Post Author Avatar
Erhan Güven
Sağlık Bakanlığı - Yazar
Karşılaşılmasından öte; üzerinde konuşulması, düşünülmesi, yazılması bile -en hafif terimiyle- saf nefret uyandıran bir konunun, çocuk istismarının, gündemimizde olması bile insanlık adına en büyük utançlardan biri.

Bu terimle karşılaşıldığında çoğu zaman ilk akla gelen cinsel açıdan bir saldırı olsa da her türlü fiziksel şiddet (tokat dâhil), duygusal yaralama (güven kırıcı sözler veya kale almamak dâhil), tıbbi kötü muamele (bilerek hasta etmek veya tedaviden mahrum bırakmak dâhil) ve ihmal etme (temel gereksinimlerini karşılamamak dâhil), en az cinsel temas (okşama dâhil) kadar çocuk istismarının alt bileşenlerini oluşturuyor. Tanımın bu kadar kapsayıcı olması nedeniyle Birleşik Devletler için geçerli verilerde neredeyse her yüz çocuktan birinin istismara uğradığını söylemek mümkün. Kriter eşiği düşürüldüğünde veya farklı toplumlarda incelendiğinde %25’lik oranlar söz konusu olabiliyor ve özellikle cinsel istismarda kız ve erkek çocuklar arasındaki fark sanıldığı kadar fazla değil.

İstatistiksel olarak değerlendirildiğinde, istismar kurbanı çocuklar için “yakın” bir tehditten bahsetmek olası. 2012 yılı itibarı ile Birleşik Devletler verilerine göre bu suçu işleyenlerin %80’i çocuğun ebeveyni iken, diğer akrabalar da katıldığında bu oran %90’lara ulaşıyor. Sadece cinsel istismar söz konusu olduğunda bile %70’lere varan oranlar dikkat çekiyor. Bu durumda haberlerde görünen ve çocuğun ev dışı en önemli sosyal ortamı olan eğitim kurumlarındaki istismar sayısındaki yükseklik, gerçek sorunun tahmin edilemeyecek kadar büyük olduğunu ortaya koyuyor.

Doğrudan istismarla ilişkisi olmasa bile uyarıcı olması açısından önemli bazı davranışlar, özellikle de bunları daha önce sergilemeyen bir çocukta ortaya çıktığında değerli olabilir. Arkadaşlarından veya zevkle yaptığı uğraşlardan uzaklaşma, saldırganlık, sinirlilik ve düşmanlık içeren zarar verici tutumlar veya depresyon, içine kapanma ve olağandışı korkular geliştirme, uyku bozuklukları ve kâbus görme, yalnız kalma isteği, okul başarısında düşüş gibi olumsuzluklar erken işaretler olabilir. Saydıklarımızın çoğunun ergenliğe geçişte normal kabul edilebilecek tutum değişiklikleri olduğunu da hatırlatmakta yarar var.

Açıklanamayan veya açıklamasıyla uyumsuz görünen yaralanma izleri (sıyrık, morarma gibi), yaşla uyumsuz üreme-idrar yolu hastalıkları, sağlıksız görünüm, kilo kaybı gibi fiziksel özellikler de bir soruna işaret ediyor olabilir.

Pedofili veya ensest gibi bilimsel tanımlamalardan bahsedip, istismarcıyı, olduğundan farklı bir şey gibi göstermek; onu, bu yönde davranmaya iten sosyo-psiko-çevresel nedenlere yoğunlaşmak ve hatta akıl sağlığı bozukluklarından bahsetmek gibi bir amacı olmayan bu yazı, büyük çoğunluğu “güvenli çevrede” gerçekleşen bu suçun önlenmesi ve gerçekleştikten sonra cezalandırılması ile ilgili seçenekleri de tartışmayı hedeflememektedir.

Çocuk istismarını sadece cinsel yönüyle düşünmek, diğer kötü muameleleri kınamak yerine övmek (vurulan yerde gül bitmesini beklemek gibi), sosyolojik açıdan incelenmesi gereken bir konu gibi görünse de, kimi toplumlarda görülen görece artmış cinsel çocuk istismarı olgularının en tutarlı açıklaması bu yanlış değer yargısına dayanıyor olabilir. İnsanın en savunmasız olduğu bu gelişim döneminde diğer istismar türlerinin gerekli tepkiyi almaması, istismarcılarda, cinsel istismarın da makul kabul edilebileceği düşüncesini doğuruyor olabilir.




Referanslar:





Bu içerik BilimFili.com yazarı tarafından oluşturulmuştur. BilimFili.com`un belirtmiş olduğu "Kullanım İzinleri"ne bağlı kalmak kaydıyla kullanabilirsiniz.
Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir