Post Author Avatar
Baran Bozdağ
Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör

Fosilleşmenin en büyük sorunlarından birisi de, doğa şartlarında çok uzun yıllar korunamayan yumuşak doku ve iç organ yapılarının evrimsel tarihte bir takip sorunu yaratması ve nadiriyetleri dolayısıyla bir takım bulmacalarda önemli eksik parçalar kalmasına neden olmasıdır. Ancak doğada bazı koşullar altında bir organizmanın veya yumuşak dokularının amber gibi yapılar içinde paketlenmesi veya yine şans eseri dokuya zarar gelmesini engelleyecek bir yapının içine bozunmadan hızlı bir biçimde gömülmesi ile uzun yıllar korunmaları nadiren mümkün olabilmiştir.

Darwin'in de uzun yıllar beynini meşgul eden, en ilkel hayvanların kökenine dair soru işaretleri burada bahsi geçecek olan yeni bir keşif ile aydınlatılabilecek. 547 milyon yıl öncesine ait fosil kalıntılar, araştırmacıların en erken dönem hayvanlara ait izlerin kayıtlarını ve dolayısıyla kökenlerine dair bilinen takvimin çok daha geriye doğru götürülmesini sağladı. Araştırmadaki örnek, Kambriyen Patlama'sı olarak bilinen ilk hayvanların ortaya çıktığı 540 milyon yıl önceki olay ile, bu hayvanların olası ortak atalarından biri arasındaki ilk bilinen bağlantı olarak kayıtlara geçti.

Kambriyen'de ortaya çıkan hayvanların aslında muhtemelen Ediacaran periyodunun içinde ortaya çıkmış olan ortak atalardan geldiği tahmin edilse de, bunu destekleyecek çok fazla veri elimizde bulunmuyordu. Bu zaman aralığında veyahut biraz öncesinde evrimsel süreçte sahneye çıkmış olan hayvanların -ki bugünkü hayvan çeşitliliğine kadar gelen ve aradaki yok oluşlar da düşünüldüğünde devasa bir Kambriyen çeşitliliğine ve sonrasındaki yayılmaya neden olmuş gruptur- nasıl varlıklar olduğu 19. yüzyılın büyük doğa bilimcisi Charles Darwin'i de düşündürmüştü (Bkz. Darwin İkilemi)

Mevcut araştırmaya kadar birçok kez yumuşak doku ve organizmaları nedeniyle erken dönem hayvanların izlerini sürmenin zorluğu ve geçen zamanda iyi korunmuş fosillerinin bulunmasının zorluğu defalarca gösterilmişti. Üstelik bu yumuşak dokuların, bahsi geçen bulmacaya çözüm üretmek için önemi de oldukça büyük çünkü yumuşak dokular, hareket, taşınma ve hayatta kalma kabiliyetleri ile ilgili en çok fikir veren ve bu anlamda en çok evrimsel bağın kurulabilmesini sağlayan morfolojik parçalardır.

University of Edinburgh'tan araştırmacılar Namibya'da saha araştırmalarını sürdürürken minik hayvanların fosil kalıntılarına ulaşmayı başardı. Namacalathus adını taşıyan cinse ait kalıntılar X-ray görüntüleme teknikleri ile incelendiğinde, hayvanın bazı yumuşak doku kalıntılarının fosil içinde korunmuş olduğunu keşfetti. Pirit veya demirsülfür olarak bildiğimiz metalik mineral ile çevrelenip korunan yapılar şimdiye kadar sadece kemiksi dokularına ulaşılmış olan Namacalathus'a ait eşi görülmemiş bir fosil kaynak elde etmiş oldu.

Hemen sonrasındaki evrimsel süreçte ortaya çıkmış olan diğer hayvanlar ile benzerlikleri ve farklarını inceleme fırsatı bulan araştırmacılar Namacalathus'un Kambriyen'de ortaya çıkan çeşitliliğin ortak atalarından biri olduğunu gösterdi. Science Advances'ta yayımlanan makalenin başyazarı University of Edinburgh Yerbilimleri Fakültesi'nden Prof. Rachel Wood, bu fosillerin istisnai ve nadir fosiller olduğunu ve bir zaman makinesi gibi bizi geçmişe götürüp evrimsel tarih içinde iz sürmemizi sağladıklarını belirtti. 

Hem kambriyen hem de modern zaman hayvan çeşitliliğinin kökeninde bulunan Namacalathus'un biyolojik ve ekolojik uyumluluğu, hayatta kalma ve hareket yeteneklerine dair daha detaylı bilgiler için bu istisnai derecede iyi korunmuş fosil üzerinde yapılacak ileri araştırmaların yayımlanmasını hep birlikte bekleyeceğiz.
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir