Post Author Avatar
Gürkan Akçay
Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör

Kısa Cevap: Hem evet hem hayır. Doğal seçilim; organizmaları belirli doğrultulardaki evrime sürükleyen, neyin işe yarar olup neyin işe yaramaz olduğunu filtreleyen titiz bir test sürecidir. Ancak, bu süreçte şans da büyük bir role sahiptir.

New Scientist 'teki bir haberde (21 Ocak 1982, syf:140); 1981 yılında astronom Chandra Wickramasinghe'nin Arkansas'taki bir mahkemede1 söylediklerine yer veriliyor. Wickramasinghe şöyle diyor:"Yaşamın oluşmasındaki şans; hurda yığınını üzerinden geçen bir tayfunun Boeing 747 oluşturması kadar düşük bir ihtimaldir."Sonralardan Wickramasinghe'nin meslektaşı Fred Hoyle ise bu ünlü iddianın bir de kasırgalı versiyonunu2 kurmuştu. Bu da bize gösteriyor ki; çok zeki insanlar dahi evrimi tamamıyla yanlış anlayabiliyor.

Aslına bakarsanız, daha "modern" iddialar da bu ünlü iddianın pek ötesine geçebilmiş değil.

Fakat beklentimiz, en azından Evrim Teorisi'ni biraz olsun bildiğini ortaya koyan, daha iyi bir analoji olabilirdi; milyonlarca demir yığınıyla başlayıp, her bir kasırganın ardından geriye kalanlara dair titiz bir seçim sürecinin ardından uçuşa en uygun olanları ayırmak, bunların milyonlarca tam bir kopyasının oluşturulması, milyonlarca yeni kasırgaların oluşması, bir başka kapsamlı test dizisi... vesaire vesaire, ta ki bir tür makine oluşturana kadar -bir Boeing747 olmasa da- en azından birkaç metre uçabilme kapasitesine sahip bir makine inşa etmek.

Hayatta Kalmayı Destekleme

Doğal seçilimle ilerleyen evrim iki adımlı bir süreçtir. Ve yalnızca ilk adımı rastlantısaldır. Şöyle ki; mutasyonlar şans olaylarıdır, fakat hayatta kalıcı olabilmeleri şansa dayalı değildir. Doğal seçilim, bazı avantajlar sağlayan mutasyonları korur ve fiziksel dünya neyin işe yarar neyin işe yaramaz olduğuna dair çok katı sınırlar dayatır. Bu yüzden de organizmalar belirli doğrultularda evrimleşirler.

Avcısı tarafından sürekli olarak kovalanan, su altındaki herhangi bir türü düşünün. Rastgele mutasyonlar, bazı yavruların çeşitli tiplerde olmasına sebep olacaktır. Daha az enerjiyle daha hızlı olmaya olanak tanıyan şekle sahip yavruların hayatta kalması ve dolayısıyla da yavaş kalan yavrulara kıyasla üreyip gelişmesi daha muhtemeldir değil mi?

Sonuç ise; bugün gördüğümüz yunuslar, köpek balıkları gibi bütün hızlı yüzen canlıların aerodinamik bir şekilde evrimleşmiş olmasıdır. Bu durum dizaynın bir sonucu gibi görünebilir, fakat aslında farklı mutasyonların etkilerinin değerlendirilmesini içeren titiz bir gerçek dünya testi olan doğal seçilimin gücüdür.

Post Recommend Cover Image
Önerilen

Mutasyon Nedir?

Mutasyonlar Güçlendiricidir?

Organizmalar her zaman yararlı bir mutasyonun ortaya çıkmasını bekleyen şeyler değildir. Örneğin; uyku hastalığına sebep olan parazit, binlerce yedek çeper proteinine sahiptir. Bu parazit, konak canlının bağışıklık sisteminin ona ayak uydurmasından daha hızlı bir şekilde bu proteinleri karıştırarak ve eşleştirerek3 yeni çeperler oluşturabilir.

Çok sayıda biyolog, bazı mikropların belirli genlerdeki mutasyon oranını artırabilmeye yarayan, değişen çevreyle başa çıkma mücadelesinde ya da ihtiyaç duyulduğunda kullanılmak üzere depolanan mekanizmalar evrimleştirmiş olabileceğini düşünüyorlar. Bu mekanizmalar mevcut olsa dahi4, tüm yaptıkları rastgele varyasyonu üretmektir. Doğal seçilim -test süreci- evrimi belirli doğrultuda ilerleten süreçtir.

Bu durumun bir sonucu; evrim, benzer sorunları karşılayan benzer "dizaynları" üretmeye meyillidir, bu durum da yakınsaklık olarak bilinir. Örnekler sayılamayacak kadar fazladır. Pterozorlar (uçan sürüngenler), kuşlar ve yarasalar hepsi benzer uçuş yolları evrimleştirmiştir. Ton balıkları ve bazı köpek balıkları yüzme kaslarını bulundukları çevreden daha sıcak tutan5 benzer mekanizmalar kullanır.

Farklı Türlerde Görülen Benzer Biyolojik Özellikler

Evrimsel yakınsaklık proteinlerden toplumlara kadar her seviyede meydana gelir. Örneğin, develere özgü alışılmadık bir antikorun6 köpekbalıklarında çok yakın bir eşdeğeri vardır. Bir başka örnek ise; tüysüz köstebek farelerinin de arılar ve karıncalar gibi sosyal koloniler7 oluşturmasıdır.

Bu durum şu anlama geliyor; eğer zamanı geri alabilseydik ve yaşamın yenidenevrimleşmesine olanak tanıyabilseydik, yaşam çok farklı yollarda evrimleşebilirdi, ancak bugün gördüğümüz organizmalara benzer organizmalar da oluşturabilirdi.

Yani, okyanuslarda yüzen canlılar neredeyse tamamen aerodinamik şekilli yüzücüler ve gökyüzündeki canlılar ise kanatlı canlılar olacaktı. Öte yandan, zekanın evrimi de kaçınılmaz olacağından, bazı evrimsel biyologlar zeki organizmaların bizlerden çok daha farklı olabileceğini düşünüyorlar.

Farklı Yönde Evrimleşme

charles-darwin-ispinozlari-bilimfilicom

Evrim, yukarıda da bahsedildiği gibi rastlantısal olmamakla birlikte, şansın büyük bir role sahip olduğu8 bir süreçtir. Evrimin genellikle ilerleyebileceği sayısız muhtemel doğrultu vardır. Darwin'in Galapagos Adaları'ndan topladığı farklı besin türüne göre farklı gaga şekillerine göre özelleşmiş 13 farklı türe ayrılan ispinozları düşünün. Kuşlardan bir grup farklı bir yönde evrimleşirken, neden diğer grubun bu yönde evrimleşmemiş olmasının sebebi; belirli bireylerde gaga boyutu ve şeklini etkileyen tamamen şansa dayalı mutasyonlardır.

Üstelik, bazı mutasyonlar populasyon boyunca yayılır ya da ortadan kaybolur, bunun sebebi ise rastgele genetik sürüklenmeden ziyade doğal seçilimdir. Ve burada şansa dayalı durumlar da büyük etkiye sahiptir: 60 milyon yıl önce Dünya'ya büyük bir gök taşı çarpmamış olsaydı, dinozorlar bugün hâla hayatta olabilirdi.

Dolayısıyla, Evrim Teorisi için göz veya kanat gibi yapıların kazara oluştuğunu ileri sürdüğünü düşünmek hatalıdır ve yanlıştır. Şans, evrimde role sahiptir ancak evrim şansa dayalı değildir.
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir