Post Author Avatar
Gürkan Akçay
Boğaziçi Üniversitesi - Yazar / Editör
"Hayat ağacı"nın (İng. tree of life) en kapsamlı halinin ilk taslağı açıklandı. Taslak, Dünya'da adlandırılmış tüm bitki, hayvan, mantar ve mikrop türlerinin --yaklaşık 2.3 milyon-- aralarındaki ilişkiyi gösteriyor.

3.5 milyar yıldan fazla bir süre önceden bugüne kadar geliştirilen ve yaşamın evrimine ait bu taslak; Dünya'nın çeşitli yerlerinden 11 araştırma kuruluşundan bilim insanları tarafından geliştirildi. Bu yeni hayat ağacı, kendisinden önce geliştirilen binlerce daha küçük taslağın geride bıraktığı boşlukları kapatıyor. Duke University'den Karen Cranston; çalışmanın, var olan bütün noktaları birleştiren ve onları bir araya toplayan ilk adım olduğunu ve taslağın ilk versiyon (en. Version 1.0) olarak düşünülebileceğini söylüyor.

Taslak; 500 küçük ağacı ve 2000-2012 yılları arasında 100'den fazla akademik dergide yayımlanmış 7500'den fazla filogenetik çalışmayı kendisine temel alıyor.

Yeni hayat ağacını oluşturan tüm veriler ve kaynak kodları da dahil olmak üzere her şey; diğer araştırmacıların da mevcut bilgiyi yeniden düzenleyebilmeleri ve hali hazırdaki taslağa eklemeler yapabilmeleri için erişime ve download edebilmeye (indirmeye) açık halde Open Tree of Life internet sitesinde bulunuyor.

Araştırmacıların karşılaştığı en büyük zorluklardan birisi ise; 250 yıldan fazla bir süre önce türleri sınıflandırmaya başladığımızdan beri ortaya çıkan, isim değişikliklerini, alternatif isimleri, yaygın imla hatalarını ve kısaltmaları çözmek. Örneğin; Maddie Stone'un Gizmodo'da yazdığı gibi; "Taksonominin garip bir tesadüfü olarak; dikenli karınca yiyenler bir zamanlar müren balıklarıyla aynı bilimsel isme sahipti."

Proceedings of the National Academy of Sciences 'da yayımlanan bu kapsamlı hayat ağacı taslağının önemi yalnızca yeryüzünde bulunan isimlendirilmiş bütün türlerin birbirleriyle olan bağını göstermesi değil, aynı zamanda da HIV, ebola ve influenza gibi bazı ölümcül hastalıkların ilk olarak nerede görüldüğü ve ne şekilde yayıldığına dair de daha gelişmiş bir kavrayış sağlayabilir. Bunun yanı sıra; bitkisel ve hayvansal verimi artırmak için de daha iyi teknikler ortaya çıkarabilir.

Daha büyük ve daha açık hayat ağaçlarıyla, daha önce cevap verilemeyecek ölçekteki evrimsel sorulara cevaplar verilebilir.
Moleküler biyolojinin araçlarındaki ilerleme sayesinde, günümüzde filogenetik (ortak atadan türemeye dayalı) sınıflandırma, fenetik (biçime/fenotipe dayalı) sınıflandırmanın önüne geçmiş durumdadır. İlk moleküler filogeniler, Carl Woese’un 1970’li yıllarda bakteri filogenileri oluşturmak için ribozomal RNA kullanmasıyla başlamıştır: Bakterilerde 16S rRNA ve ökaryotlarda 18S rRNA. Bundan önce, amino asit dizilerini belirlemek için elektroforez yoluyla protein dizilemesi geliştirilmeye başlanmıştı. Ancak, yaygın biçimde kullanılmış olan bu tekniğin yerini, DNA ve RNA nükleik asit dizilemesi almıştır. (…) 18S rRNA’ya dayalı moleküler filogeniler, ökaryot grubundaki soyhatları arasındaki ilişkilerin daha iyi anlaşılmasını sağlamıştır. Çok-hücreliliğin, evrimsel süreçte birkaç kez ve bağımsız şekilde açığa çıktığına işaret eden birkaç “üst-grup” bulunmuştur. (…) Moleküler filogeni, görünürdeki basitliklerinden dolayı uzun süre ilkel kabul edilmiş olan bazı grupların, ikincil olarak indirgenmiş (sonradan basitleşmiş) olabileceklerini ortaya koymuştur.

– Christian Lévêque & Jean-Claude Mounolou (Biyoçeşitlilik)





Araştırma Referansı: C. Hinchliff et al. Synthesis of Phylogeny and Taxonomy Into a Comprehensive Tree of Life. Proceedings of the National Academy of Sciences, 2015 DOI: 10.1073/pnas.1423041112


Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir