce depresif belirtileri olan insanların, onları tekrar yaşamalarının daha muhtemel olduğunu göstermişti. Bu nedenle, mutlakçı düşünce eğilimi, şu anda bir depresyon belirtisi olmasa bile, depresif ataklara neden olmada rol oynayabileceğinin bir işaretidir. Aynı durum zamir kullanımında da kendisini gösterirken, olumsuz duygu içeren sözcük kullanımı için -araştırma kapsamında-- böyle bir durumdan söz edemiyoruz.

Pratik Uygulamalar

Depresyonun dilini anlamak, depresyon belirtileri olanların düşünme şeklini anlamamıza yardımcı olabilir ve bunun pratik sonuçları da vardır. Araştırmacılar, blog yazıları gibi doğal dil içeren metin örneklerinden çeşitli zihinsel sağlık koşullarını sınıflandırmak için otomatik metin analizini makine öğrenmesiyle birleştiriyor.

Elbette ki bu tarz sınıflandırmalar, eğitimli terapistler tarafından zaten yapılıyor. Fakat önemli bir biçimde makine öğrenmesi sınıflandırması yalnızca daha fazla veri sağlandığı ve daha karmaşık algoritmalar geliştirildiği için gelişmeye devam edecektir. Bu da, daha önce tartışılmış olan mutlakiyetçilik, olumsuzluk ve zamirlerin geniş kalıplarına bakmanın ötesine geçiyor. Mükemmeliyetçilik, benlik saygısı sorunları ve sosyal kaygı gibi zihinsel sağlık sorunlarının alt kategorilerini gittikçe daha fazla belirlemek için bilgisayarları kullanmaya yönelik çalışmalar başlatılmıştır.

Öte yandan, depresyonla ilişkili bir dili gerçekten depresyona girmeden kullanmak mümkündür. Sonuçta, acı çekip çekmediğinizi belirleyen zaman içinde nasıl hissedeceğinizdir. Ancak Dünya Sağlık Örgütü, dünya çapında 300 milyondan fazla insanın şu anda depresyonla yaşadığını tahmin ediyor ve bu sayı 2005'ten bu yana % 18'den fazla bir artış göstermiştir. Dolayısıyla durumu tespit etmek için daha fazla araca sahip olmak, sağlığı iyileştirmek ve  Plath ya da Cobain gibi trajik intiharları önlemek için kesinlikle önemlidir.
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir