Post Author Avatar
Baran Bozdağ
Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör

Birçok dinozor türü çok az miktarda kalıntıdan biliniyor. Yapılan istatistik çalışmalarına göre bilinen türlerin yüzde 75’i 5 veya daha az birey kalıntısından biliniyor. Bu nedenle her yeni fosilin keşfi ve analizi oldukça büyük bir önem arz ediyor.  Auroraceratops rugosus bu anlamda Gobi Çölü’nde keşfedilen 2005 yılındaki bir kafatasından bilinen iyi bir örnek.





Geçen yıllarda bu durum elbette değişti. Bilim insanları Auroraseratopları 80’ün üzerinde bireye ait fosil keşfederek bnu küçük vücutlu ot yiyen dinozorları neredeyse en bilinen dinozor türlerinden biri haline gelmesini sağladı. Şu an bu tür bütün halde iskeleti ile bilinen birkaç tane erken dönem boynuzlularından biri olarak kabul görüyor.

Journal of Vertebrate Paleontology’ de yayımlanan bir dizi makalede, University of Pennsylvania, Indiana University of Pennsylvania, Chinese Academy of Sciences ve Gansu Agricultural University’nin yanısıra diğer enstitülerin birlikte yürüttüğü çalışmada Auroraseratopların bu görece büyük koleksiyonlarının korunumu, birey yaşları, anatomileri ve evrimleri tanımlandı.

Yapılan analizler, 115 milyon yıl önce yaşamış olan Auroraseratopların, Ceratopsia adını verdiğimiz boynuzlu dinozorlar olarak tanımlayabileceğimiz grubun erken dönem üyelerinden biri olduğunu gösterdi. Bu grubun üyelerinden olan Triseratopların aksine Auroraseratoplar küçük (1.25 metre uzunluğunda) boyutlu, 44 santimetre uzunluğunda ve 15.5 kilogram kadarlık bir ağırlığa sahiplerdi.

Gerçek anlamda bir boynuz yapısına sahip olmayan bu dinozorlar, kısa bir gaga ile birlikte yanak kısımlarından çıkan kısa boynuzumsu yapılara sahiplerdi.

Bilim insanları Auroraseratopların karakterizasyonu için kullanılabilecek bütünlüğünü büyük oranda korumuş fosiller keşfetme şansına erişti ve 80’in üzerinde birey ile çalışmalarını yürüterek görseldeki türü tanıladı. (Illüstrasyon: Scott Hartman)


Auroraseratoplar, Neoseratopsiya (büyük vücutlu Seratopsiyaları da oluşturan soyun) grubunun tek boynuzlu dinozor grubunu oluşturuyor. Bu grup erken Kretase dönemine aitler ve tam bir iskelete sahip olmaları bakımından da tekil bir nitelik taşıyor.

Bu bütün örnekler oldukça büyük bir önem arz ediyor. Çünkü bildiğimiz üzere boynuzlu dinozorlar öncelikle bipedal (iki ayağının üzerinde duran) ataları gibi; geç Kretase’de yaşamış olan rinoseroslara benzer dört ayaklı boynuzlulara dönüşmüşlerdi.

80’den fazla örnek üzerindeki incelemeleri ile doktorasını veren araştırmacılardan Morschhauser, bu çalışmadan önce sıradışı bir seratopsiyan olarak düşünebileceğimiz uzak bir akraba olan Psittasosauruslara bağlı olarak araştırmalarımızı yürütüp, son iki ayaklı seratopun neye benzediğini anlamaya çalışıyorduk.

Auroraseratoplar iskeletlerinde, kıvrımlı uyluk kemiği veya uzun ince pençeler gibi birçok özelliklerini saklayabiliyor. Öyle ki, bu özellikler aynı zamanda bazı dinozorlarda iki ayak üzerinde yürüme işaretleri olarak bilindiğinden çok önemli veriler olarak kabul görüyor.

Araştırmacılara göre elde ettiğimiz verilerle bipedalizmden dört ayaklı seratopsiyanlara geçişin tam olarak nerede başlayıp nasıl ilerlediğini de parçaları birleştirerek anlamaya başlıyoruz.

Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir