Post Author Avatar
Gürkan Akçay
Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör
Kamusal alanlardaki tuvaletlerdeki durgun suların içerisinde pek de durgun bir dünyayı barındırmadığını, idrarın, dışkının ve kusmuğun içerisinde saklanan çok sayıda patojenin bulunduğunu biliyoruz. Geçmişte yapılan bilgisayar modellemeleri, sifon çekme eyleminin çevredeki hava içerisinde birkaç metre mesafeye kadar mikroskobik canlılar gönderebildiğini ortaya koymuştu.

22 Mart'ta (2021) Physics of Fluids'de yayımlanan yeni bir araştırmada, sifonu çekilmiş bir tuvaletten yukarıya doğru fırlatılabilen, bakteri ve hastalık taşıma noktasında büyük bir potansiyele sahip çok miktarda küçük aerosol parçacıkları bulunduğu gösterildi.

Bu mikroplar arasında Ebola, mide ve bağırsak enfeksiyonuna sebep olan norovirüs ve hatta COVID-19'a neden olan SARS-CoV-2 virüsü dahi bulunabilir. Araştırma ekibi, kamu kullanımına açık tuvalet sifonlarından aerosol parçacıklarının yayılmasını test eden yeni bir çalışma yürüttü.

Araştırma ekibi, kamusal alandaki bir tuvalette hem tuvalet hem de pisuarın yanına çeşitli yüksekliklerde yerleştirilmiş bir parçacık sayacı kurdu. Çalışmada deney öncesi ve sonrası olmak üzere havadaki aerosol seviyeleri ölçüldü.

Yapılan deneylerde, yaklaşık 3 saatte 100'den fazla sifon çekme davranışının ardından, üretilen toplam damlacık sayısının onbinlere kadar çıkmasıyla, ortam havasında ölçülen aerosol seviyelerinde önemli bir artış olduğu kayıt altına alındı. Yayılan aerosollerin, deneyler sırasında klozetlerin 109 cm ve pisuarların 69 cm üzerine yükseldiği ve 20 saniyeye kadar havada asılı kalabildiği görüldü. Güncel olan bu veriler, geçmişte elde edilen verilerle uyumluluk gösteriyor.

Araştırma makalesinde, sifon çekme işleminden sonra 0,3 ila 0,5 mikrometre büyüklüğündeki parçacıklarda %69,5; 0,5 ila 1 mikrometre boyutundaki parçacıklarda %209 ve 1 ila 3 mikrometre boyutundaki parçacıklarda ise %50 oranında artış olduğuna değiniliyor.

Araştırmaya göre, tuvaletteki su basıncı, klozet/pisuar tasarımı ve sifonun gücü gibi faktörler tuvalet sifonu ile havaya saçılan aerosol miktarını etkiliyor. Araştırmacılar, --eğer varsa-- klozet kapağını kapalı tutmanın işe yarayabileceğini, ancak aerosollerin yine de boşluklardan hala kaçabileceğini söylüyor.

Deneylerde, hem tuvaletin hem de pisuarın, boyut olarak üç mikrometreden daha küçük olan çok miktarda damlacıklar ürettiği ve bu damlacılar eğer bulaşıcı mikroorganizmalar içeriyorlarsa önemli bir bulaşma riski de oluşturabileceği sonucuna ulaşıldı. Çünkü çok küçük boyutlarda olmasından kaynaklı bu parçacıklar havada uzun süre asılı kalabiliyor.

Kamusal alandaki tuvaletler, genellikle küçük, yetersiz havalandırılmış, insan sirkülasyonunun fazla olduğu yerlerdir. Henüz tuvalette bulaş yaşanan doğrulanmış bir COVID-19 vakası olmasa da, teorik risk oradadır. Çünkü böylesi bir kombinasyonun SARS-CoV-2 bulaşını arttırdığını da biliyoruz. Dolayısıyla, pandemi koşullarında yaşadığımız bu dönemde artık endişelenmemiz gereken özel bir neden daha bulunduğunu söyleyebiliriz.

Kamusal alanda kullanacağınız bir tuvaletteki hava akımının durumu ne olursa olsun, tavsiyemiz oradan mümkün olan en kısa sürede çıkmanız, hatta maskenizi tuvalette de çıkarmamanız olacaktır. Böylelikle bulaş olma riski en aza indirilebilir.
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir