Post Author Avatar
Baran Bozdağ
Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör
Avrupa ve Orta Asya'ya ait bugünkü demografik haritaları oluşturan kitlesel bir göç müydü? Yoksa uzun bir zaman diliminde yavaş yavaş gelen insanlar mı bu haritayı oluşturdu? Tunç Devri (yaklaşık 5,000 - 3,000 yıl önce) büyük toplumsal hareketliliklere sahne olmuş bir dönem. Ancak bu hareketliliklerin nasıl geliştiği ve bugüne nasıl ulaştığı bir gizem olarak kalmaya devam ediyor.

Kopenhag Üniversitesi - Danimarka Doğa Tarihi Müzesi (Natural History Museum) JeoGenetik Merkezi Yardımcı Doçenti genetikçi ve araştırmanın baş yazarı olan Morten Allentoft şöyle diyor : "Hem arkeologlar hem de dilbilimciler , kültürlerin ve dillerin Dünya'nın genelinde nasıl yayıldığı ve dağıldığı noktasında öteden beri çeşitli teoriler üretiyorlar. Şimdi biz genetikçiler, dilbilimciler ile bir koloborasyon halinde, Tunç Devri'ne ait iskeletlerden elde edilen DNA analizlerine dayanan bir açıklama geliştirmeye çalışıyoruz."

Şu ana kadar arkeologlar iki ayrı kampa ayrılmış durumda. Lundbeck Vakfı'ndan profesör Eske Willerslev ile birlikte araştırmayı başlatan Gothenburg Üniversitesi Profesörlerinden Kristian Kristiansen : "Araştırmamızın başlamasına sebep olan şey, milattan önce 3. yüzyılın başında Ural'lardan İskandinavya'ya kadar olan alanda yaşanan büyük sosyal ve ekonomik değişimlerin sebebini anlamak istememizdi. Eski Taş Devri çiftçilik kültürü, yerini tamamen yeni bir aile, mülkiyet ve kişilik algıları toplamına bıraktı. Ben ve diğer arkeologlar bu değişimin ciddi ve büyük bir göçe bağlı olarak gerçekleştiği düşüncesindeyiz"

Bu yeni inceleme ile araştırmacılar değişimlerin sebebinin göçler olduğuna kanaat getirdi. Ayrıca, Tunç Devri'nin ilerleyen dönemlerinde gerçekleşen değişimlerinde bu göçlerden temellendiğini ve bu sosyal algı değişimlerinin bir devamı olduğunu düşündüler. Kuzey Avrupa dil ailelerinin kökenlerini de açıklayan bu göç fenomeni, varsayımları güçlendirdi. Hem dil hem de genetik bugüne kadar bizimle birlikte olmaya devam edegelmiştir.

Araştırmadaki temel bulgulardan biri, özellikle bugünün son derece karmaşık popülasyonlarına bakıldığında, bu göçlerin Avrupa'nın gen havuzundaki değişimlere nasıl sebep olduğuydu. Genetik üzerinden konuşacak olursak, günümüz Avrupalı'ları; göçlerden hemen sonraki tarih öncesi Avrupalı'lar, Tunç Devri öncesinde burada bulunan Avrupa'lılardan daha benzer genetik altyapıya sahip.

Gezgin Savaşcılar


Tunç Çağı'nın erken dönemine ait gen haritası, 5.000 yıl önce yeniden yazıldı. Yamna (Yamnaya) toplumu Kafkasya steplerinden batıya doğru Orta ve Kuzey Avrupa'ya doğru ve kuzeye batı Sibirya'ya doğru göç etti. Bu göç ile Yamna kültürü yeni aile ve mal-mülk karakterleri edindi. Kuzey Avrupa'ya göç eden grup, burada yerleşik hayat süren, genetik olarak bugünkü Alpler'in kuzeyinde yaşamakta olan Avrupa'lılar ve Corded Ware Culture* düzenini kurmuş olan Taş Devri insanları ile karıştı.

Görsel : Yamna toplumuna ait bir kafatası - kırmızı toprak boyası nedeni ile kırmızılaşmış halde Natalia Shishlina Görsel : Yamna toplumuna ait bir kafatası - kırmızı toprak boyası nedeni ile kırmızılaşmış halde - Natalia Shishlina Görsel : Yamna toplumuna ait bir kafatası - kırmızı toprak boyası nedeni ile kırmızılaşmış halde - Natalia Shishlina


Daha sonra, yaklaşık 4.000 yıl önce Kafkasya'da Sintashta (Sintaşta) kültürü ortaya çıktı. Bu kültür daha sofistike yeni silahlara ve iki tekerli savaş arabalarına sahipti ve kısa zamanda Avrupa geneline yayılmayı başardılar. Ural dağları'nın doğusunda kalan Orta Asya bölgesi ise 3.800 yıl önce Andronoco Kültürü tarafından kolonize edilmişti. Bu toplumun DNA'sı incelendiğinde ise Avrupa temelli olduğu saptandı.

Tunç Devri'nin son döneminde ve Demir Çağı'nın başında Doğu Asya insanları Orta Asya'ya ulaştı. Bu noktada elde edilen DNA ise bir karışım geni değil, aksine Avrupa'lı genler yok olmuş yerine bu Doğu Asya genleri geçmişti.

Yeni Bir Ölçek


Avrupa ve Orta Asya'da çok geniş bir alanda yapılan kazılarda elde edilen iskeletlerden elde edilen DNA'ların analizi, Tunç Çağı'nın dinamikleri hakkında elde olan bilgileri tekrar sorguya açacak, bazılarını kanıtlayacak veya yürürlülükten kaldıracaktır. Veriler, toplulukların göç hareketleri dışında başka bilgileri de içeriyor. Örneğin, araştırma ekibinin beklentilerinin aksine laktoz toleransı Avrupa'lılar arasında ciddi oranda yükseldi. Daha önceki bilgiler bu özelliğin çok daha önce (5 ila 7 bin yıl önce) edinildiğini gösteriyordu.

JeoGenetik Merkezi'nden Yard. Doç. Martin Sikora " Daha önce Balkanlar'da ve Orta Doğu'da laktoz toleransının, Taş Çağı'nda çiftçiliğin ve ekim-dikim süreçlerinin başlaması ile ilişkili olduğunu düşünülürdü. Şimdi ise, Tunç Çağı'nın geç dönemlerinde dahi toleransa sebep olan mutasyonun Avrupa'da nadir olduğunu görebiliyoruz. Şu anki genel düşünce ise, bu özelliğin Avrupa'ya Kafkaslar'dan gelen Yamna sığır çobanları aracılığıyla geldiği üzerinde yoğunlaşıyor. Ancak yine de bütün Avrupa'lıların laktoz toleransı geliştirmesine sebep olan seçilimin çok daha sonra gerçekleştiği söylenebilir" dedi.

Nature'da yayımlanan bu öncü çalışma, Tunç Devri'ne bakışımız ve algılayışımızda ciddi değişimler yaratıyor. Üstelik, daha önce bu kadar büyük ölçekte yapılmış ve tamamlanmış popülasyon evrimi çalışması da bulunmuyor. JeoGenetik Merkezi'nin yöneticisi olan Genetikçi Eske Willerslev detayları şöyle açıklıyor:

"Araştırmamız, tarih öncesi insanları üzerinde yapılmış büyük ölçekli ilk popülasyon genetiği çalışması olma özelliğini taşıyor. 101 geçmiş zaman insanına ait genomu diziledik ve analiz ettik. Bu sayı, bugüne kadar yapılmış tüm tarih öncesi insan genom dizileme sayısının iki katına yakın. Bu bağlamda daha önceki hiç bir çalışma ile karşılaştırılamaz ne var ki; Avrupa ve Asya'da bugün yaşamakta olan insanların dağılımı ve genetik kompozisyonu sanılandan çok daha geç bir dönemde oluşmuş. Bu süreç yalnızca bir kaç bin yılı ifade ediyor"

 




Referans : Morten E. Allentoft, Martin Sikora, Karl-Göran Sjögren, Simon Rasmussen, Morten Rasmussen, Jesper Stenderup, Peter B. Damgaard, Hannes Schroeder, Torbjörn Ahlström, Lasse Vinner, Anna-Sapfo Malaspinas, Ashot Margaryan, Tom Higham, David Chivall, Niels Lynnerup, Lise Harvig, Justyna Baron, Philippe Della Casa, Paweł Dąbrowski, Paul R. Duffy, Alexander V. Ebel, Andrey Epimakhov, Karin Frei, Mirosław Furmanek, Tomasz Gralak, Andrey Gromov, Stanisław Gronkiewicz, Gisela Grupe, Tamás Hajdu, Radosław Jarysz, Valeri Khartanovich, Alexandr Khokhlov, Viktória Kiss, Jan Kolář, Aivar Kriiska, Irena Lasak, Cristina Longhi, George McGlynn, Algimantas Merkevicius, Inga Merkyte, Mait Metspalu, Ruzan Mkrtchyan, Vyacheslav Moiseyev, László Paja, György Pálfi, Dalia Pokutta, Łukasz Pospieszny, T. Douglas Price, Lehti Saag, Mikhail Sablin, Natalia Shishlina, Václav Smrčka, Vasilii I. Soenov, Vajk Szeverényi, Gusztáv Tóth, Synaru V. Trifanova, Liivi Varul, Magdolna Vicze, Levon Yepiskoposyan, Vladislav Zhitenev, Ludovic Orlando, Thomas Sicheritz-Pontén, Søren Brunak, Rasmus Nielsen, Kristian Kristiansen, Eske Willerslev. Population genomics of Bronze Age Eurasia. Nature, 2015; 522 (7555): 167 DOI: 10.1038/nature14507




 
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir