Post Author Avatar
Gürkan Akçay
Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör

Haz ve acı, ikisi de sezgisel olan bu duygularımızda meydana gelen değişimler içinde bulunduğumuz ruh halini belirleyen parametrelerden yalnızca ikisidir. Mutlu olmayı başarabilme düşüncesi; yaygın bir şekilde, haz duygusunu yüksek tutmakla ve acı duygusunu da mümkün olan en düşük seviyeye taşıyabilme ile ilişkilendirilir. Ancak gerçek ise bundan oldukça farklıdır. Tek başına haz duygusu bizi mutlu edemez.

Dünyanın en büyük kargo şirketlerinden birisinin sahibi olan ultra-zengin Aristotle Onassis'in kızı Christina Onassis, hayal edilemez bir zenginliğe sahipti ve bütün varlığını mutsuzluğunu azaltmak için abartılı hazlara harcadı. Christina 37 yaşında öldü ve "Paranın satın alabileceği bütün acılar" başlıklı biyografisinde; acısına katkıda bulunan ve akıllara durgunluk veren bir aşırılıkla dolu olan yaşam anlatılır.

Aldous Huxley, 1932 yılında yazdığı Brave New World (Cesur Yeni Dünya) isimli kitabında bir olasılıktan bahsediyordu; sonsuz hazların distopyan toplumlara neden olabileceğinden bahsediyordu. Her ne kadar sonsuz hazlar hayal edilemez bir güzellik gibi gözükse de, gerçek tamamen farklıdır.

Zevkleri dengelemek için acıya/ağrıya ihtiyaç duyarız. Acısız bir hayat sıradan, sıkıcı ve açıkça çekilmez olurdu. Tıpkı çikolata dükkanındaki bir çikolata bağımlısı gibi, her şeyden önce tutkularımızı çok istenilir yapan şeyin ne olduğunu kısa sürede unuturuz.

Yeni elde edilen deliller; aslında acının hayattan elde ettiğimiz mutluluk ve hazzı arttırabileceğine işaret ediyorPersonality and Social Psychology Review 'de yayınlanan bir çalışmada, araştırmacılar; acının hazzı geliştirdiğini ve çevremizle bağlantı içerisinde kalmamızı sağladığını ileri sürüyorlar.

Acı Hazzı Doğuruyor

Acının hazzı nasıl geliştirdiğinin en iyi örneği; maratoncuların yarışın sonuna doğru aşırı endorfin salgılanmasından kaynaklanan coşku hali (çev. en.The Runner's High) deneyimidir. Yoğun bir fiziksel eforun ardından, koşucular euphoria denilen bir coşku hissi yaşarlar. Aynı kimyasal acıya cevaben salınan bir nörokimyasaldır.

Bir diğer çalışma ise; acıyla rahatlama hissi aynı zamanda mutluluk duygularımızı artırmakla kalmıyor, üzgünlük hislerimizi de azaltıyor. Acı kendi başına bir zevk veren bir deneyim olmayabilir ancak, hazzın tek başına başaramadığı şekillerde haz üretir.

Aynı zamanda acı; yapmaktan zevk aldığımız deneyimler sonrası kendimizi ödüllendirmemizde daha meşru hissetmemize sebep oluyor. Spordan hemen sonra birçok insanın kendisini nasıl şımarttığını anımsayın.

Araştırmacılar; insanlara buzlu suyun bulunduğu bir kutunun içerisine ellerini sokmalarını isteyerek ve sonrasında da kendilerine bir hediye olarak ayıcık şeklinde küçük bir çikolata ya da fosforlu kalem alma seçeneğini sunarak bu olasılığı test ettiler.

Katılımcılardan acı hissetmeyenler seçimlerinin %74ünde fosforlu kalemi seçtiler. Fakat acı hissedenler ise seçimlerinin %40'ında fosforlu kalemi seçtiler, yani acı hissedenler çikolatayı seçmeye daha yatkın durumdalar. Görünen o ki; acı, çikolata seçimini daha makul yapıyor.

Acı Bizi Çevremize Bağlıyor

İnsanlar düzenli olarak kafalarını rahatlatmanın yollarını ararlar ve bunu öncelikli deneyimleriyle ilişkilendirirler. Farkındalık ve meditasyon egzersizlerini anımsayın, ikisi de direkt tecrübelerimizle temas halinde olmamızı hedefler.

Acının bu aynı hedefi gerçekleştirmede etkili bir şey olabileceğine inanmak için iyi bir sebep var. Neden mi? Çünkü acı, dikkatimizi toplar.

Bir görüşmenin ortasında büyük bir kitabın parmağınıza düştüğünü hayal edin. Ne yapardınız? Görüşmeyi sonlandırıp, parmağınıza mı odaklanırdınız? Acı bizi içinde bulunduğumuz ana getirir. Acıdan sonra daha dikkat kesilmiş oluruz ve duyusal çevremize ayak uydururuz, bir önceki günle ya da yarınla ilgili düşüncelere daha az dalarız.

Araştırmacılar; acının bu etkisinin bazı faydaları olup olmadığını test ettiler. Araştırma kapsamında, katılımcılardan ellerini buz buzlu suyun olduğu kapta tutabildikleri kadar çok tuttuktan sonra çikolatalı bir bisküvi yemeleri istendi. Araştırmada, çikolatalı bisküviyi yemeden önce acıyı deneyimleyen insanların, acı hissetmeyenlere kıyasla daha fazla keyif aldıkları görüldü.

Yapılan iki takip çalışmasında, araştırmacılar; acının çeşitli tatların yoğunluğunu artırdığını ve insanların farklı lezzetleri saptama eşiğini azalttığını gösterdiler. İnsanların acıdan sonra çikolatalı bisküvi yemekten hoşlanmalarının bir sebebi; aldıkları lezzetin daha yoğun ve bu lezzete daha duyarlı hale gelmelerinden kaynaklanıyor.

Bulgular; enerji içeceklerinin tadının uzun ve zorlu bir koşudan sonra neden daha lezzetli geldiğine, zorlu bir günün ardından soğuk bir biranın neden çok fazla haz verici olduğuna ve soğuktan geldikten sonra sıcak bir kahve içmenin neden daha zevkli olduğuna ışık tutuyor.

Acı Bizi Çevremizdeki İnsanlara Bağlıyor

Ciddi bir felaket yaşayan insanlar böyle durumların insanları nasıl bir araya getirdiğini bilirler. Tarih boyunca insanlar arasındaki dayanışma ve işbirliğini arttırmak için acılı törenler kullanıla gelmiştir. Bu tarz bir ritüel üzerine yapılan yeni bir araştırmada, acıyı deneyimleyen katılımcıların bağış yapmaya daha yatkın oldukları görüldü. Acıyı tecrübe etmek ya da acıyı yaşayanlara tanık olmak insanları daha cömert yapıyor.

Araştırmacılar bu durumu test etmek için; yukarıdaki üç çalışmayla birlikte, katılımcılardan ya ellerini yine buzlu su dolu bir kaba sokmaları ve bekleyebildikleri kadar çömelmiş bir halde (squat pozisyonunda) beklemeleri ya da çok acı bir biber yemelerini istendi.

Araştırmacılar bu deneyimleri acısız bir kontrol durumuyla karşılaştırdılar ve acının grup içerisinde işbirliğini arttırdığı sonucuna ulaştılar. Acının paylaşılmasından sonra, insanlar birbirlerine daha bağlı hissediyorlar ve grubun faydasına olabilecek şeylerde bireysel risk almaya daha yatkın hale geliyorlar.

Acının Farklı Bir Yanı

Acı genellikle bir hastalık, yaralanma ya da hasarla ilişkilendirilir. Genellikle, bir sorunla ilişkilendirilene kadar acıyı görmeyiz ve bu durumlarda acı birçok faydaya sahip olabilir.

ALS (amiyotrofik lateral skleroz) hastaları için yapılan ice-bucket challenge'ları anımsayın. Kafadan aşağıya dökülen buzlu su ile, iyi bir sebep için eşi görülmemiş bir destek sağlandı.

Acının çeşitli olumlu sonuçlara sahip olabileceğini anlamak; acıya dair yalnızca iyi bir kavrayış geliştirmek için önemli değil, aynı zamanda acı bir problem haline geldiğinde onu yönetebilmemize de yardım edebilir. Acıya dair pozitif bir çerçeveden bakmak, negatife kıyasla acıyı daha iyi yönetebilmemize yardımcı olan nörokimyasal yanıtları arttırıyor.
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir