Mota’yla Tanışın: Genomu Elde Edilen İlk Afrika İnsanı
Eski dönemlerde yaşamış insan kemikleri üzerinde DNA incelemeleri yapmak evrim sürecinin daha iyi anlaşılması yolunda çok değerli bilgiler sağlamaya devam ediyor. Ne yazık ki bu...
Sağlık Bakanlığı - Yazar
Eski dönemlerde yaşamış insan kemikleri üzerinde DNA incelemeleri yapmak evrim sürecinin daha iyi anlaşılması yolunda çok değerli bilgiler sağlamaya devam ediyor. Ne yazık ki bugüne kadar incelen eski insan DNA’ları, ılıman iklimlerde veya kuzey kutbu bölgesinde yaşamış olanlara aitti. Afrika gibi sıcak bölgelerde bozulmamış DNA’ya rastlamak nerdeyse olanaksız görünüyordu, ta ki bu çalışmaya kadar.
Güney Etiyopya yüksek bölgelerindeki Mota Mağarası içinde bulunan ve bir erkeğe (ismi Mota) ait olan insan kemiklerinin radyokarbon incelemesinde yaklaşık 4500 yıl öncesine tarihlenmesi, 3000 yıl önce gerçekleştiği düşünülen Batı Avrasya Geriakımı (Avrasya’da yaşayan insanların Afrika’ya geri dönmesi sonucunda Afrika gen havuzuna yeni genler katmalarıyla sonuçlanan süreç) öncesinde yaşamış bir insana ait DNA’nın araştırılması şansına işaret ediyordu. Mota’nın iç kulak kemiklerinden elde edilen DNA parçalarının birleştirilmesi sonrası bugüne kadarki ilk “Afrika insanı genomu” (DNA’da saklanan genetik kodun tümü) elde edilmiş oldu.
DNA üzerindeki kromozom incelemeleri sonucunda Mota’nın Batı Avrasya genlerine sahip olmadığı tespit edildi ve bu da, büyük olasılıkla koyu-kahverengi bir cildi ve kahverengi gözleri olduğuna işaret ediyordu. Ayrıca laktoz toleransı kazandıran genden de mahrumken, yüksek irtifada yaşamasını kolaylaştıracak genlere sahip olan Mota, bulunduğu mağaranın yer aldığı dağlık bölgede uzun yıllar yaşamış olmalıydı.
Büyük yer değiştirme olaylarından daha önceki bir tarihte yaşamış olması sayesinde, bundan sonraki çalışmalarda, Yoruba ve Mbuti kabile insanları yerine, Afrika insanı için referans noktası Mota olacak gibi görünüyor. Daha önce oldukça saf oldukları düşünülen bu iki yerli Afrika ırkında, yeni çalışmalarda %6-7 oranında Avrasya geni bulunduğu düşünüldüğünde, Mota tam zamanında yetişti.
Afrika insanı açısından daha doğru bir genetik “sıfır” noktası belirlenmesi, sonraki dönemlerde gerçekleşen ve tarihi değiştiren insan göçlerini anlamamızı ve bu yer değiştirmelerin tarım, hayvancılık ve benzeri faaliyetleri ne yönde etkiledikleri konusunda daha doğru varsayımlar oluşturmamızı sağlayacaktır.
Kaynak: 10.1126/science.aad2879
Güney Etiyopya yüksek bölgelerindeki Mota Mağarası içinde bulunan ve bir erkeğe (ismi Mota) ait olan insan kemiklerinin radyokarbon incelemesinde yaklaşık 4500 yıl öncesine tarihlenmesi, 3000 yıl önce gerçekleştiği düşünülen Batı Avrasya Geriakımı (Avrasya’da yaşayan insanların Afrika’ya geri dönmesi sonucunda Afrika gen havuzuna yeni genler katmalarıyla sonuçlanan süreç) öncesinde yaşamış bir insana ait DNA’nın araştırılması şansına işaret ediyordu. Mota’nın iç kulak kemiklerinden elde edilen DNA parçalarının birleştirilmesi sonrası bugüne kadarki ilk “Afrika insanı genomu” (DNA’da saklanan genetik kodun tümü) elde edilmiş oldu.
DNA üzerindeki kromozom incelemeleri sonucunda Mota’nın Batı Avrasya genlerine sahip olmadığı tespit edildi ve bu da, büyük olasılıkla koyu-kahverengi bir cildi ve kahverengi gözleri olduğuna işaret ediyordu. Ayrıca laktoz toleransı kazandıran genden de mahrumken, yüksek irtifada yaşamasını kolaylaştıracak genlere sahip olan Mota, bulunduğu mağaranın yer aldığı dağlık bölgede uzun yıllar yaşamış olmalıydı.
Büyük yer değiştirme olaylarından daha önceki bir tarihte yaşamış olması sayesinde, bundan sonraki çalışmalarda, Yoruba ve Mbuti kabile insanları yerine, Afrika insanı için referans noktası Mota olacak gibi görünüyor. Daha önce oldukça saf oldukları düşünülen bu iki yerli Afrika ırkında, yeni çalışmalarda %6-7 oranında Avrasya geni bulunduğu düşünüldüğünde, Mota tam zamanında yetişti.
Afrika insanı açısından daha doğru bir genetik “sıfır” noktası belirlenmesi, sonraki dönemlerde gerçekleşen ve tarihi değiştiren insan göçlerini anlamamızı ve bu yer değiştirmelerin tarım, hayvancılık ve benzeri faaliyetleri ne yönde etkiledikleri konusunda daha doğru varsayımlar oluşturmamızı sağlayacaktır.
Kaynak: 10.1126/science.aad2879
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket
Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?
Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.
Destek Ol
Yorum Yap (0)
Bunlar da İlginizi Çekebilir
03 Kasım 2019
Neandertal Dönemine Ait Kartal Pençesinden Takı
20 Mart 2015
Gen Haritaları İngilizlerin Atalarını Çözüyor
15 Eylül 2015
Aşkın Evrimsel Önemi
27 Mayıs 2015
Evrimsel Bir Gösterge: Beyin Büyüklüğü Avantajı
13 Eylül 2017
İlk Primatlar Uzun Atlama Yeteneğine Sahipti
03 Temmuz 2015
Koku Duyumuz Nasıl Evrimleşti?