Post Author Avatar
Gürkan Akçay
Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör

Zaman zaman birçoğumuz tamamen görüşümüz dışında olan birisi tarafından izlendiğimiz hissine kapılırız. Peki ekstra bir duyusal algı ya da "altıncı his" gibi zırvalıklara ve sahte-bilimsel açıklamalara başvurmadan bu durumu bilimsel olarak nasıl açıklayabiliriz?

Meselenin özünde insan gözünün "büyüleyiciliği" yatar. Gözler, insan beynine dair önemli işaretler sunar. Ve insan beyni başkalarının bakışlarına kilitlenme konusunda oldukça ustadır. Beyinde, bakışların işlenmesine özel olarak atanmış geniş bir nöral ağ olduğu yapılan araştırmalar tarafından gösterilmişti . Bilim insanları, makak maymunlarının beyinlerinde, maymun bir başka maymunun doğrudan bakışı altında kaldığında spesifik bir biçimde aktifleşen bir grup özelleşmiş nöronun bulunduğunu tanımlamışlardı.

Aynı zamanda bizlerin de bakış algısına bağlı olduğu görülüyor. Gözleri saptama ve dikkatimizi onlara doğru yönlendirme mekanizması evrimsel bir mekanizma olabilir. Örneğin, iki ila beş günlük yeni doğmuş bebekler başka tarafa yönelmiş bakışlardan ziyade kendilerine yönelmiş bakışları olan yüzlere odaklanmayı tercih ediyorlar .

Bizi başkalarının bakışlarına yönelten şey yalnızca bu durum için özelleşmiş beyinlerimiz değildir. Gözlerimiz aynı zamanda da olağanüstü bir biçimde dikkatleri ve doğrudan bize yönelmiş bakışları yakalamak üzere şekillenmiştir. Göz bebeklerimiz etrafındaki göz bölgemiz (sklera), oldukça geniş ve tamamen beyazdır. Bu durum; gözlerimizin, başkasının bakış yönünü fark etmesini oldukça kolay kılar. Bunun aksine, birçok hayvanda, göz bebekleri gözün büyük bir bölümünü kaplar ya da sklera kısmı daha koyu renklidir . Bu durum avcılarda, gözlere dair evrimsel bir adaptasyon olarak düşünülebilir. Örneğin, potansiyel bir avın bakışlarından akıllıca gizlenmek gibi.

Kedinin tam olarak nereye baktığını anlamak oldukça zordur. Kaynak: Pixabay
Kedilerin tam olarak nereye baktığını anlamak oldukça zordur. Kaynak: Pixabay

Peki, bütün bu özelleşmiş işleme sürecini gerektiren bakışlar neden bu kadar önemlidir?

Öncelikle, anlamlı bir şey meydana gelirken, gözlerimiz bize bir görüş sağlar. Bir başkasının dikkatindeki kaymalar, neredeyse refleksif olarak dikkatimizi kişinin bakışlarının kaydığı yöne yöneltir. Bakışlara dair bu yüksek dikkatimizin; insanlar arasındaki iş birliği etkileşimini desteklemek için evrimleştiği düşünülüyor ve daha kompleks sosyal yetilerimizin birçoğu için de bir temel oluşturduğu tartışılıyor.

Normal bakış işlemesindeki bozulmalar oldukça geniş bir skaladaki bozukluk vakalarında görülür. Örneğin, otizm spektrumunda bulunan insanlar, gözlerini karşılarındaki kişinin gözlerine sabitlemede oldukça kısa bir süre geçirirler. Bu kişiler, gözlerden bilgi elde etme (duygular ya da maksat) noktasında daha fazla zorluk çekerler ve birisinin doğrudan kendilerine baktığını anlama noktasında da eksiklik gösterirler. Bir diğer aşırılıkta ise, sosyal anlamda çok fazla anksiyete gösteren insanlar; daha düşük anksiyete sahibi insanlara kıyasla kendilerini gözlere daha çok sabitleme eğilimi gösterirler ve dahası bu insanlar bir başkasının doğrudan bakışlarına maruz kaldığında fizyolojik korku reaksiyonları sergiler.

Belki fark etmeyebilirsiniz, ancak, bakışlar, bizim diğer insanlara karşı psikolojik tepkilerimiz gibi oldukça ilkel bir şeyleri etkiler. Örneğin, sosyal baskınlığı kurma konusunda önemli bir ipucudur. Ve size işe yarar bir tüyo verelim: Doğrudan gözlere bakmak, insanları daha güvenilir ve çekici gösteriyor. :) Öte yandan bu durum hayvanlarda da geçerli. Yapılan bir araştırma, köpeklerin bizim bakış tercihlerimize uygun tepkiler vermek üzere evrimleşmiş olabileceğini ileri sürüyor. Söz konusu bu araştırmada, bir barınaktaki köpeklerin, insanların gözlerine bir an için büyüterek bakanlarının bu davranışı sergilemeyen köpeklerden önemli oranda daha hızlı sahiplendirildiği bulgusuna ulaşıldı.

Bakışlar aynı zamanda da, konuşmalar sırasında bilinçsiz bir biçimde konuşma sırasının kimde olduğunu anlamamıza yardımcı olur. Konuşma ve dinleme arasında değişimleri göstermek için, partnerimizle ortaklaşa bir bakış alışverişinde bulunuruz. İsterseniz bir konuşma sırasında bakışların bu doğal akışını bozmayı deneyin, muhtemelen konuşma içerisinde bulunduğunuz partnerinizin tuhaf bir rahatsızlık hissetmesine sebep olacaksınız.

Bakışların Saptanması Gerçeği

İnsan bakışlarını saptamak oldukça kolaydır, bu yüzden de birisinin bize bakıp bakmadığı üzerine genellikle çok kolay çözümlemelerde bulunuruz. Örneğin, metrodasınız ve tam karşınızda oturan kişi size bakıyor, doğrudan bu kişiye bakmadan bakışlarının yönünü kaydedebilirsiniz. Ancak, görünüşe göre; bizler, bu tarz bakışları yalnızca merkez sabitleme noktamızın dört derece içerisinde algılayabiliyoruz.

Öte yandan, birisinin bize baktığını çevresel görüşümüzdeki diğer bazı ipuçlarını kullanarak da anlayabiliriz. Kişinin kafa pozisyonunu ya da hareketini, örneğin bize dönmesi gibi, güvenerek fikir edinebiliyoruz. Bununla birlikte, potansiyel bir izleyicinin görece biraz daha karanlıkta olduğu ya da güneş gözlüğü taktığı durumlarda ise kafa ve vücut işaretlerinden bakışlarını anlayabiliyoruz. Fakat, ilginç bir biçimde, izlendiğiniz konusunda yanılıyor da olabilirsiniz. Belirsiz bazı durumlarda, insanlar sistematik olarak, diğer kişinin kendisini izlediği ihtimalini abartır. Bu durum, bizi, ortaya çıkması muhtemel bir etkileşime dair hazırlıklı yapan bir adaptasyon olabilir, özellikle de söz konusu bu etkileşim tehditkâr ise.

Peki, görüş açınız dışında olan, örneğin arkanızdaki, birisi tarafından izlediğiniz hissine kapılma konusunda ne diyebiliriz? Bunu "hissetmek" gerçekten mümkün müdür? Bu soru, uzunca bir süredir bilimsel araştırmaların kaynağı olmuştur. Muhtemelen oldukça yaygın olmasından kaynaklı, bu düşünceye dair ilk araştırma 1898 yılında yayımlanmıştır. Bazı araştırmalara göre, insanların %94'ü bu hissi deneyimliyor ve etrafına bakınarak gerçekten de izlenip izlenmediklerini anlamaya çalışıyor.

Böylesi durumlarda bellek ön yargıları devreye giriyor olabilir. Eğer izlendiğiniz hissine kapılıyorsanız ve etrafınıza dönüp bunu test etmeye kalkıyorsanız, görüşünüz içerisine giren bir kişi, sizin etrafa bakındığınızı fark edebilir ve bakışlarını size çevirebilir. Ve bu kişi ile göz göze geldiğinizde, onun başından beri size baktığını düşünebilirsiniz. Böylesi durumlar, size bakan birisini aramak için etrafa bakındığınızda ortaya çıkan belleksel durumlardır.

Dolayısıyla, bir dahaki sefere, göremediğiniz birisinin sizi izlediği düşüncesine kapılırsanız, bunun beyninizin size yaptığı hilelerden birisi olabileceğini unutmayın.
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir