Post Author Avatar
Baran Bozdağ
Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör

Kadınlar için çoğunlukla, sıcak su torbaları, çikolata ve tüm tatlılar, sancılı günler, yatakta kıvrılarak yatmak anlamına gelen menstrüasyon döngüsü sadece bahsettiğimiz şekilde ağrılı ve rahatsız edici değil aynı zamanda anlaşılmaz ve tümü hakkında bir fikir sahibi olmadığımız bir konu. Bu gizem nedeni ile akla iki temel soru geliyor; neden menstrüasyon vardır, doğurarak üreyen canlıların içinde dışa doğru kanama ile menstrüasyon olan başka canlılar var mı?

Menstrüasyon, kadınların üreme hormonlarının aylık hormonal döngüleri (özellikle östrojen ve progesteron) sebebiyle ayda bir kez, rahimlerinin hamileliğe hazır hale gelmesi ve üreme döngülerinin de bir parçasıdır. Rahmin (döl yatağı olarak da bilinir), iç duvarı (endometriyum) embriyonun tutunması için kalınlaşır ve hazır hale gelirken, bir kaç katmana ayrılır ve kan damarları ağı ile kaplanır.

menstruasyon-nedir-ve-kadinlar-neden-regl-olur-bilimfilicom-2
Endometriyum (Rahim zarı) her ay kalınlaşır
ve tabakalara ayrılır.

Eğer bu süreçte kadın hamile kalmazsa, progesteron seviyesi düşer ve kalın endometriyum tabakası damarları ile birlikte parçalanmaya ve vajinadan atılmaya başlar. Bu 3-7 günlük menstrüasyon süresinde kadın 30 ila 90 mililitre sıvı kaybeder.

Bunlara ek olarak kadınların menstrüasyon dönemlerinde serviks (cervix) çevresinde daha az mukus bulunduğundan bakteri ve diğer patojenlere daha açık olduğu, zengin besin kaynağı olan kanlarında bu patojenlerin yaşamasına da daha müsait oldukları biliniyor.

University of Michigan antropologu Beverly Strassmann, eğer biyolojik olarak menstrüasyonu anlamak istiyorsak o zaman neden yalnızca insanın değil diğer memelilerin de üreme döngüsüne girdiklerini keşfetmemiz gerektiğini ileri sürmüştü. Diğer memeliler de belli bir döngüde rahim duvarlarını kalınlaştırarak hamileliğe hazır hale gelirler. Eğer hamile kalmazlarsa bu fazla maddeyi çoğunlukla ya geri absorbe etmekte veya kanama ile dışarı atmaktadırlar.

Endometriyum en kalın halinde görülüyor.
Endometriyum (Rahim Zarı) en kalın halinde görülüyor.

Kanama ise daha çok, ağır ve kalın bir yapı olan endometriyum tabakalarını taşımak çok fazla enerji harcanmasına sebep olduğundan dışa atmanın daha kolay olmasından kaynaklanan bir yan etki olarak görülüyor. Menstrüasyon dolayısıyla, enerjiyi korumak için değil rahim ve rahim duvarının evrimleşmesinin asıl sebebinin doğal bir sonucu olarak ortaya çıkıyor. Buraya kadar bahsedilen evrimsel görüşler sallantıda kalmış ve zaman içinde terkedilmiştir. Asıl gerçeği görmek için ise hayvanların içinden menstrüasyon olan ve olmayanları karşılaştırarak incelemek gerekiyor.

Rhesus makakları (Macaca mulatta) gibi diğer insan benzeri regl olan canlılar, maymun ve apelerin de içinde bulunduğu primatlardır. Bunlardan bazıları insanlara yakın biçimde gözlemlenebilir kanama yaşarken, orangutan ve goril gibi canlıların kanamaları belli belirsizdir.

Rhesus makakları (Macaca mulatta) insanlara benzer şekilde regl olurlar.

Primatlardan bağımsız olarak iki ayrı grupta da menstrüasyonun evrimleştiği gözlemlenmiştir: Fil faresi ve bazı yarasalar. Yarasa uzmanlarından John J Rasweiler, menstrüasyon döngüleri insana en yakın olan yarasanın kısa kuyruklu-meyve yarasası (Carollia perspicillata) olduğunu ve 21 ila 27 günlük döngüler halinde üreme döngüsüne sahip olduğunu söylüyor.

Toplama baktığımızda menstrüasyon döngüsüne sahip olan canlılar listesi gayet kısa bir liste; apeler, maymunlar, insanlar,  bazı yarasalar ve fil fareleri. O halde bu canlıların menstrüasyona sebep olabilecek ortak özelliği/ özellikleri nedir?

Yakın dönemde gerçekleştirilen çalışmaya göre, sonuçlar menstrüasyonun annenin kendi rahmi üzerinde progesteron aracılığı ile kontrol kurabilmesinin bir sonucu olduğunu gösteriyor (Emera et al. 2011). Çünkü diğer memelilerde iç duvarının kalınlaşması çoğunlukla hamile kaldıktan sonra embriyodan gelen sinyallerle gerçekleşiyor. Bu da embriyonun ihtiyaç duyduğu onu besleyecek hücrelerin, damarların oluşması ve yine bir koruyucu olarak rahim duvarının içine gömülmesini sağlıyor. Elbette bu süreç tüm memelilerde de aynı şekilde işlemiyor. Ancak menstrüasyon döngüsünü geçiren canlılara bakıldığında (insanlar da dahil) annenin hamile kalma ihtimaline karşı rahim duvarını kalınlaştırdığını ve kontrolü elinde tuttuğunu görebiliriz. Çünkü bu süreçte bebek büyümekte ve aşırı miktarda enerji ve besine ihtiyaç duymaktadır. Anne bu gereksinimi sağlamak için daha kalın bir endometriyuma fetüsü gömmek isteyecek, bebek de elbette bilinçsiz olarak gömülmeyi tercih edecektir.

Embriyo kendisini rahim duvarının içine yerleştirir ve mümkün olduğunca derine gömülür.
Embriyo kendisini rahim duvarının içine yerleştirir ve mümkün olduğunca derine gömülür.

Bildiklerimiz ve bilmediklerimizle birlikte menstrüasyon yabanıl yaşamda insan hayatında nadir görülen olaylardan biri sayılmaktadır. Örneğin Mali'de yaşayan Dogon kadınları, doğum kontrolünden yoksun oldukları için yaşamlarının büyük çoğunluğunu hamile ve/veya emzirme aşamasında geçirirler. Dolayısıyla hayatlarında da toplam yaklaşık 100 kez menstrüasyon yaşarlar. Batı toplumlarında yaşayan ortalama bir modern kadın ise 300 - 500 arası menstrüasyon geçirmektedir.

Menstrüasyonun bir nedeni, insanlarda ovülasyonun (yumurtlamanın) dönemsel olmayan doğası ile ilişkili olabilir. Gün uzunluğunda belirgin bir mevsimsellik olmayan tropik bölgelerde evrimleşmiş olduklarından, insanlar tüm yıl boyunca gebe kalabilir. Bunun tersine özellikle yüksek enlemlerde evrimleşen çoğu memeli, yavrularının bahar mevsiminde doğmasını ve elverişli iklimsel koşullarda büyümesini sağlayan bir mevsimsel üreme örüntüsüne sahiptir.
— Gluckman & Beedle & Hanson (Evrimsel Tıbbın İlkeleri, ISBN: 9786053550518)
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir