Post Author Avatar
Baran Bozdağ
Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör

   Genellikle sağlığa ne faydalı ne de zararlı olarak bilinen ve artan kahve mağazaları, çay ve soğuk çay ürünleri ile çokça ve daha düşük yaşlardan itibaren  tüketilmeye başlanan kafein vücutta bir çok mekanizmada etkilidir ve merkezi sinir sistemini kimi seviyelerde olumlu kimi seviyelerde ise zararlı olabilecek şekilde etkilemektedir.(1)


   Kafein, kimyada 1,3,7-trimetilksantin olarak bilinir ve yapısının yüzde 49,48'i karbon, 5,19'u Hidrojen, 16,48'i oksijen ve kalan kısmı azot olan bir organik moleküldür. Bir çok ilacın içinde bulunan, klinik araştırmalarda prekürsor olarak çokça kullanılan aynı zamanda laboratuvar deneylerinde sıkça başvurulan saf kafein günlük hayatımızın da bir parçasıdır. Neredeyse hepimiz çay ve/veya kahve tüketiyoruz.


   Kafeinin sporcular için dayanıklılığı artırdığı bugün iyi bilinen bir gerçek. Ancak günümüzde anaerobik performansı artırıcı etkisi konusunda yeterli çalışma yapılmamaktadır. Yine de kafein 60 ila 180 saniyelik hız egzersizlerinde ciddi oranda ergojenik (artırıcı veya güçlendirici) etki yaparken, 30 saniyelik güç antrenmanlarında ( ağırlık kaldırmak gibi) bir etki göstermiyor. Bununla birlikte kafeinin 4-6 saniyelik spor metodolojisi çalışmalarında sık tekrarlı hareketlerde performans artırıcı etkisi tespit edildi.(2) Ayrıca kafeinin vücudun alt bölgesindeki kasların dayanıklılığını artırdığı da çalışmaların sonuçları arasında yer aldı.


  Daha önceleri vücuttaki tüm kafein mekanizmalarının, adrenalin ile serbest yağ asitlerinin oksidasyonunun (yakılması) ve glikojen yıkımının uyarılması ile ilişkili olduğu bilindiğinden oksijenden bağımsız olarak işleyen metabolik yolların spor sırasındaki aktivasyonu artırıcı ve performans artırıcı etkisinin de buradan kaynaklanmadığı düşünülüyordu.


   Kafeinin diğer mekanizmaları arasında kalsiyum mobilizasyonunun artışı ve fosfodiesteraz inhibisyonu (mekanizmasının durdurulması) etkileri bulunuyor. Kalsiyumun etken olduğu tüm enzimatik ve hormonal süreçler değişken olarak olumlu veya olumsuz etkilenmekte iken bu mekanizmalar tek tek incelenmektedir ve hala elimizde yeterli bilgi bulunmamaktadır. Fosfodiesteraz  inhibisyonu ise koroner kalp rahatsızlıkları, unutkanlık, astım, depresyon, şizofreni gibi hastalıkların tedavisinde etkili olmaktadır. (3)


   Ayrıca kas kasılması ve gevşemesi hızı da kafein aracılığıyla artan Na+/K+ (Sodyum-potasyum) pompası aktivitesi ile hızlanmaktadır.  Ancak bilinen en önemli kafein etkisi, merkezi sinir sistemini uyarmasıdır. Kafein adenozin reseptörlerini antagonistik şekilde uyararak, bu reseptörün nörotransmisyonu, acı hissi ile ilgili negatif etkilerini engeller. Yine hipoaljezik etkisi olan kafein, bu yolla düşen motor aktivitelerin uyarma hızlarını ve kas kasılma hızını artırır






   Kafein bunlarla birlikte, serebral kan akışını düşürmekte ancak aynı zamanda beyindeki enerji metabolizmasını artırmaktadır. Nöradrenalin nöronlarını aktive eder ve bölgesel olarak dopamin salgısını artırır. Böylelikle daha hızlı düşünme, algı hızının artışını ve mutluluk duygularını artışını sağlar.

Diğer bir çok kafein aktivitesi, seratonin nöronları üzerindeki etkisine bağlıdır. Bununla birlikte bir psikouyarıcı olarak etkileri net olarak tespit edilememiştir. Öğrenme , hafıza, performans, koordinasyon ve odaklanma ile ilgili etkileri ise dinçliği artırmasına,  yorgunluğu azaltmasına bağlanıyor.

Yine kafein bireysel olarak değişen metilksantine karşı duyarlılık seviyesine göre, uyku ve anksiyete üzerinde gözlenebilir bir etkiye sahiptir. Yaşla metilksantine karşı duyarlılığın arttığı ve yetişkinlerin bu nedenle kafeinden bu açıdan daha çok etkilendikleri düşünülmektedir.

 







Kaynaklar :

1) http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/19757860, Caffeine and anaerobic performance: ergogenic value andmechanisms of action.,2009;39(10):813-32. doi:%2010.2165/11317770-000000000-00000.

2) http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/1356551,  Caffeine and the central nervous system: mechanisms of action, biochemical, metabolic and psychostimulant effects., 1992 May-Aug;17

 

3) Khairallah M, Khairallah RJ, Young ME et al. (2008). "Sildenafil and cardiomyocyte-specific cGMP signaling prevent cardiomyopathic changes associated with dystrophin deficiency". Proc. Nat. Acad. Sci. U.S.A. 105 (19): 7028–33.




 
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir