Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör
Memeliler kara yaşamına uyum sağlamış olsa da, Molecular Biology and Evolution 'da yeni yayımlanan bir çalışma üç büyük bağımsız evrimsel olaylar sırasında, bir dizi memelinin suyun geri çağrısına kulak verdiğini ortaya koydu.
Deniz ayıları (manati), deniz aygırı, yunuslar ve katil balinalar için denize geri dönüş yüzlerce gen arasındaki birçok evrimsel değiş-tokuşu içeriyordu. Örneğin; koku ve tad almadan sorumlu bir dizi duyusal genin genel bir kaybı, deri ve bağ doku oluşumundan sorumlu genlerde ve kas yapısı ve metabolizmadaki genlerde yeni işlevler kazanmak gibi.
Bu büyük girişimde, araştırma ekibi; gen ağacındaki 18.049 şubenin tamamında bağıl evrim hızını hesaplamak için 59 plasentalı memeli genomunu kullandı. Ekip, anahtar önemdeki genlerde belirleme yapabilmek için yeni bir yaklaşım kullandılar: Geniş çaplı genom çalışmalarından elde edilen tekil genetik mutasyonları listelemek ya da kilit önemdeki yolları belirleyen aday genleri aramak ya da protein düzeyinde tekil aminoasit değişimlerini listelemek yerine, bütün türlerin genom genişliğindeki ortalama evrim hızını hesapladılar. Sonrasında, deniz memelilerinin evrimsel "gaz pedalına" mı yoksa ortalama hız ile karşılaştırıldığında "frene" mi bastığını belirlediler. Bir sonraki adımda ise, araştırmacılar bu bağıl hızı; 5 deniz habitatı türü (şişe burunlu yunus, orka, deniz aygırı, Weddell foku ve Batı Hint Adaları'na özgü deniz ayıları) için bağımsız bir biçimde daha yüksek (ya da düşük) hıza geçiş yapmış olabilecek bu genlerin belirlenmesinde kullandılar. Memeliler içerisindeki çeşitlilikten faydalanarak, kendi genetiğimiz ve fizyolojimiz hakkında daha fazla şey öğrenmeyi bekleyen araştırmacılar; bu yeni yaklaşımın; denizden, yüksek rakımlara, çöllere ve hatta yer altına kadar sayısız çevreye dair evrimsel adaptasyonları ortaya çıkarmaya hazırlandığını söylüyorlar.
Araştırmada marin çevreye karşılık gelen üç ana evrimsel temayı (adaptasyon hamlesi, ardından gevşeme ve ek kısıtlamalar) ortaya çıkaran yüzlerce gen belirlendi.
Ardından, deniz-hızlandırıcı genler arasında hangi biyolojik fonksiyonların zenginleştiğini sorgulamak için, ekip; mutant fenotiplerin ve gen yollarının veritabanını araştırdılar. Deniz-hızlandırıcı genler, deniz memelisi adaptasyonlarına dair (duyusal sistemler, kas fonksiyonları, deri ve bağ doku, ciğer fonksiyonları ve lipid metabolizmsı) mevcut bilgiyle aynı eksene gelen fonksiyonel kategorilerle önemli ölçüde zenginleştirildi. Örneğin; su altına dalışlar için gerekli bir ciğer değişimine sebebiyet verebilecek ciğer sürfaktan proteinini (SFTPB) kodlayan gende hızlanmış bir adaptasyon olduğu bulgusuna erişildi.
İlginç bir biçimde, deniz türleriyle ilgili evrimsel yavaşlama gen oranının (yaklaşık %11) hızlanan sınıflardan (yaklaşık %9) daha fazla olduğunu açıklıyor. Bu genler; DNA tamiri, kromozomal muhafaza, bağışıklık tepkisi ve programlanmış hücre ölümleri gibi moleküler muhafaza taktiklerinde görevli. Araştırmacılar, bu görevlerdeki daha yavaş hızdaki değişiminin; bu genlerdeki daha yavaş hızlara sahip daha uzun ömürlü ve daha büyük vücutlu memeliler olduğunu göstererek (örneğin; XRCC4 isimli çift zincir onarım geni fillerde oldukça sınırı zorlanmış bir biçimde bulunur) görece daha büyük vücutlu ve daha uzun ömürlü memeliler için gerekli olabilecek artan somatik hücre korunumu ile tutarlı olduğunu ileri sürüyorlar.
Ekip, deniz memelileri üzerinde yapılan çalışmadaki bu yeni evrimsel yaklaşımın ilk gösterimi ve yaşamın çeşitliliğinde önemli role sahip kilit genlere dair ortaya çıkan diğer birçok soruya da uyarlanabilecek kadar çok yönlü olduğu kanaatindeler.
Deniz ayıları (manati), deniz aygırı, yunuslar ve katil balinalar için denize geri dönüş yüzlerce gen arasındaki birçok evrimsel değiş-tokuşu içeriyordu. Örneğin; koku ve tad almadan sorumlu bir dizi duyusal genin genel bir kaybı, deri ve bağ doku oluşumundan sorumlu genlerde ve kas yapısı ve metabolizmadaki genlerde yeni işlevler kazanmak gibi.
Bu büyük girişimde, araştırma ekibi; gen ağacındaki 18.049 şubenin tamamında bağıl evrim hızını hesaplamak için 59 plasentalı memeli genomunu kullandı. Ekip, anahtar önemdeki genlerde belirleme yapabilmek için yeni bir yaklaşım kullandılar: Geniş çaplı genom çalışmalarından elde edilen tekil genetik mutasyonları listelemek ya da kilit önemdeki yolları belirleyen aday genleri aramak ya da protein düzeyinde tekil aminoasit değişimlerini listelemek yerine, bütün türlerin genom genişliğindeki ortalama evrim hızını hesapladılar. Sonrasında, deniz memelilerinin evrimsel "gaz pedalına" mı yoksa ortalama hız ile karşılaştırıldığında "frene" mi bastığını belirlediler. Bir sonraki adımda ise, araştırmacılar bu bağıl hızı; 5 deniz habitatı türü (şişe burunlu yunus, orka, deniz aygırı, Weddell foku ve Batı Hint Adaları'na özgü deniz ayıları) için bağımsız bir biçimde daha yüksek (ya da düşük) hıza geçiş yapmış olabilecek bu genlerin belirlenmesinde kullandılar. Memeliler içerisindeki çeşitlilikten faydalanarak, kendi genetiğimiz ve fizyolojimiz hakkında daha fazla şey öğrenmeyi bekleyen araştırmacılar; bu yeni yaklaşımın; denizden, yüksek rakımlara, çöllere ve hatta yer altına kadar sayısız çevreye dair evrimsel adaptasyonları ortaya çıkarmaya hazırlandığını söylüyorlar.
Araştırmada marin çevreye karşılık gelen üç ana evrimsel temayı (adaptasyon hamlesi, ardından gevşeme ve ek kısıtlamalar) ortaya çıkaran yüzlerce gen belirlendi.
Ardından, deniz-hızlandırıcı genler arasında hangi biyolojik fonksiyonların zenginleştiğini sorgulamak için, ekip; mutant fenotiplerin ve gen yollarının veritabanını araştırdılar. Deniz-hızlandırıcı genler, deniz memelisi adaptasyonlarına dair (duyusal sistemler, kas fonksiyonları, deri ve bağ doku, ciğer fonksiyonları ve lipid metabolizmsı) mevcut bilgiyle aynı eksene gelen fonksiyonel kategorilerle önemli ölçüde zenginleştirildi. Örneğin; su altına dalışlar için gerekli bir ciğer değişimine sebebiyet verebilecek ciğer sürfaktan proteinini (SFTPB) kodlayan gende hızlanmış bir adaptasyon olduğu bulgusuna erişildi.
İlginç bir biçimde, deniz türleriyle ilgili evrimsel yavaşlama gen oranının (yaklaşık %11) hızlanan sınıflardan (yaklaşık %9) daha fazla olduğunu açıklıyor. Bu genler; DNA tamiri, kromozomal muhafaza, bağışıklık tepkisi ve programlanmış hücre ölümleri gibi moleküler muhafaza taktiklerinde görevli. Araştırmacılar, bu görevlerdeki daha yavaş hızdaki değişiminin; bu genlerdeki daha yavaş hızlara sahip daha uzun ömürlü ve daha büyük vücutlu memeliler olduğunu göstererek (örneğin; XRCC4 isimli çift zincir onarım geni fillerde oldukça sınırı zorlanmış bir biçimde bulunur) görece daha büyük vücutlu ve daha uzun ömürlü memeliler için gerekli olabilecek artan somatik hücre korunumu ile tutarlı olduğunu ileri sürüyorlar.
Ekip, deniz memelileri üzerinde yapılan çalışmadaki bu yeni evrimsel yaklaşımın ilk gösterimi ve yaşamın çeşitliliğinde önemli role sahip kilit genlere dair ortaya çıkan diğer birçok soruya da uyarlanabilecek kadar çok yönlü olduğu kanaatindeler.
Kaynak ve İleri Okuma
- "The call of the sea: Mammalian evolutionary transitions back to the sea." Phys.org. (Reached on 2016, June 22)" http://phys.org/news/2016-06-sea-mammalian-evolutionary-transitions.html
- Maria Chikina et al, Hundreds of genes experienced convergent shifts in selective pressure in marine mammals, Molecular Biology and Evolution (2016). DOI: 10.1093/molbev/msw112 http://dx.doi.org/10.1093/molbev/msw112
Etiket
Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?
Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.
Destek Ol
Yorum Yap (0)
Bunlar da İlginizi Çekebilir
15 Temmuz 2018
Hızlı Mitokondriyal Evrimle Yeni Bir Tür Ortaya Çıkıyor
22 Eylül 2015
Bugüne Kadarki En Kapsamlı "Canlılık Ağacı" Yayımlandı
13 Aralık 2016
Neden Çok Fazla Dinozor Türü Vardı?
10 Temmuz 2016
Kutup Ayısı ile Boz Ayı Melezleri Çoğalıyor
03 Haziran 2016
Köpekler Tek Bir Atadan Gelmiyor Olabilir
04 Haziran 2015
7 Yeni Küçük Kurbağa Türü Keşfedildi!
31 Ağustos 2015
Kendi Süperklon Yeni Türünü Yaratan Kerevit
15 Temmuz 2016
Sudan Karaya Geçiş Aşamasında Kuyruğun Önemi
21 Kasım 2014
Mutasyon Nedir?