1998 yılında Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü’nden mezun olan Nuh Gedik bilim dünyasında bir ilke imza atıyor. Massachusetts Institute of Technology’de (MIT) öğretim üyesi olan Gedik, yüksek hızlı darbeli lazer kullanarak daha önce katılarda hiç gözlemlenmemiş olan elektron ve fotonlar arasındaki hareketli hali gözlemlemeyi başardı.

Türkiye yedincisi olarak girdiği Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü´nü üç yılda birincilikle tamamlayarak 1998’de mezun olan Nuh Gedik’in araştırma alanı ilginç maddeler içeren ve değişik fiziksel durumlarda bulunan atom altı parçacıklarının yüksek hızdaki aktivitelerini gözlemlemek. Kuantum mekaniğinin geçerli olduğu bu parçacıkların kısa bir süre öncesine kadar katılarda doğrudan gözlemlenemeyeceği düşünülüyordu.

Kuantum maddelerindeki atom altı parçacıklar üzerinde çalışmak için lazer probu tekniğini sıklıkla kullanan Gedik, tuhaf kuantum dünyasındaki gözlemlerini daha ileriye götürmek için kendi tekniğini geliştirdi. “Öğrendiğim teknikler zaman çözünürlüğü sağlayabilir fakat enerji ve momentum çözünürlüğünden yoksunlar” diyen başarılı fizikçi, MIT’de bu metotları eşsiz bir şekilde zaman, enerji ve momentum çözünürlükleriyle bir araya getiren bir laboratuvar kurdu.

İletkenlerle ilgili keşifler sayesinde yeni maddeler üretilebilecek


Nuh Gedik, yüksek hızlı darbeli lazer kullanarak saniyenin milyonda birinde gerçekleşen bir olayın ardındaki sır perdesini araladı. Fizikçi böylelikle topolojik yalıtkanlarla ilgili önemli bulgulara ulaştı. Bu yalıtkanlar elektrik akımının iletilmesini gövdelerinde tamamıyla engelliyorlar, ancak yüzeylerinde serbestçe iletiyorlar. Gedik, geliştirdiği tekniği bu maddelerdeki yüzey elektronlarının gövdedeki elektronlarla nasıl etkileşime girdiğini anlamak için kullandı. Süreçle ilgili “ Tek bir fotoğraf almak yeterli değildi. Dinamikleri anlamamız için birçok kareye, adeta bir filme ihtiyacımız vardı.” diyen Gedik, ekibiyle beraber bunu başarmak için eş zamanlı olarak enerji ve momentum verisini ele geçirmenin yolunu buldu. Elektronların milyonda bir saniyedeki eş zamanlı enerji ve momentum verisine bakabilmek Gedik ve ekibine bu hallerdeki elektronların üç boyutlu bir filmini oluşturma şansı yarattı.

Başarılı fizikçi ışık demetlerinin bu süreci değiştirmedeki rollerinin de farkına vardı. Işığın sistemleri incelemenin yanında sistemlerin özelliklerini kontrol etme gücüne de sahip olduğunu fark ettiklerini kaydeden Gedik, elektron ve fotonlar arasındaki hali gözlemledi.

Elektron ve fotonlar arasındaki hali materyallerin özelliğini değiştirmek için kullanmayı planladığını not eden Gedik, çalışmalarına devam ediyor. Bu demek oluyor ki Gedik’in ajandasında iletken bir maddeyi yalıtkan bir maddeye veya mat bir materyali şeffaf bir materyale dönüştürmek gibi planlar var. Fakat çalışmalarının yapabilecekleri burada sonlanmıyor. Fizikçinin hayali denge koşullarında var olmayan bütünüyle yeni özelliklere sahip maddeler üretmek. Bu şekilde üretilen maddelerin özellikleri ışık sayesinde kolaylıkla değiştirilebilir olacak. Nuh Gedik ve ekibinin başarıya ulaşması dahilinde elektroniklerde kullanılmak üzere bir çok yeni madde üretilebilecek.

Nuh Gedik ve ekibi birkaç yıl önce geliştirdikleri çok özel görüntüleme teknolojisi sayesinde, ışığı bir maddenin üzerine göndererek etkilerini görüntülemeyi başarmış ve Science dergisinde yayınlanan bu çalışma bilim dünyasında büyük heyecan uyandırmıştı.

Boğaziçi’nden Caltech’e: Nobel ödüllü kimyagerle çalışma fırsatı


Küçüklüğünden beri matematik ve bilime ilgili olan Gedik’in ilkokul yılları babasının öğretmenlik yaptığı sınıfta geçer. Lisede fiziğe olan ilgisi artınca, tutkulu bir fizik öğretmeni sayesinde Türkiye’yi uluslararası fizik olimpiyatlarında temsil etme fırsatı yakalar. Fiziğin hangi dalına odaklanacağı konusunda kararsız kalan MIT’li profesör, lisans derecesini Boğaziçi Üniversitesi’nde tamamladıktan sonra doktora için önce University of Southern California’ya, ardından da University of California at Berkeley’e gider. İlk başta kuramsal fizikle ilgilenmek ister; fakat Berkeley’deki bir deneysel fizikçi onu laboratuvara girmeye ikna eder. Gedik, laboratuvardaki ilk deneylerinden birinde cihazlara alışamayıp birkaç saat sürmesini beklediği bir deneyin birkaç hafta sürmesiyle deneysel fiziğe kariyerinin başlarında olumsuz yaklaşır. Fizikçi, yaklaşımındaki dönüm noktasını deneyinde beklediği mavi ışık demetinin parladığı an olarak tanımlar.

Laboratuvarda daha başarılı sonuçlar elde edebileceğinin farkına varan Nuh Gedik, çalışmalarını bütünüyle deneysel fiziğe kaydırır. Bunun üzerine, 2004 yılında doktorasını yüksek sıcaklıktaki süperiletkenlerin davranışlarını incelemek için ultra hızlı lazerler kullanarak alır. Gedik ardından 4 yıllığına Caltech’e taşınır ve yeni bir teknik olan ultra hızlı elektron kırınımı üzerine çalışan Nobel ödüllü kimyager Ahmed Zewail ile çalışmaya başlar. Süper iletkenler dışındaki sistemleri gözlemlemek ve yeni teknikleri öğrenmek için Caltech’e gittiğini söyleyen Gedik, Zewail’in tekniğini ara yüzey suyun hidrofobik ve hidrofilik yüzeylerdeki davranışını incelemek için kullanır. Fizikçi, aynı tekniği ilk defa yüksek sıcaklıklardaki süper iletkenlere de uygulayarak başarıya ulaşır.

2008 yılında ailesiyle MIT’de Fizik Departmanı’nda yardımcı profesörlük yapmak için Boston’a taşınan başarılı fizikçi, Lawrence C. (1944) and Sarah W. Biedenharn Kariyer Geliştirme’de doçent doktor olarak görev yapmakta. Nuh Gedik, Amerikan Ulusal Bilim Vakfı Kariyer Ödülü de dahil birçok prestijli ödülün sahibi.




Bu içerik Boğaziçi Üniversitesi Kurumsal İletişim Ofisinden sağlanmıştır. İçerik üzerinde kısaltmalar ve değişiklikler yapılmıştır.


Kaynak ve İleri Okuma
Etiket

Projelerimizde bize destek olmak ister misiniz?

Dilediğiniz miktarda aylık veya tek seferlik bağış yapabilirsiniz.

Destek Ol

Yorum Yap (0)

Bunlar da İlginizi Çekebilir